Politika

HDP'den Binali Yıldırım'a "Oylarına talibiz" cevabı: Genel başkanına söylesin hakaretlerini kessin

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Antalya'da dağıtılan sahte bildirilerin "bakanlığın işi" olduğunu söyledi

27 Mart 2019 12:41

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, AKP'nin İstanbul adayı Binali Yıldırım'ın "HDP'lilerin oylarına talibiz" sözleriyle ilgili olarak "Oylarına talipler ise, söylesinler genel başkanlarına ve diğerlerine, hakaretlerini kessinler" dedi.

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

TIKLAYIN- 'Korsan bildiriler' için toplatma kararı

Dün yapılan MYK’da açlık grevleri ve seçimlerin değerlendirildiğini söyleyen Oluç, Leyla Güven’in açlık grevinin 140. gününde olduğunu hatırlatarak Adalet Bakanı ve yetkilileri çağrıda bulundu.  Ölümü değil, yaşamı ve yaşatmayı savunduklarını dile getiren Oluç, "Suskunluğunu sürdüren, adım atmayan Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere çağrı yapıyoruz, bu konuya ciddiyetle eğilmelerini bekliyoruz" dedi. 

"96 bin 531 seçmen etkilenecek"

Artı Gerçek'te yer alan habere göre, Seçmen kaydırma konusunda yaptıkları itirazların önemli bir kısmının kabul edilmediğini belirten Oluç, 14 ilde 973 sandık için taşıma ve birleştirmeler olacağını belirterek 96 bin 531 seçmenin bu karardan etkileneceğini söyledi.

Sandık taşıma gerekçesi: Sosyal medya üzerinden propaganda

Sandık taşıma ve birleştirme kararlarının objektif olmayan nedenlere dayandığını söyleyen Oluç, sözlerine şöyle devam etti: " Güvenlikli ve güvenlikli olmayan sandıklar ayrımı yapılıyor. Güvenilir ve güvenilir olmayan seçmen ayrımı yapıyor. İktidar seçmenin bir kısmını güvenilir olmayan seçmen olarak damgalıyor. Gerekçelere baktığımızda durumun komediye dönüştüğünü görüyoruz. Gerekçeler arasında; aileler arasında husumet sayılamayacak basit kavga ve yaralamalar var. Kimi yerlerde yapılan panel, konferansların terör etkinlikleri olduğu; her partinin yaptığı afiş, pankart asma, slogan atma, sosyal medya üzerinden propaganda yapma sandık taşıma için gerekçe yapılmış.”

"YSK 142 belgesiyle kaç kişinin oy kullanacağını açıklamadı"

YSK’ye başvuru yaparak 142 belgesi ile nerelerde oy kullanılacağını sorduklarını ancak güvenlik gerekçesiyle açıklanmadığını belirten Oluç, “Biz isim istemiyoruz, hangi il, ilçe, köyde 142 belgesi ile kaç oy kullanılacağını YSK bize bildirsin dedik, bunun cevabını bekliyoruz” dedi.

"Sahte bildiriler bakanlığın işi"

Oluç,  HDP, CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi'nin logolarının bulunduğu sahte bildirilerle ilgili olarak  "HDP ve diğer partilerin logolarının yan yana getirilerek dağıtılan bildiriler ile hiçbir ilgi ve alakalarının olmadığını söyledi. Oluç, aynı bildirinin birkaç ilde ortaya çıktığını, bunun organize bir iş olduğunu belirterek, “Belli ki bir bakanlığın işidir. Bu kadar örgütlü bakanlığın hangisi olduğunu siz biliyorsunuz. Bu tür seçim ahlaksızlıkları tarihe kara harflerle yazılacak” diye konuştu.

"Beyaz Toros mesajı verildi"

Oluç, Sabah, Hürriyet, Milliyet dahil bazı basın organlarında yayınlanan istihbarat fişlemelerine de tepki göstererek, şunları söyledi: “Bu kadar ahlaksızlığın, bu kadar büyük bir suçun işlendiğine tanık olmadık. Bu gazeteler Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre büyük suç işlemiştir. Bellik ki milli istihbarat bu fişleri gazetelere iletmiştir. İçinde bir sürü zırva bilginin olduğu fişlerdir. Ama bütün bilgiler Kürt düşmanlığının çok bariz bir örneğidir. Çiller-Ağar-beyaz Toros koalisyonunu kurmuş olan AKP-MHP ittifakı açısından bunlar doğal işlerdir. 90’lardaki anlayışın yeniden uygulanır olması çok anlaşılır bir şeydir, ittifakın gereği budur. Çiller ve Ağar ile Bahçeli-Erdoğan fotoğrafları halka çok net olarak beyaz Toroslar mesajı vermiştir. Bunu halk bunu unutmayacaktır.”

"Hakaretlerin cevabı sandıkta verecek"

Oluç, gazetecilerin AKP-MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın “HDP’lilerin oylarına talibim” açıklamasını hatırlatması üzerine de aynı açıklamanın Mehmet Özhakesi ve Nihat Zeybekçi tarafından da yapıldığını belirterek, "Bir taraftan Kürtlerin oylarına talip olacaksınız, öbür taraftan sizin Genel Başkanınız, sizin bakanlarınız meydan meydan, televizyon televizyon dolaşıp Kürt halkına, Kürt seçmenine, Kürt halkının iradesi olan partisine, partisinin yöneticilerine, Eş Genel Başkanlarına ağza alınmayacak her türlü hakareti edecek. 

Oy istemeden önce hakaretlerini kessinler!

Bu onların kendi çelişkileridir. Eğer Kürt oylarına taliplerse, söylesinler genel başkanlarına ve diğerlerine, hakaretlerini kessinler. Kürt halkı değil, Türkiye’de barıştan, adaletten, demokrasiden yana olan bütün demokrat seçmenler bu yapılanların ne anlama geldiğini biliyorlar ve 31 Mart’ta bunun cevabını verecekler. Bunun cevabını verirken de Binali Yıldırım’a, Özhaseki’ye, Zeybekçi’ye, Bahçeli’ye oy vereceklerini hiç zannetmiyorum. Onlar istemeye devam etsinler. Ama seçmen o kadar bilinçsiz değildir. O hakaretlerin cevabını mutlaka, ama mutlaka sandıkta vereceklerdir."