Gündem

İHD Eş Genel Başkanı Türkdoğan: Yeni bir anayasa zorunlu

04 Ekim 2019 17:33

İnsan Hakları Derneği (İHD), Adalet Bakanlığı Yargı Reformu Strateji Belgesi hakkında hazırladığı görüş ve öneri raporunu Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Açıklamayı İHD Eş Genel Başkan Öztürk Türkdoğan yaptı. Yargı paketine dair önerilerini sıralayan Türkdoğan, “Mutlaka kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı, insan haklarına dayanan ve her türlü azınlık haklarını güvence altına alacak yeni bir Anayasa yapılması zorunludur” dedi.

Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir yargı yapılanmasının olmadığını ifade eden Türkdoğan, adil yargılanma hakkı önünde çok ciddi engellerin olduğunu vurguladı. Türkdoğan, “Siyasi iktidarın 30 Mayıs 2019 günü açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi ile Türkiye’de yargı alanında sorun olduğunun kabul edilmesi kayda değer bir gelişmedir” dedi.

"Adli kontrol tedbiri uygulanan kişi sayısı 450 bin civarında"

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Türkiye cezaevlerinde hala resmi olarak açıklanmamakla birlikte tutuklu ve hükümlü olmak üzere 285 bin ile 300 bin arasında kişinin olduğunu kaydeden Türkdoğan, sayının ceza ve infaz kurumlarının mevcut kapasitelerinin oldukça üzerinde olduğunu dile getirdi. Yine denetimli serbestlik adı altında cezalarının son 2 yılı kalanlardan tahliye edilip, infazları henüz tamamlanmamış 250 bin ile 300 bin arasında kişinin olduğunu paylaşan Türkdoğan, “Soruşturma ve kovuşturma aşamasında tutuklanmayıp, adli kontrol tedbiri uygulanan kişi sayısının ise, 450 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de yaşanan bu adalet krizinin çözümü ancak ve ancak ceza mevzuatında yapılacak köklü değişikliklerle mümkündür” ifadelerini kullandı.

"Türkiye, Avrupa Konseyi’nin yeniden siyasi denetim altına alınan tek ülkesidir"

Türkiye’nin gerçek bir yargı reformu yapabilmesi için öncelikle mevcut durumun insan hakları bakımından Anayasal ve yasal boyutu ile ortaya konması gerektiğinin altını çizen Türkdoğan, şunları söyledi: 

“Bilindiği gibi Türkiye, AB ile katılım müzakereleri yürüten bir ülkedir. AB İlerleme Raporları’ndan da anlaşılacağı gibi bu müzakereler fiilen durmuş durumdadır. İnsan haklarına bakış açısı, tamamen güvenlik eksenli politikalar çerçevesinde belirlenmiş, ‘önce güvenlik sonra insan hakları’ şeklinde hayata geçirilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin yeniden Kopenhag Siyasi Kriterleri’ne bağlılığını ortaya koyacak bir siyasi irade göstermesi gerekmektedir. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin yeniden siyasi denetim altına alınan tek ülkesidir. Konseyin siyasi denetim kararında belirtilen tavsiyelerine uygun hareket edilmediği sürece açıklanan Yargı Reform Strateji Belgesinin hayata geçirilmesi mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin öncelikle siyasi denetim sürecinden çıkacak anayasal ve yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesi, uygulamadaki ihlalleri ortadan kaldırması gerekmektedir.”

"Yeni bir Anayasa yapılması zorunludur"

İHD Eş Genel Başkanı, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’lerle (KHK) yüzlerce temel kanunda, binlerce kanun maddesinde kalıcı değişikliklerin yapıldığına da işaret etti.

Türkdoğan, “Başta cezasızlık olmak üzere hak ve özgürlükleri sınırlayan KHK yasalarının mutlaka değiştirilmesi ve geri alınması gerekmektedir. Mutlaka kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı, insan haklarına dayanan ve her türlü azınlık haklarını güvence altına alacak yeni bir Anayasa yapılması zorunludur. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu siyasi ortamı değerlendirdiğimizde; Kürt sorununun çözümsüzlüğünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin demokratikleşebilmesi ve insan hakları sorunlarını en aza indirebilmesinin yolunun devam eden çatışmalı süreci durdurması ve sorunları barışçıl ve diyalog yolu ile çözecek yeni politikalara ihtiyacı bulunmaktadır” diye konuştu.

İHD’nin talepleri

Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı Yargı Reformu Stratejisi ile ilgili çalışmanın toplumsal muhalefete ve muhalif siyasi partilere danışılmadan hazırlanmasını eleştiren Türkdoğan, taleplerini şöyle sıraladı:

“* TCK’daki terör tanımı Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun hâle getirilmeli, BM Güvenlik Konseyi’nin 1566 sayılı kararında belirtilen hususları ihtiva edecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Bu nedenle mevcut TMK bütünüyle kaldırılmalıdır.

* TCK 220 ve 314. Maddeler Venedik Komisyonu’nun görüşü ve AİHM kararları uyarınca yeniden düzenlenmelidir. Şiddete başvuran ile başvurmayan arasındaki ayrım kesin olarak belirtilmeli, şiddete başvurmayanlar cezalandırılmamalıdır. TCK 220/6 ve 7. Fıkralar ile 314/3 öngörülebilir olmadığı için kaldırılmalıdır.

* Mevzuattaki ifade ve örgütlenme özgürlükleri ile siyaset yapma, toplantı ve gösteri özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır. İş bu raporda belirtilen kanun maddeleri kaldırılmalıdır.

* Özel yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri ve savcılıkları kapatılmalıdır. Sulh Ceza Hâkimlikleri ile ilgili Venedik Komisyonu raporu doğrultusunda yeniden düzenlemeler yapılmalıdır.

* CMK 100/3. Maddedeki katalog suçlar ile suçlanma halinde kolay tutuklamayı sağlayan hüküm kaldırılmalı, delillerin toplanması başta olmak üzere adil yargılanma hakkı önündeki engelleyici CMK düzenlemeleri kaldırılmalıdır. OHAL KHK’ları ile yapılan düzenlemeler geri alınmalıdır.

* İnfaz kanunundaki ayrımcılık ortadan kaldırılmalı, tüm mahpusların infaz süreleri eşitlenmelidir.

* Denetimli serbestlikten yararlanmanın önündeki ayrımcılıklar kaldırılmalıdır.

* Hapishanelerdeki hasta mahpusların salıverilmelerinin önündeki yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır.

*Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ölünceye kadar infazından vazgeçilmeli, bu konudaki AİHM kararlarına uygun mahpusun yaşını gözetecek şekilde şartla salıverme süresi mutlaka belirlenmelidir.

* OHAL KHK’ları ve akabinde 7145 sayılı kanun ile mevzuata yerleştirilen iltisak, irtibat gibi sübjektif kavramlar kaldırılmalı, Hükümete bağlılık yerine sosyal hukuk devletine bağlılık konusunda yargı uygulamaları AİHM içtihadına uyumlu hale getirilmelidir.

* Kalıcı düzenlemeler yapılıncaya kadar acilen basın yayın ve sosyal medya yolu ile işlendiği belirtilen suç ve cezaların ertelenmesi için tek maddelik kanun çıkarılmalıdır.”