-HİKMET ÇETİN BİN LADİN SONRASINI DEĞERLENDİRDİ ROMA (A.A) - 20.05.2011 - NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Yüksek Temsilcisi olarak 2004-2006 arasında görev yapan eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin'in ABD tarafından öldürülmesinde, ABD'nin Pakistan'dan kurumsal bazda olmasa da bireysel destek aldığı kanısında olduğunu söyledi. 2004 yılının Ocak ayından 2006 Ağustos'una kadar NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Yüksek Temsilcisi olarak görev yapan ve bölgeyi yakından bilen Hikmet Çetin, NATO Koleji'nin 60. kuruluş yıldönümü etkinliklerine katılmak için geldiği İtalya'nın başkenti Roma'da, kısa bir süre önce ABD tarafından Pakistan'ın Abodabad kentinde öldürülen terör örgütü El-Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin sonrasında bölgedeki gelişmeleri ve gelecek dönemi, AA muhabirine verdiği özel mülakatta yorumladı. Hikmet Çetin, Bin Ladin'in öldürülmesinin özellikle ABD açısından önemli olduğunu belirterek, "Amerika bir anlamda Bin Ladin'e kilitlenmiş durumdaydı. 11 Eylül saldırılarının sorumlusu olarak gördüğü Bin Ladin'in yakalanmamasının, ABD'de psikolojik bir olumsuz etkisi vardı. Sadece orada değil, Afganistan'da da olumsuz bir tesir vardı" dedi. ABD kamuoyunda, bin Ladin'in öldürülmesinin 'intikam' gibi bir duyguya yol açtığını ve olumlu karşılandığını kaydeden eski Dışişleri Bakanı, bu olayın ABD'de 2012 yılında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde yeniden aday olacağını duyuran Başkan Barack Obama'ya bir avantaj sağlayacağını ifade etti. Obama'nın yeniden aday olduğunu açıklamasıyla Bin Ladin'in öldürülmesinin yakın aralıklarla gerçekleşmesinin birtakım iddiaları da doğurduğu hatırlatılan Çetin, "Bana göre tesadüf. Ben öyle planlanmış olarak kabul etmiyorum. Çünkü bunu en çok, önceki başkan Bush isterdi. 11 Eylül onun zamanında oldu. Öyle rast geldi" diye konuştu. Bin Ladin olayının karışık bir süreç olduğunu belirten Hikmet Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaç senedir başkent İslamabad'ın 50 kilometre kuzeyinde yaşıyor. Yaşadığı yer harp akademisinin olduğu bir yer ve emekli subaylarının emekli olduktan sonra yaşadığı güvenli bir yer. Tabii zor bir iş Pakistan açısından. Biliyor da haber mi vermedi o kötü, bilmiyor idiyse o da kötü. Ben ABD'nin kurumsal olarak değil, ama bireysel olarak Pakistan desteği olmadan bunu yapmalarının mümkün olduğu kanısında değilim. Pakistan istihbarat örgütü ya da silahlı kuvvetler ya da hükümet olarak, kurumsal olarak bu olaydan haberdar ederek, bu operasyonu yürütmedi. Ama bireysel destek almadan da olmaz. Mutlaka bireysel destek olmuştur. Yoksa başkentin 50 kilometre kuzeyinde böyle bir işe kalkışmak zor." -"EL-KAİDE ASLINDA BİR İDEOLOJİ"- Bin Ladin olayının El-Kaide üzerindeki etkisine de değinen Çetin, "Onlar açısından da bir anlamda moral bozukluğu oldu. Ama bu hiçbir zaman El-Kaide'nin bitmesi anlamına gelmez. El-Kaide aslında bir ideoloji. El-Kaide'nin dünyanın her yerinde şubeleri var. Aslında taşeronları var. Zaten bir süredir bunlar, eylemlerini Usame Bin Ladin'den emir alarak yapmıyorlardı. Bağımsız yapıyorlar o ideolojiye inanmış insanlar olarak. Ama Ladin'in öldürülmüş olması, hem simge, hem lider olarak, bir psikolojik etki yapar. Fakat bunun biteceği anlamına gelmez. Hatta bir anlamda varlıklarını göstermek bakımından karşılık da vermeye çalışacaklardır. Bir arayış içerisine gireceklerdir. Lideri ortaya çıkacak ve yine bir eğilim mi düşüneceklerdir, nerede yaparlar onu bilemem." Bin Ladin'in öldürülmesinin El-Kaide'nin yeni saldırıları için bir fırsat olabileceğini dile getiren Çetin, geçen hafta Pakistan'ın kuzeydoğusunda 80 kişinin öldüğü saldırı için "Onlar için o kadar önemli olmayabilir. Onu bölge dışında yapmaya çalışacaklardır. Pakistan ile Afganistan zaten bir anlamda bir terör bölgesi. Sık sık olduğu için orada, dünya açısından ses getirmez. Onu daha çok batıda ve başka yerlerde