Medya

"İtirafçılar anlattı; FETÖ yargıya nasıl sızdı?"

Saygı Öztürk: Yargının bir daha silah olarak kullanılmasına izin verilmeyecek

22 Aralık 2016 17:04

Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik olarak başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanıp itirafçı olan yargı mensuplarının, "FETÖ'nün yargıya nasıl sızdığını" anlattığını ileri sürdü. Öztürk, "Bu itiraflara dayalı olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeni soruşturmalar yürütüyor. Yargının bir daha silah olarak kullanılmasına izin verilmeyecek. Bu konuda HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz son derece kararlı" dedi.

Saygı Öztürk'ün "FETÖ'cüler yargıda her istediğini yapmış" başlığıyla yayımlanan (22 Aralık 2016) yazısı şöyle:

FETÖ'cüler sadece ordu ve Emniyet'e değil yargıya da sızdı. Kumpas davaları bunun örneklerinden biriydi. Yargıdaki FETÖ'cü yapılanma ise tutuklanan hakim ve savcıların itiraflarıyla gün yüzüne çıktı

FETÖ devletin bütün kurumlarına sızıyordu. Yargı elden gidiyordu. 15 Temmuz'dan sonra 3 bin 716 hakim ve savcı “FETÖ”cü” olduğu gerekçesiyle ihraç edildi, bunun önemli bir bölümü de tutuklandı. Bakıyorsunuz 300'e yakın hakim ve savcı da “itirafçı” olmuş.
Bu itiraflara dayalı olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeni soruşturmalar yürütüyor. Yargının bir daha silah olarak kullanılmasına izin verilmeyecek. Bu konuda HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz son derece kararlı. İtirafçıların yüzlerce sayfalık itiraflarından kısa bir bölüm aktarıyorum:

Öncelik FETÖ'cülerde

HSYK eski Başkanvekili Ahmet Hamsici: Gerek siyasi, gerekse bürokraside bu cemaat mensuplarına karşı bir duruş yoktu. Hatta iktidar partisi milletvekillerinin bazıları halen cemaatin liderine karşı sıcak ilgi duyuyorlardı. Ben o tarihte keskin bir kopukluk olmadığı için sadece bu cemaatin sohbetlerine gitmemeye başladım. Cemaatçi yargı mensuplarına Balyoz Davası'nda bu kadar kişinin tutuklu kalmasının uygun olmadığını, kamuoyunda cemaatin bir komplosu şeklinde düşüncelerin oluştuğunu belirtiyordum. HSYK'da görev yapacak tetkik hâkimlerinin ve müfettişlerin alımı esnasında Gülen Cemaati mensubu olduğu anlaşılanlara öncelik verildi. Ben de cemaate yakın olduğum için gelmelerinde bir sıkıntı görmüyordum. Ben de bu cemaat mensuplarına o dönem sıcak bakıyordum.

"Talimatla karar verdim"

HSYK Üyesi K.T.: Gülen cemaati içinde yer aldım. Ancak bunu bir sosyal dayanışma şeklinde gördüm. Bu yapının darbeyi amaçladığını bilmiyordum. HSYK üyesi olduğum dönemde bizden sorumlu olan Nazmi Dere'nin talimatı ile bazı kararları verdiğim doğrudur.

Dışarıda namaz yasaktı
Hakim B.Ç.: Hilal kod adını kullanan Hürü Akça bizimle ilgileniyordu. Bana ve diğer arkadaşlarıma ne şekilde giyineceğimize de karışmaya başladı. Hatta etek boyunun diz kapağının 4 parmak altında olması gerektiğini söyledi. Ayrıca dışarıda namaz kılmamamız gerektiğini, daha sonradan eve gelince cem edebileceğimizi söyledi. İdare Mahkemesi'nin alt katında bulunan mescide namazımı kılmak için giderken cemaat mensubu olduğunu bildiğim kişilerin beni görmemesine dikkat ediyordum.

Maaşın yüzde 10' u himmet

Hakim K.U.: Her ay maaşımdan yüzde 10 oranında himmet adı altında Mustafa Baklavacı'ya elden veriyordum. Ayrıca, kurban parası veriyorduk. Arkadaşlarımızın cemaat amaçlı toplantılara şehir dışına gittiğini biliyorduk.

Danıştay Daire Başkanı H.E.: Hüseyin Karakullukçu başkan olduktan sonra; seminer, konferans ve yurtdışı gezilerine özellikle cemaate yakın dost grubundan olan insanlar ve bunlarla ilgilenen kişiler belirlenip gönderiliyordu. Yapıya mesafe koyan insanlar bu tür programlara dâhil edilmiyordu. Yapı daha çok kendisi açısından önemli olan Anayasa Mahkemesi üyeliği, HSYK üyeliğine asılıyordu. Stajyer hakim ve savcılar Gülen'e götürülüyordu. Gülen de onlara hediye olarak kalem veriyordu.

