İstanbul Beyoğlu’nun genel evlerinin ilginç detayları yabancı basında yer aldı. New York Times’ın Pazar dergisi İstanbul Beyoğlu’ndaki genel evlerin yoğunlaştığı Kadem sokağı için, “Dar bir çıkmaz ve ülkenin kalan az sayıda kırmızı ışıklı semtlerinden biri” nitelemesini yaptı.
Girişinde polis kontrolünün olduğu ve eskiye oranla bakımsız olan Kadem sokakta “temel hizmetin” 35 lira olduğunu ve bunun 20 lirasının eve geri kalanının kadına verildiği belirtilen dergiye göre, Türkiye’de seks endüstrisinde lisanssız en az 100 bin kadın çalışıyor ve seks işçisi bir kadın ayda 6 bin dolar kazanıyor.
New York Times gazetesi eki, “Türkiye’nin Kırmızı Işıkları Kısıldı” başlıklı İstanbul’un genel evlerini anlattığı geniş röportajında, bir Pazartesi öğleden sonra yüzlerce Türk erkeğinin İstanbul Modern Sanatlar Müzesi’ne 5 dakika uzaklıktaki bir yolda gözden kaybolduğunu, çöp torbası yığınları arasında yürüyerek metal bir kapıya ulaştığını anlattı.
Anna Louie Sussman imzalı röportajda, Kadem sokağın Türkiye’de kalan birkaç genelev bölgesinden biri olduğu belirtilerek, “Sokak boyunca yarım düzine evin kapısında iç çamaşırlarıyla büyük göğüslü geniş kalçalı kadınların olduğu karışıklığın içinde, bir polis erkeklerin kimlik kartlarını kontrol ediyor ve bir metal dedektörden geçiriyor” denildi.
1970’lerden itibaren fuhşun Beyoğlu bölgesinde Kadem ve onun kardeş sokağı Zurafa’daki evlerde geliştiğini belirten NYT, Ermeni Matild Manukyan’ın Beyoğlu genel evleri imparatorluğunu işlettiğini ve yıllık 4 milyon dolar kazandığını anımsattı.
'Salatalık, muz ve parlayan ayakkabılar'
Kadem sokakta su tesisatı dükkanlarının uzandığı ve bu dükkanların hepsinin Pazar günü kapalı olduğu, günün çoğunda tek ticaret yapanların salatalık soyan seyyar satıcı bir adam, gözü kanlanmış bir ayakkabı boyacısı ve muz satan bir başka seyyar satıcı olduğu ayrıntıları verildi.
'Yalnız bir erkeğim buna ihtiyacım var'
Röportajda, eski karısına nafaka ödeyemediği için hapse giren ve yeni çıkan işsiz bir inşaat işçisinin, “Enerji için salatalık ve muz” açıklaması ve “Yalnız bir erkeğim buna ihtiyacım var” sözleri alıntılandı.
Dergi, genel evde “temel hizmetin” maliyetinin 35 Türk lirası olduğunu ve bunun 20 lirasının eve gittiği kalanının kadına verildiğine işaret ederek, “Biraz şefkat, öpüşme, dokunuş, tatlı söz fazladan 15-20 liraya mal oluyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, inşaat işçisinin, “Eğer fazladan 20 lira vermezseniz çok kaba davranıyorlar. Sadece seks yapıp seni dışarı atıyorlar” dediği belirtildi.
Türkiye için diğer bir seçeneğin de, telefonla ya da internetten ulaşılan “tele kızlar” olduğunu vurgulayan dergi, doğu Avrupa kadınlarının ya da “nataşaların” lisanssız evler ve pavyonlar, hostes barlar dışında çalıştığını ifade ediyor.
'Evlenmeden seks yapmak mümkün değil'
Akşamın geç saatlerinde evinin yanındaki parkta buluştuğu bir kız arkadaşı olmasına rağmen Kadem sokağın düzenli bir ziyaretçisinin, “Öpüşüyorlar ancak, evlenmeden önce seks yapmak söz konusu değil” yorumu da dergiye alındı.
Türkiye'de 100 bin lisanssız seks işçisi var
Türkiye’de seks endüstrisinde lisanssız en az 100 bin kadının yer aldığına dikkat çekilerek, 45 yaşındaki seks işçisi Yasemin’in, içeride telefonundan müzik dinleyerek beklediği belirtilen yazı şöyle devam etti:
“Yasemin, bir günde çoğu düzenli olarak gelen 5 ya da 15 müşteriyle birlikte oluyor, ayda net 6 bin dolar kazanıyor. Arkadaşı 12 saatlik iş gününde 50 erkekle bir araya gelebileceğini söyledi. Buradaki kadınların bütün ahlaki değerlerini kaybettiğini, müşterilerle ilgilenmediklerini belirtti ve ‘Bir zamanlar bunlar aşk evleriydi’ dedi.”