HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen'in tahliyesine yapılan itirazı değerlendiren Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Bilgen hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdi.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 ayrı suçtan hakkında 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Bilgen'in avukatları, müvekkillerinin tutuksuz yargılanması için tahliye talebi başvurusu yapmıştı.
HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) 2014 yılı Ekim ayında IŞİD saldırısı altında olan Kobanê için yaptığı çağrıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 31 Ocak'ta tutuklanan Bilgen, 8 Eylül'de tahliye edilmişti. Savcılık ise Bilgen'in tahliyesine itiraz etmişti.
Üst mahkeme olan 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan itiraz dilekçesinde, Bilgen'in üzerine atılı suçlar yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, terör örgütü üyesi olmak suçunun CMK 100/3 maddesinde belirtilen suçlardan olması, mevcut delil durumu ile suçun vasıf ve mahiyeti gerekçe gösterilerek, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gerekçe gösterilmişti.
Dilekçede söz konusu gerekçelerin dikkate alınarak, sanık Bilgen hakkında verilen tahliye kararının kaldırılarak, tutuklanmaya yönelik yakalama emri düzenlenmesine karar verilmesi talep edilmişti.
Bilgen: Siyasi sürecin yansıması
Kararı, 'Hukuki değil siyasi bir sürecin yansıması' olarak değerlendiren Ayhan Bilgen, "Dosyanın içeriği ortada. Fezlekemde bulunmamasına rağmen, suç işlenerek savcılığın sonradan dosyaya eklediği bir iddia ile tutuklandım. Şimdi de yine dosyada olmayan Tevhid Selam örgütü iddiasıyla yapılan hukuk dışı telefon dinlemeleri dosyaya konularak yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Türkiye’de hukuk öngörülebilirlik açısından hiçbir anlam ifade etmiyor. Dolayısıyla hukuki bir değerlendirme yapmak anlamsızdır. Yaşadığımız siyasi sürecin yansıması ile karşı karşıyayız" diye konuştu.
Bilgen hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "2911 Sayılı Yasaya Muhalefet" ve 6-8 Ekim olaylarına ilişkin "suç işlemeye tahrik" suçlarından 8,5 yıldan 23 yıla kadar hapis cezası, mahkumiyeti halinde Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmesine karar verilmesi isteniyordu.