Himmet paraları Amerika'ya firar eden FETO'ya gidiyordu

FETÖ'cülerin kendi aralarında kullandığı bir sözlük var. İşte o sözlükte geçenler ve bu sözcüklerin karşılıkları:

MAHREM YERLER: Örgüt dilinde Harp Okulları, GATA, bütün Silahlı Kuvvetler, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve bazı özel kurumları (TİB, ÖSYM, TÜBİTAK) ifade eder. “Özel mahrem yerler” ise silah bulunduran TSK, Emniyet, MİT anlamına geliyor.
MAHREM HİZMET: Örgüt adına kurumlarda kadrolaşma, “abi”nin veya imamın emrine göre organize hareket etme ve örgüt amacına yönelik verilen görevleri ifa ediyor.
İMAM: Örgütün sorumlu yöneticisi olan erkeği ifade eder.
IŞIK EVİ: Örgütün “hücre evi” ışık evleridir. İzmir- Tepecik'te 1966 yılında Nur Evleri adıyla ilk kez açılmaya başlandı. 1986 yılından sonra evler Türkiye geneline yayıldı.
HÜCRE TİPİ YAPILANMA: Kamu kurumlarında sayısı beş kişiyi geçmeyen, örgüt abisine bağlı birimdir. Hizbullah terör örgütü örnek seçilerek geliştirilen bir model. Hiçbir hücre diğer bir hücreden haberdar değildir. Bir hücre açığa çıksa bile diğer hücrelerin faaliyetine devam ederek deşifre olmamalarını sağlamak içindir.
HİMMET: Örgütün finansmanı için toplanan gerekli ekonomik kaynak elde etmeye verilen isimdir. Kamu görevlileri, bekarsa maaşının yüzde 15-20'sini, evli ise yüzde 10'unu himmet olarak ödemek zorunda. Bu asgari tutardır ve himmetin üst sınırı yok.
KUTSAL HOCA PAYI: Himmet olarak toplanan paranın yüzde 15'i Fetullah Gülen'in “kutsal payı” olarak gönderiliyor.
İSTİŞARE: Bir iş yapılmadan önce örgütün ilgili “abi”sinin veya “abla”sının emrinde toplanıp karar verme ve icraya geçmek için yapılan örgütsel toplantı. Üst yöneticilerden gelen emirlerin uygulanması için bir araya toplanmaya verilen isim.
TART: Hain ilan edilen kişinin örgütten kovulmasıdır. Bu kişilere zecr tokadı vurulur, üzeri çizilenlerden olur, hayatının kalanı zehredilir.
ŞEFKAT TOKADI: Örgüte göre, kötü iş yapan (genellikle abi veya ablanın talimatına uymakta ihmal gösteren) kişinin, Tanrı tarafından bir kötülükle ikaz edilmesi.
ABİ: Bir hücre evi ya da en küçük örgüt biriminin sorumlusu. Ev abisi, yalnızca evin idaresinden sorumlu.
ABLA: Abiliğe paralel olarak kadınlara verilen görev.
SADAKAT TESTİ: Örgüt amaçlarına göre eğitilen bir üyenin aldığı örgütsel narkozun tesiri altında kıvama geldiğini, davaya adanmışlığını ve yeterince örgüte bağlanıp bağlanmadığını abi veya ablanın sınaması, teste tabi tutmasıdır. Örgüt üyesi, liderine koşulsuz itaat ediyorsa sadakat testini geçiyor.
PARLATMA: Örgüt, istediği kişilerin reklamını yapıp bu kişiler üzerinden kendisine nema sağlıyor. Buna örgüt terminolojisinde “parlatma” deniyor.
MAHREM TOPLANTI: Örgütün ilgili biriminin çok gizli tutuğu ve üstten alınan bir emrin nasıl icra edileceğinin tespit edildiği ve görevlendirmelerin yapıldığı toplantı. Bu toplantıya örgüte çocukluğunda girenler katılabilir ama sonradan örgüte katılanlar alınmaz.
FETİH, FETHETME, FETİH OKUTMA: Örgüt, kamu idarelerinde kadrolaşmaya “fetih” diyor. Fetih okutma ise kamu idarelerine giriş için yapılan sınavlardan önce soruların elde edilerek öğrenci veya gençlere önce yemin ettirip daha sonra cevaplarıyla birlikte çözdürülerek sınavı kazanmasını sağlamaktır.
ALTIN NESİL: Örgüte ve öndere sadakatle itaat eden ve bu örgütün içinde yer alan kişilerin genel adıdır. FETÖ'cülerin diğer isimleri arasında “Beklenen nesil”, “kutsiler ordusu”, “muhabbet fedaileri”, “gönül erleri”, “ışık süvarileri” de bulunuyor.