Londra
Britanya Başbakanı Theresa May, Belçika'nın başkenti Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) temsilcileriyle gerçekleştirdiği bir dizi ‘Brexit pazarlığı’ zirvesinin ardından Londra’ya eli boş döndü.
Başbakan her ne kadar kendi partisine pazarlıklarda ‘yüzde 95 oranında anlaşmaya vardığını’ iletse de Parlamento’yu ikna edebilmiş gibi gözükmüyor. Meclis, ‘anlaşmasız Brexit’ için ajandasını hazırlamaya başladı bile. Öte yandan May’in ofisinden Times gazetesine sızan belgeler, Başbakan’ın 'geçiş sürecini birkaç yıla yaymak' için çalıştığına işaret ediyor. Londra’da yüz binlerin katılarak ‘yeniden halk oylaması’ talep ettiği yürüyüşün sesinin ise Brintanya siyasetinin merkezi olarak tanımlayabileceğimiz Downing Caddesi’nden duyulmadığı anlaşılıyor.
Bakanlıklar, İngiliz düşünce kuruluşu Whitehall’un geçtiğimiz yıl içerisinde gizlice hazırladığı ‘anlaşmasız Brexit’ ajandasının önümüzdeki Kasım ayının ikinci haftasında duyurulacağını kabul ettiler. Bunun bir sonucu olarak İngiliz Parlamentosu’nun olağan işleyişinin Brexit’in gerçekleşeceği 29 Mart tarihine kadar askıya alınması ve Meclis’in ‘olağanüstü bir çalışma’ ile AB’den kopuşun sonrasını planlaması bekleniyor.
‘Kaotik’ bir süreç başlıyor
Bu planlamanın içinde her bakanlığın yeni kanun düzenlemelerine başlaması, Britanya’da yaşayan AB vatandaşları için düzenlemeler yapılması gibi konular öne çıkıyor. Ayrıca yalnızca AB ile iş yapan 150 bini aşkın iş yeri için de düzenlemelerde anlaşılması, bu şirketlerin İngiliz hukukunca yeniden tanımlanması gerekiyor. İngiliz Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ajandasının ilk sırasında ise AB’den alınan ilaçların olası bir gümrük krizi senaryosu için depolanması var. Yani Parlamento, ‘hayati’ olarak nitelendirilebilecek meseleleri tartışmaya başlayacakmış gibi gözüküyor.
İngiliz medyasında ‘anlaşmasız Brexit’in tetikleyeceği bu olağanüstü süreç, ‘kaotik’ olarak betimleniyor. İsminin kullanmaması şartıyla Times’a konuşan üst düzey hükümet yetkilisi de ‘Meclis’in olağanüstü bir tempoda çalışması gerekeceğini’ dile getiriyor: ‘’Tartışılacak tonla şey ve konsantre zihinlere ihtiyacımız olacak. Brexit pazarlıklarını yaralamak istemeyiz ama zamanımız gittikçe daralıyor ve daraldıkça da anlaşmaya varılması zorlaşıyor. ‘’
‘Anlaşmasız Brexit’ için siyasi ajandayı hazırladığı anlaşılan Whitehall’un yöneticilerinden Joe Owen da ‘İngiliz siyasetinin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini’ söylüyor.
Başbakanın ajandası, Parlamento ile uyuşmuyor
Öte yandan Başbakanın ajandasında pazarlıklar ön planda. May, önümüzdeki günlerde bakanları ile Brexit görüşmeleri gerçekleştirecek ve pazartesi günü pazarlıklar iki hafta sürecek bir dizi toplantı ile Brüksel’de devam edecek. Başbakan aynı zamanda Parlamento’dan bu haftanın sonuna kadar gerçekleşecek olan pazarlıkların ana hatlarının belirlenmesini talep etti.
Times’ın ulaştığı belgeler ise Başbakan’ın gündeminde pazarlık sürecini uzatarak Brexit’i 29 Mart’ta sonlandırmamak olduğunu gösteriyor. Gazetenin yayınladığı belgelerde ‘sürecin birkaç yıla yayılması’ için adım atılmasına yönelik çalışmalar yer alıyor. Oysa May, pazarlıkların yalnızca ‘birkaç ay daha’ uzatılmasının ihtimal dahilinde olduğunu belirtmişti.
<img class="mid-banner" src="http://media-cdn.t24.com.tr/media/library/2018/10/brexit_859132307.jpg" alt="" londra'da="" yüz="" binler="" brexit="" için="" yeniden="" halk="" oylaması="" talep="" etti""="">
Yüz binlerin sesi duyulmadı
Öte yandan geçtiğimiz hafta sonu Londra’da gerçekleşen bir yürüyüş, halkın Brexit için başka taleplerinin olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Son 20 yılın en kalabalık eylemi olduğu varsayılan, ‘Halkın Oyu’ isimli sivil toplum kuruluşunun önderlik ettiği yürüyüşe İngiltere’nin değişik noktalarından başkente gelen yüzbinlerce insan katıldı. Independent gazetesinin de editöryel yazısı ile destek verdiğini açıkladığı yürüyüşe katılanlar, ülkenin Brexit için yeniden referanduma gitmesini talep etti. Parlamento’nun da Başbakanlığın da açık ve gizli ajandaları, yüz binlerin sesinin Downing Caddesi’nden duyulmadığını gösteriyor.