HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Şanlıurfa'da; “Bu sistemin başındaki iktidar, halkı alenen soymaktan en ufak bir haya duymuyor. Önce dövizi fırlattılar şimdi, ‘indiriyoruz’ diye halkın kaynaklarını bir avuç sermayedara peşkeş çekiyorlar. Kapı arkasından bu ülkenin kaynaklarını satıyorlar ve bunu da bir başarı hikayesi olarak sunuyorlar” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Şanlıurfa’da vatandaşlara seslendi. Bugün Haleplibahçe’de yapmayı planladıkları mitinge Şanlıurfa Valiliği tarafından izin verilmediğini söyleyen Sancar, "Biz halkımızla buluşmaktan vazgeçmeyiz, hiçbir güç halkla buluşmamızı engelleyemez. İşte sizinleyiz, Urfa'dayız. Biliyorlar bu toplantımızı meydanda yapabilseydik binlerce, on binlerce Urfalı burada olacaktı. Ama buradan sesimiz on binlere de milyonlara da ulaşır. Yeter ki biz kararlı olalım” dedi.
Sancar, "Şenyaşar ailesine yapılanlar. Zulmün büyüğü yapıldı, herkesin gözleri önünde, üç insan hunharca katledildi, herkes seyrediyor. Devlet, savcılar seyrediyor. Üstüne üstlük ailemize saldırıyorlar. Bu adaletsizliğin ötesinde kara bir zulümdür. Şenyaşar ailesinin adalet davası bu ülkenin onur meselesidir" ifadelerini kullandı.
Sancar özetle şunları söyledi:
"En büyük adaletsizlik burada başlıyor"
"Bırakılsa bu ülkenin üçüncü büyük şehri olan Urfa bu ülkeyi besleyecek kadar verimli topraklara sahip ama bu ülkenin işsizi, yoksulluğu en yüksek şehirlerinden biri. İşte en büyük adaletsizlik burada başlıyor. Ekmekten, aştan, kendi toprağından, suyundan yararlanmasına imkan verilmeyen bir halka yapılan şey adaletsizliktir, zulümdür. Bu ülkenin pek çok şehrine en fazla mevsimlik işçi gönderen şehirlerimizden biridir. Mevsimlik işçilerin hangi şartlarda çalıştığını da biliyoruz, bu da adaletsizliktir."
"Şenyaşar ailesinin adalet davası bu ülkenin onur meselesidir"
"Ferit (Şenyaşar) kardeşim yanımda. Emine anamız yanımızda değil, gelemedi. Biz her zaman, her şart altında oradayız, onlarlayız. Adaletsizliğin zulüm boyutuna vardığı bir örnektir Şenyaşar ailesine yapılanlar. Zulmün büyüğü yapıldı, herkesin gözleri önünde, üç insan hunharca katledildi, herkes seyrediyor. Devlet, savcılar seyrediyor. Üstüne üstlük ailemize saldırıyorlar. Bu adaletsizliğin ötesinde kara bir zulümdür. Şenyaşar ailesinin adalet davası bu ülkenin onur meselesidir. Eğer burada dayanışma göstermekten, destek vermekten kaçınan olursa bu onur sınavından kalacaktır ve alnına kara leke olarak sürülecektir. Adalet mücadelesi er ya da geç başarıya ulaşacak."
"Urfa kardeşliğin kalesi olacak"
"Bu konuşmayı Kürtçe de Arapça da yapabilirim, Türkçe yapıyorum herkes anlasın diye, ama tabii buradan tüm Türkiye'ye konuşuyoruz. Bu üç dil de benim gönlümdedir. Urfa bu kardeşliğin, bu birlikteliğin kalesi olacaktır. Buradan çok zalimler geçti, nemrutlar geçti ama Hz. İbrahim'ler de buradan çıktı. Biz bu ruhu bütün ülkeye yayacağız. Büyük barışı getirdiğimizde bu ülkede adalet de işleyecek, demokrasi de gelecek, eşitlik de olacak. Özgürlük de gelecek. Garibe Gezer'lerin de hesabı sorulacak, Deniz Poyraz'ların da hayalleri, düşleri gerçeğe dönüşecek."
"Ülkenin kaynaklarını satıyorlar ve bunu da bir başarı hikayesi olarak sunuyorlar"
"İktidar bir zulüm yönetimi oluşturmuştur. Son zamanlarda yaptıkları işlere bakarsanız kime çalıştıklarını kendilerinin de gizleyemez hale geldiklerini görürsünüz. Bir Hazine ve Maliye Bakanı gelmiş, bu zihniyeti hiç saklamaya gerek görmüyor, belki de saklamayı beceremiyor ya da artık saklanacak boyutları aştı gitti. Diyor ki, senin bir maaşın var en fazla enflasyon altında ezilirsin diyor emekçiye, bizim servetimiz gider. Bizim büyük zenginliğimiz gider diyor. Hatırlarsınız bu ülkede 'fakirleri sevmiyorum' diyen yöneticiler de gördük. Fakat bu sistemin başındaki iktidar halkı alenen soymaktan en ufak bir haya duymuyor. Önce dövizi fırlattılar şimdi, ‘indiriyoruz’ diye halkın kaynaklarını bir avuç sermayedara peşkeş çekiyorlar. Kapı arkasından bu ülkenin kaynaklarını satıyorlar ve bunu da bir başarı hikayesi olarak sunuyorlar."
"Ülke batsın benim iktidarım devam etsin’ diyorlar"
"Oysa yapılan şey bu ülkenin yoksul halkını daha da yoksullaştırmak, emekçisini açlığa mahkum etmek, işsizini ölüme göndermektir. Halkın kaynakları soyuluyor. Bunun tek bir nedeni var, tek bir hedefi var, ‘ülke batsın benim iktidarım devam etsin’ diyorlar. Bunun için Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarını çarçur ettiler. O kaynaklar halkın kaynaklarıydı, yandaşlara, rantiyecilere peşkeş çekildi. Yaptıkları, ‘ülke batsın ben ayakta kalayım. Rantiyeciler sömürücüler daha da palazlansın.’ Ekonomi modeli diye karşımıza getirdikleri şey bu. Dövizin indirilmesi, başarı hikayesi diye anlattıkları yalan da tam bu. Buna da karşı çıkacağız. Bu da adaletsizliklerin en büyüklerinden." (ANKA)