HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, partilerinin genel merkezinde yapılan bıçaklı saldırıyla ilgili “Partimizi hedef gösterenler, bu saldırıyı beklemediklerini söylemesin” dedi.
HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ haftalık Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
“Güne alçakça bir saldırıyla uyandık. Geliyorum diyen bir saldırıydı. Partimizi hedefleyen linç kampanyasından ayrı değildir. Öfkeli bir şahsın yaptığı herhangi bir saldırı değildir. Partimiz üzerinde ısrarla oluşturulan basıncın sonuçlarından biridir. Saldırıyı gerçekleştiren, sadece o maşa, o piyon değildir. Saldırıların organize edildiği merkez siyasi iktidardır. Bu siyasetin başı günlerdir bir savaş, bir kışkırtma diliyle konuşuyor. Yandaş medya halkların gözünün içine baka baka partimizi hedef haline getirdi, bugün umdukları şey gerçekleşti. Partimizi hedef gösterenler, bu saldırıyı beklemediklerini söylemesinler. Sokağa çıkma eleştirisi yapanlar, karanlık güçlerin şiddetini bizzat örgütlemiştir.”
Davutoğlu’na sert yanıt
“Davutoğlu diyor: ‘HDP siyasi parti gibi davransın.’ Bize ders vermeye başlamadan önce, siz bir Hükümet gibi davranmaya başlayın. Bir Hükümet, şiddet ve savaş dilini kendi yemini haline getirebilir mi? Yatıp kalkıp HDP ile uğraşmayı temel kabine görevi haline getirmişler. Sizin göreviniz bu değil! Siz önce bir hükümet gibi davranın, sonra bizi sorgulayın. HDP sizin yüklenmediğiniz yükleri sırtlanıyor. tek işinizi HDP olarak ilan ederken, bu ülkede çözüm süreci askıda bekletiliyor, işçilerin başına maden göçüyor, o işçileri günlerdir çıkartamıyorsunuz. Bu ülkenin iç siyaseti de, dış siyaseti de yarattığınız enkazın altında kalıyor. Cumhurbaşkanı, “Sabrımızı zorlamasınlar, olabilecekleri hayal bile edemiyorum” diyor. Hükümet sözcüsü, ‘Artık eleştiriden fazlasını hak ediyorsunuz’ diyor. Akıl ve vicdan sahibi herkes için bu sabah yaşanan saldırının azmettiricisi çok açıktır. HDP yine bir siyasi parti olarak görevlerini büyük bir sabırla en ileri düzeyde yürütmeye çalışıyor.”
Birileri sürecin ruhuna el-Fatiha okumaya çalışırken
“Birileri sürecin ruhuna El Fatiha okumaya çalışırken, biz barışı sonuna kadar savunacağımızı ilan ediyoruz. Peki hükümet ne yapıyor? Masayı sallamakla tehdit ediyor. Elinizde tek bir dal var: çözüm süreci. Onu kırmaya çalışıyorsunuz. Sadece kendi siyasetinize yaptığınız bir kötülük değil, tüm Türkiye halklarına yönelik bir kötülüktür. Duruşumuzu Hükümetin tehditleri, bugünkü gibi alçakça saldırılar bozamayacaktır. Çünkü bizim halklarımıza sorumluluğumuz var.”
Fıtratlarında özür dilemek yok
“1 Kasım, Dünya Kobanê Günü ilan edildi. 39 ülkedeki gibi biz de çağrı yaptık. Onlarca dünya kentinde sokağa çıkıldı. Ne oldu? Halkımız sokağa çıktı, demokratik direnişçi tavrını ortaya koydu, asker polis müdahalesi olmadığı için de bir şey olmadı. Demek ki siz militarist enstrümanları devreye koymadığınızda bu halk barış içinde eylem yapmayı çok iyi biliyor. 1 Kasım eylemlerini provoke etmeye çalışan iktidar, söylediklerinin boşa çıkmasından sonra “Yanlış öngördük, özür dileriz” demeliydi. ma fıtratlarında özür dilemek, biz de yanlış yapabiliriz demek yok. 7 ilde baskı ve kısıtlamalara rağmen yüz binler olup alanlara akanlar en değerli duruşu göstermiştir. Kobani’ye en güzel selamdır. Hükümetin bundan ders almasını dilerdim ama Davutoğlu’nun bugünkü konuşmasına bakınca… Keskin sirke küpüne zarar. keskin yaklaşımlar, sizin üzerinizde durduğunuz zemini gün be gün çatırdatacak.”