Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün düzenlediği ‘çatışmaların çözümü’ konulu geziye katılan AK Parti, CHP ve BDP’li milletvekilleri “IRA modeli Türkiye’ye uymaz” görüşünü dile getirdi. AK Parti İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan, “Dersler çıkarılabilir belki, ama her ülkenin koşulları farklı” derken, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, “Bizim ayrışmamış olmamız çözüm için en büyük umut” dedi.
5 gün süren geziye AK Parti ve BDP’den 3’er, CHP’den 2 milletvekili katılırken MHP’liler ziyareti “şer ittifakı” olarak nitelendirdi. Heyet Londra, Belfast ve Edinburg’da incelemeler yaptı.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre AK Partili Memecan, “Türkiye’de yaşananlar konuşuldu mu, IRA Türkiye için model olabilir mi” sorusuna “Herkes kafasında bir anoloji yapmıştır, ama kimse Türkiye konusuna girmek istemedi; biz ne yaparız, bu mu uyar, şu mu uyar hiç konuşulmadı. Dersler çıkarılabilir tabii ki, ama bir ülkenin problemi başka ülkenin problemine benzemiyor. İnsanların psikolojisi, sorunun tarihçesi farklı. Orada insanlar arasında yaşanan bir sorun bu, sadece terör örgütüyle devlet arasında değil. İnsanlar bir arada yaşayamıyor” yanıtını verdi.
CHP’den Sezgin Tanrıkulu ile Levent Gök geziye katıldı. Gök, “CHP Genel Merkezi’nin görevlendirmesi üzerine geziye katıldıklarını, sadece izleyici olduklarını, ortak rapor hazırlanmasının söz konusu olmadığını” anlattı. Gök, “Londra’da Kings College’de Güney Afrikalı bir milletvekilinin sunumu oldu. Kenya’da yaşananlardan tutun, tüm dünyadaki çatışmalar konusunda bilgilendirildik. Milletvekilleri, akademisyenlerle görüştük. Türkiye’deki sorun orada tartışılmadı, hiç gündeme gelmedi” dedi.
Gök: Her deneyimin farklı sonucu var
Gök, izlenimlerini şöyle anlattı: “Bütün konuşmacılar ‘Her örnek kendine özgüdür, hiçbir örnek diğerine benzemez’ dediler. Güney Afrika’da siyah-beyaz üzerine kurulu bir çatışma var, İrlanda’daki çatışmaların altında Protestan-Katolik çatışması yatıyor. Belfast’ta çarpıcı bir deneyim yaşadık. Türkiye’de acı olaylara rağmen insanlarımızın bir arada yaşama iradesinin ne kadar güçlü olduğunu gördük. İrlanda’da gerginlik sürüyor, ama geri dönüş yok. İrlanda parlamentosunda bir milletvekiline ‘Protestanlarla Katolikler aynı ortamda oluyor musunuz, çocuklarınız aynı okullara gidiyor mu’ diye sordum, ‘hayır’, dedi. Onlara bakınca, bizde çözümün çok daha kolay olacağı anlaşılıyor. İnsanların kenetlenmiş olması, yüzyıllara dayanan tarihsel beraberliğimiz, ayrışmamamız Türkiye için umuttur. Orada yaşananlar Türkiye için model olmaz. Her yaşanılan deneyimin farklı sonuçları vardır. Bir arada yaşama kararlılığı üzerine, şiddetin reddedilmesi ile demokrasi ve insan hakları en uygun çözüm olur. Parlamento çatısı altında meşru yoldan bir çözüm aranması gerekir. Orada karşılaştığımız tablo Belfast’ta insanların bölünmüşlüğüdür. Bize uyan bir model değil. 4-5 metre duvarlarla çevrilmiş çitler var insanlar arasında. Ülkemizde farklı etnik kökenden insanlar aynı apartmanda oturuyor, kız alıp veriyor. Biz bu sorunun altından çok daha kolay kalkarız.”
BDP'li Ata: Arayışta değiliz
BDP’li Ayla Akat Ata, “Görüştüğümüz tüm kesimler bilgi, deneyim paylaşımı konusunda çok cömertçe davrandılar, deneyimlerini paylaştılar” dedi. Ata, izlenimlerini şöyle özetledi:
“Güney Afrika deneyimini yaşayan akademisyenler sorunun çözüm süreçlerini anlattı. Örneğin İskoçya parlamentosuna gittik, orada çatışma yaşanmamış, demokrasinin ne kadar güçlü olduğuna, düşünce, örgütlenme özgürlüğünün nasıl sağlandığına tanıklık ettik. Orada da aslında milliyetçiler ayrılığı savunuyorlar ancak hem İskoçya, hem İrlanda parlamentolarında yetki paylaşımlarının nasıl yapıldığını gördük. İngiltere’nin yazılı bir anayasası yok, ama güçlü içtihatları var. Belki, her ülkenin kendi içinde yaşadığı sorunlar farklı. Örneğin IRA meselesi Katolik-Protestan sorunu görülebilir. Ancak diğer hak ve özgürlükleri de kapsayan sorunlar var, bütün bunların nasıl çözüldüğünü görüyorsunuz.”
Ata, “IRA modeli Türkiye’de uygulanabilir mi” sorusuna “Kürt sorununun çözümü konusunda model arayışı yok. Her ülke kendi geçmişini görerek, barış ortamının sağlanması, çözüm konularında kendi yöntemini oluşturur. Zaten bizim gezimizin gündeminde de böyle tartışmalar yoktu. Biz bir çözüm sürecine tanıklık eden kesimlerin deneyimlerini dinledik. Hatalarını da, başarılarını da anlattılar” yanıtını verdi. Barış sürecinde müzakerelere katılan Protestan parlamenter Jeffrey Donaldson’la yapılan görüşmelerin çok önemli olduğunu kaydeden Ata, Donaldson’un ailesinde IRA terörüne kurban gidenler olduğu için başlangıçta Sinn Fein temsilcilerinin elini sıkamadığını anlattığını aktardı. Ata, “Barışı bir süreç olarak görüyorlar, yani barış için sonra el sıkışmışlar, silahlar sustuktan sonra, aradan uzun yıllar geçmesine karşın hâlâ konuşuyoruz diyorlar. Gördüğüm şu ki sorunu çözmek istiyorsanız, oturup konuşup anlaşacaksınız, dokunacaksınız” diye konuştu. Ata,“Bize deneyimlerini anlatırken, hataların da yapıldığını ifade ettiler” dedi.
Kimler katıldı?
Demokratik Gelişim Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği 5 günlük programa, AK Parti’den Karaman Milletvekili Lütfi Elvan, Sivas Milletvekili Nursuna Memecan, İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu; CHP’den Ankara Milletvekili Levent Gök, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu; BDP’den Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Van Milletvekili Nazmi Gür ve Blok’un İstanbul Milletvekili Levent Tüzel katıldı.
Heyette ayrıca gazeteciler Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Bejan Matur, Cengiz Çandar, Prof. Dr. Mithat Sancar (Demokratik Gelişim Enstitüsü üyesi), Prof. Dr. Sevtap Yokuş (Kocaeli Üniv. Hukuk Fakültesi) ve Yılmaz Ensaroğlu da (SETA Vakfı İnsan Hakları ve Hukuk Koordinatörü) vardı.