Gündem

'Ecevit o gün Kavakçı'ya o sözleri söylemeseydi belki darbe olacaktı!'

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu gazeteci-yazar Hüseyin Gülerce'yi dinledi

15 Ekim 2012 19:17

Özel haber

 

Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, merhum Başbakan Bülent Ecevit'in Merve Kavakçı için söylediği sözlerle ilgili olarak "Olayı savunmuyorum. Ama Ecevit o gün o lafı söylemeseydi o çıkışı yapmasaydı o gün belki darbe olacaktı" dedi.

Gülerce, "Demokrasinin özünde diyalog ve paylaşmak vardır. Türkiye'yi seçilmişler yönetiyor. Ama paylaşmayı bilmezlerse yönetemezler" dedi. Siyasetçilerin darbenin önünü kesecek hukuki zeminleri sağlayamadığına vurgu yapan Hüseyin Gülerce "Darbelerde rolü sadece askere veremeyiz. 35. maddenin CHP ve MHP üzerine gidiyor. AK Parti kaldırmıyor" diye konuştu. Gülerce, başörtüsü meselesinin CHP'nin hoşgörüsü MHP'nin de desteğiyle çözüldüğüne dikkat çekti.

Devlet içinde derin yapıların bulunduğunu anlatan Gülerce, "Türkiye'de problem zihniyet problemidir. Bu zihniyet ittihat ve terakkiden başlıyor. Ben Türkiye'nin şu anda Ortadoğu'da olan bitenler dahil, bütün planların, projelerin merkezinde olduğunu düşünüyorum. Ben İslam dünyası diyemiyorum, Türk dünyası diyorum. Çünkü Türk dünyası ayağa kalkarsa çok büyük bir coğrafya ayağa kalkar" dedi.

E-muhtıra'nın internet sitesinden henüz geçen sene kaldırılabildiğine dikkat çeken Hüseyin Gülerce, "Ama hükümetin gücü şimdi yetti de demeyeceğim" diye konuştu.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu gazeteci-yazar Hüseyin Gülerce'yi dinledi.


'Düğmeye Kaddafi’nin çadırında basıldı'


Refahyol Hükümeti'nin Başbakanı Erbakan'ın Libya ziyaretini anlatan ve kendisinin de bu ziyarete tanıklık yaptığını anlatan Hüseyin Gülerce, yaşadıklarını şöyle aktardı:

"Erbakan'ın Libya gezisinde ben de vardım. Orada öyle bir komplo vardı ki biz yemek yerken Erbakan ve Kaddafi bir görüşme yapacaktı. Bir saat içinde baktık dışarı bir kıl çadır kurulmuş. Orası bir Başbakan’ın ağırlanacağı bir yer değildi. Orada yaşananlarla ilgili yazılmayanlar var. Kaddafi'nin konuşmasında çok ağır hakaretler vardı. Gazeteciliği unuttum, hatta gidip adama bir yumruk çakayım dedim. Kaddafi bu konuşmayı yazılı bir metinden yaptı. Eğer ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Refahyol Hükümeti'nin düşürülmesi kararı verildiyse bu işin içinde Kaddafi de yani dış güçler vardı. İçerdeki operasyona paralel bir de dış bağlantı vardı. Refahyol Hükümeti'ni düşürmek için düğmeye basılan ilk yer Kaddafi'nin çadırıdır.”


'Türkiye'yi seçilmişler yönetiyor ama paylaşmayı bilmiyor'


"Türkiye'deki sistem bizi olmamız gerekenden insan olmaktan çıkardı" diyen Hüseyin Gülerce, siyasilerin kavgasını anlamadığını söyledi. AKP ve CHP arasındaki kavgaya değinen Gülerce şöyle konuştu:

"Ben bu partilerin birbirlerini tabanda dinlemelerini isterim. Tabanda kimse birbirine 'hainsin', 'ajansın' demiyor. Aslında bu atmosfer Türkiye'nin önünü kesmek için yapılıyor. Bundan sonra Türkiye'nin bir çıkış yolu var. Biz demokrasiyi gerçekten istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Gerçekten istiyorsak o zaman bir şeye dikkat etmek lazım. Demokrasinin özünde diyalog ve paylaşmak vardır. Türkiye'yi seçilmişler yönetiyor. Ama paylaşmayı bilmezlerse yönetemezler. Silahlı Kuvvetleri cuntacılardan ayıklamak lazım. Demokrasiyi hakim kılmaya çalışacaksak da sorumluluk parlamentodadır."

Zaman Gazetesi Yazarı Hüseyin Gülerce komisyon üyelerinin sorularını da yanıtladı. İşte o sorular ve yanıtları:


'Derin devlet defolu insanlarla çalışır'


CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker: Gençliği kullananlar kimlerdi? ABD'nin iç ve dış politikadaki etkinliği var mı? Fethullah Gülen o dönemdeki bir röportajında “Türkiye'yi idare edenler gerekli performansı gösteremedi” diyor.

Hüseyin Gülerce: Bizi kullananlar demokrasiye müdahale için kaos ortamı oluşturmak isteyenlerdi. MGK sekreterliğine dosya hazırlayan siviller vardı. Hatta bir tarih profesörü bu iş için çalışıyordu. Ben kendisine "Karakteri zayıf olan insanlarla çalışıyorsunuz" dedim. O da "Derin devlet defolu insanlarla çalışmak durumundadır" cevabını verdi.


