T24 - Yenikapı Marmaray - Metro kazılarında son olarak 1500 yıllık batığın ortaya çıkarılmasıyla, arkeoloji dünyasının gözleri bu kazılara çevrildi. Kazı alanında bir yandan iş makineleri metro çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da arkeologlar titizlikle tarihin derinliklerine ulaşıyor. Ve bu çalışma yedi yıldır aynı incelik ve heyecanla sürdürülüyor.
Şimdiye kadar 16 bin müzelik değerde eserin gün yüzüne çıkarıldığı, İstanbul tarihinin de 4500 yıl daha geriye götürüldüğü kazının başkanlığını yapan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan, ‘‘Makinelerle yarışan bir kazı gerçekleştiriyoruz. Metro çalışmalarına engel olmadan bilimsel anlayıştan da taviz vermeden yaptığımız kazılarda tarihi değiştiren bilgilere ulaştık” diyor.
Antik Theodosius Limanı’nın gravürlerde ve kaynaklarda varlığı biliniyordu. Ancak tam olarak yeri saptanabilmiş değildi. 2004’te Yenikapı’da kazılar deniz seviyesinin 3 metre üstünde sondaj kazıları şeklinde başladı. Buluntular heyecan verici olunca kazı alanı genişletildi. Geç Osmanlı ve erken Osmanlı buluntularından sonra limana ait ilk bilgiler elde edildi. Limanın yapıları ve iskele kazıkları, halat ve ahşap kalıntılardan sonra deniz seviyesinin altına inildiğinde batıklara ulaşılmaya başlandı.
Ekip inançlıydı
Kazı ekibi buluntulara çok fazla sevinemiyordu. Kazıların uzaması ‘metronun bitirilmesi’ tarihini ileri attıkça siyasi baskı da artıyordu. Alanda çalışanlar Neolitik döneme ait buluntular gelebileceğini söylediklerinde meslektaşları bile bu söyleme güldü. Çünkü MÖ 6500 yılına ait İstanbul’da Yarımburgaz ve Fikirtepe dışında bir ize rastlanmamıştı. Kamuoyunda ‘metro çalışmaları yavaşlıyor’ seslerinin yükselmeye başladığı sırada Neolitik döneme ait ilk buluntu geldi.
Ezber bozdular
Urne tipi bir mezar alandaki arkeologları heyecanlandırdı. Dünyanın gözü Yenikapı’ya çevrilmişti. Neolitik dönem yaşam izi çamurun içinden çıkmıştı. Ardından kano küreği, bir başka urne tipi mezar derken 8500 yıllık ilk insan mezarı çıkarıldı. İstanbul tarihiyle ilgili ezber bozuldu. İstanbul’daki yaşam izleri 4500 yıl geriye gitti. 35 batıktan sonra 15 metre boyundaki bu yeni batık arkeologların hassasiyetlerinin ne kadar haklı olduğunu gösterdi.
İğneyle kuyu kazdık
Kazı Başkanı Zeynep Kızıltan süreci Radikal’e şöyle anlattı: ‘‘Bilimsellikten kopmadan yanı başımızda çalışmalarına devam eden makinelerle yarışarak kazıları devam ettirdik. Metro çalışmalarına engel olmadık. Marmaray kazılarını bitirdik. Metro kazılarının da üçte birini teslim ettik. 28 bin metrekare alanı 14 metre derinliğinde tamamen el yordamıyla kazdık. İğne ile kuyu kazmak tabiri tam da burası için uygun düşer sanırım.”
Yedi yıllık tarihi kazının kimlik kartı
Yenikapı Marmaray - Metro arkeoloji kazıları 2004 yılında başladı.
Yedi yıldır süren kazılarda kazı envanterine alınmış eser sayısı yaklaşık 40 bin. Etüde alınmış eser sayısı yaklaşık 150 bin.
Bugüne kadar kazılardan yaklaşık 1 milyon kasa çanak-çömlek çıktı. Bunların çok büyük bir bölümü tasnif edildi.
Kazıda 5. ve 11. yy’ler arasında muhtelif zamanlarda batmış 35 adet batık tespit edildi. bunlardan 30 adedi yelkenli yük gemileriyken 5 tanesi kürekle çekilen ince uzun kadırgalar. Karada bulunmuş batık açısından dünya üzerinde Yenikapı kazıları en çok batık çıkan kazı olma özelliği taşıyor.
Kazı alanında halen 45 arkeolog, mimar, sanat tarihçisiyle 265 işçi harıl harıl çalışıyor.
Dünyada yedi yıl aralıksız süren başka bir bilimsel kazı yok. Bilimsel kazılar yılda en fazla iki ay kazı alanında çalışma yapılırken, Yenikapı’da aralıksız sürüyor.
Kazı alanında Geç Osmanlı döneminden başlayarak, erken Osmanlı, Bizans, Roma, klasik ve arkeik dönem arkeoloji katmanlarının her evresinden veriler elde edildi.
‘Arkeopark’ için düğmeye basıldı
Büyükşehir Belediyesi kazı alanında bir arkeopark yapılması için de düğmeye bastı. Açıklamada ‘‘8500 yıl öncesine ait liman ve gemileri gün ışığına çıkaran arkeolojik bulguları sergilemek üzere Yenikapı Transfer Merkezi bünyesinde bir de arkeopark projesini hayata geçiriyoruz. Günde 1.5 milyon insanın seyahat edeceği önemli bir merkez olacak Yenikapı Transfer Merkezi ve Arkeopark Alanı’nı uluslararası mimarların yaptığı bir projeyle uygulamayı planlıyoruz” denildi.