yapacaklardır. Türkiye de dahil buna. Türkiye'yi de etkileyebilir" yorumunu yaptı. -BİN LADİN SONRASI AFGANİSTAN'DAKİ BARIŞ SÜRECİ- Bin Ladin olayının olumlu yönde kullanılabilecek bir durum olduğunu bildiren Çetin, kendisinin de içinde yer aldığı 15 kişilik bir komisyonun Afganistan'daki çözüme ilişkin bir rapor hazırladığını ve bu raporda, çözümün nasıl olabileceğine yönelik yer alan bazı detaylardan söz etti. Çözüm yollarından bir tanesinin 'görüşme' olduğunu söyleyen eski bakan, "Herkes kabul ediyor ki zaten, sadece askerle çözülemez. Bir siyasi çözüm gerekecek, Taliban'ın da dahil olduğu. Taliban, bölge insanı. Taliban ile El-Kaide farklı. Taliban'ın Pakistan ve Afganistan dışında dünyada bir eylem talebi, düşüncesi yok. Taliban, Afganistan'da iktidara gelmek istiyor. Pakistan'da da hakim olmak istiyor belirli bir bölgeye. O nedenle görüşmeden olmaz. O insanlar bölgenin insanı. Onu herkes ilke olarak kabul ediyor" dedi. Görüşme hususundaki sorunları 'şeytan ayrıntı da gizlidir' deyimiyle özetleyen NATO'nun eski Afganistan kıdemli sivil temsilcisi, "Ayrıntıya indiğiniz zaman birçok görüş ayrılığı olduğu ortaya çıktı. Örneğin Afgan'ın içinde tam bir görüş birliği yok ayrıntıda, uluslararası kuruluşlar ve ABD'de tam bir görüş birliği yok. Ben Taliban'ın da birlik içinde olduğu, hepsinin aynı görüşte olduğu kanısında değilim. O nedenle böyle bir görüşme gerekli" ifadelerini kullandı. "El Kaide ile Taliban'ı ayırmak lazım. El Kaide'yi bölge dışına atmak lazım. El-Kaide devrede olduğu sürece uzlaşma zor. Usame Bin Ladin'in öldürülmesini, ABD, Pakistan ve Afganistan ile iyi ilişkilere girerek, zaman kaybetmeden bunu iyi değerlendirebilir. El Kaide'nin o bölge dışına çıkarılması sağlanabilir" diyen Çetin, bunun görüşmelere de olumlu bir etki yapacağını ve Taliban'ın dışında başka kimseyle görüşmenin söz konusu olmadığını belirtti. ABD ve uluslararası toplumun kırmızı çizgileri olduğunu aynı şekilde Taliban'ın da hasas noktalarının olduğunu aktaran Çetin, geçen yaz Afganistan'da bulunan gruplarla bir dizi görüşmeler yaptıklarını ve bu buluşmalarda orta kademe Taliban ile de temas kurduklarını söyledi. Çetin görüşmelere ilişkin, "Bu görüşmeler sonucunda gördük ki, onların eski uygulamalarını, eskisi gibi yapmayacakları sonucuna ulaştık" şeklinde konuştu. -TÜRKİYE'NİN DURUMU- Hikmet Çetin, Türkiye'nin Afganistan'daki durumunun sorulması üzerine, "Türkiye, NATO üyesi olarak orada. Bu çekilenler daha çok sıcak çatışma bölgesinde görev yapan ülkeler. Mesela en çok kayıp veren ülkelerden bir tanesi Kanada. Kanada, Kandehar kentinde görev yapıyor. Zaten doğrudan doğruya terörle savaş yapan ABD, İngiltere, Kanada, NATO üyesi olmamakla birlikte Avustralya ve Hollanda. Güneyde, güneydoğuda, Taliban ile doğrudan savaş veren ve kayıpları olan ülkeler bunlar. Kanada'nın oldukça önemli boyutta kayıpları oldu. Diğerleri savunma nedeniyle orada" yanıtını verdi. Afganistan'daki barış sürecine ilişkin ilerleyen günlerde Türkiye'nin etkin bir şekilde rol alacağını tahmin edebildiğini kaydeden, eski Dışişleri Bakanı, "Yeni bir dönemdir şimdi. O yeni dönemi iyi değerlendirmek lazımdır. Barış zordur. Zaman ister, sabır ister. Bugünden yarından olacak bir şey değildir. Türkiye, bu konuda önemli rol oynayacak ülkelerdendir. Şimdi müzakerelerin nerede olması gerektiği konusu... O bölgenin dışına çıkmak istiyorlar. Taliban varken, o bölgede o müzakereleri, yapamazsınız. Bir bakıma orada yarı gözetim altındalar. Özgürce müzakerelerin yürütülmesi için güvenliklerinin sağlanabileceği başka bir yerde yapılması gerekiyor. Türkiye en başta düşünülen ülkeler arasında" ifadelerini kullandı. Bölge ülkeleri, Afganistan ile Pakistan'ın, Türkiye'ye sıcak baktıklarını dile getiren Çetin, "Türkiye'nin konumunda olan başka bir ülke yok bu konuda. Hem Müslüman bir ülkesiniz hem de tarihten gelen bağlar var. Taliban'ın itirazı yok. Ben Türkiye'nin önemli bir rolü olacağını düşünüyorum" dedi.