'ABD Türkiye'nin nabzını iyi tutuyor'


ABD bana göre Türkiye'nin nabzını her sahada herkesten daha iyi tutuyor. Ama faturayı sadece Amerika'ya çıkaramazsınız. 30 yıldır bilim teknolojide ileri gidememişiz. Dışarıdan silah alıyoruz. Türkiye'yi demokrasi dışında kim tutmak istiyorsa bizi kullandı. İslamı terörle özdeşleştirmek isteyenler var. Bir de Anadolu Müslümanlığı var. Siz o Müslümanlığı anlatana kadar akla karayı seçiyorsunuz. Darbe döneminde hepimiz etkilendik. Gücün yanında olan medya var. Herkes gücün yanında olmak ister. Medya ile iktidar çoğunlukla sarmaş-dolaş olmuşlardır. Ama medyanın da eksikliklerine hatalarına rağmen demokratikleşmeye katkısı olmuştur. Darbe dönemlerinde sadece medya değil yanlış atmosferden hepimiz etkilendik. Artık dünya ile entegre yeni nesil gazeteciler gelecek. Ben siyasetin de müspet manada medya gibi hareket etmesini isterim. O dönemde benim yazılarımda hep Erbakan hükümetine uyarılar olmuştur. Başörtüsü CHP'nin hoşgörüsüyle çözüldü. Refahyol hükümetinden destek alıp başörtüsü yasağını kullanmak isteyenler oldu. Biz bu haberleri bilerek birinci sayfadan kullanmadık. Başörtüsü meselesi CHP'nin hoşgörüsüyle çözüldü. Başörtüsü meselesinde MHP'nin desteği, CHP'nin anlayışı ile çözüldü. Sizin hükümetiniz başörtüsü meselesinde yan çizdi.


'35. maddeyi AK Parti neden kaldırmıyor'


Siyasetçiler darbelerin önünü kesecek hukuki zeminleri sağlayamıyor. Darbelerde rolü sadece askere veremeyiz. TSK iç hizmetler kanununda 35 madde var. AK Parti bu maddeyi kaldırmıyor, CHP, MHP üzerine gidiyor, cumhurbaşkanının demeçleri ortada. Demokrasi niyet meselesidir. Eğer istiyorsak gereğinin yapılması lazım. Darbecilere-cuntacılara cesaret veren bir atmosfer var. Bizim siyasette hoşgörü, demokrasi kültürü yok. Diktatörlüğe gidilmemesi için milletvekilini milletin seçeceği bir düzenleme yapılabiliyor mu? Yoksa yine genel başkanlar mı milletvekilini belirleyecek?


'Devletin olduğu yerde komplolar havada kalmaz'


MHP İstanbul Milletvekili Özcan Yeniçeri: Fatma Şahin, Ali Kalkancı olayları ile CHP ve MHP'deki kasetler arasında bir bağlantı var mı?

Hüseyin Gülerce: Mutlaka var. Ama bunu ortaya çıkaracak çözecek olan devlettir. Binlerce faili meçhul halen çözülemedi. Devletin olduğu yerde faili meçhuller olmaz. Böyle komplolar da havada kalmaz.


'Tuncay Güney normal biri değil'


AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin: Tuncay Güney'i tanıyor musunuz?

Hüseyin Gülerce: 1996 yılında tanıdım, gazeteye gelmiş. Sanki rütbeli biri gibi çok havalı bir çocuktu. Veli Küçük "Paşamla birlikte çalışıyoruz" dedi. "Derin devlet karakteri oturmamış adamlarla çalışıyor" dediğimde "Tabi çalışacak o tür adamlar omuza konmuş sinek gibidir" dedi. Kendisini 15 dakika dinledim. Normal biri olarak görmedim. Yükseklerden laflar eden biri çok inandırıcı gelmedi.


'Ecevit o gün o konuşmayı yapmasaydı darbe olacaktı'


AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık: Erbakan'a gösterdiğiniz eleştiriyi neden Merve Kavakçı olayında Ecevit için göstermediniz?

Hüseyin Gülerce: Ecevit'in Kavakçı için söylediği söz beni de üzdü. Fakat şu anda parlamentoda başörtülü milletvekili var mı? Ecevit'in ikazının o atmosferde anlamı yoktu. Ben olayı savunmuyorum. Erbakan da Ecevit de hata yaptı. Ecevit'in cuntacıların elinden bir kozu almak için böyle söylediğini düşünüyorum. Ecevit, Merve Kavakçı için o gün o lafı söylemeseydi, o çıkışı yapmasaydı, o gün belki darbe olacaktı. Siyasette yanlış yapıldı. Topluma faturayı ödetti. Ama daha sonra o yanlışlardan dönüldü ki AK Parti iktidara geldi.

Feyzullah Kıyıklık: AK Parti teveccühle değil yaptıklarıyla iktidara gelmiştir.

Hüseyin Gülerce: 2002'de ne yaptınız da teveccüh gördünüz. Bizim RP'de gördüğümüz yanlışı biz içerden düzelttiniz. Milli görüş her kesimi kucaklayamıyor demiştik. AK Parti kucakladı.
 

'28 Şubat buz gibi darbe'


Komisyon Başkanı Nimet Baş: 28 Şubat post-modern darbe miydi?

Hüseyin Gülerce: Bu kelime 28 Şubat'ı hafifletiyor. Bana göre buz gibi darbeydi.