Gün geçmiyor ki, içinde diyet kelimesinin yer aldığı bir cümle kurulmasın. Peki, insanların bu denli takıntı haline getirdiği şişmanlık nedir? Nedenleri ve yaratacağı sağlık riskleri nelerdir? Hangi uzmanlardan destek alınmalıdır? Bilimsel olmayan diyetler ne gibi sağlık sorunlarına yol açar?
Estetiğin bu denli ön planda olduğu günümüzde; kilo problemi olmayan, vücudundaki herhangi bir fazlalıktan şikâyette bulunmayan bir insanla karşılaşmak, neredeyse imkânsız oldu. Şişmanlık kişiye estetik kaygılardan öte, sağlık problemleri de yaşattığı için artık bir hastalık olarak sayılıyor.
Uzman Diyetisyen Turgay Köse Anneyiz Biz dergisine yaptığı açıklamada, şişmanlığın tanımı için: "Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık raporunda şişmanlık; vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık, tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır." diyor ve devam ediyor:
Şişmanlığın komplikasyonları arasında ilk akla gelenler; kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri ve kısırlık şeklinde sıralanabilir.
Farklı uzmanlara görünün
Birçok etkene bağlı olarak gelişebilen bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde, disiplinler arası bir yaklaşım gerekir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmeniz durumunda daha sağlıklı sonuçlar alabilirsiniz. Doktor tarafından yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisi almalısınız. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleşmesi ile hedefe ulaşmalı ve koruma programına alınmalısınız. 3 ay süresinde diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan, kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.
Diyet listesi kişiye özel olmalıdır
Öte yandan her gün gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçlarında onlarca şok diyetler ile karşılaşıyoruz. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte, diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır, çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklıdır. Kişiye özel diyet listeleri diyetisyenler tarafından hazırlanmalıdır. Buna karşılık birçok insan kitle iletişim araçlarından veya arkadaşlarından temin ettikleri diyetler ile sonuç almaya çalışmaktadır. Halbuki zayıflama programları; kişinin yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, sosyo-ekonomik durumu, beslenme alışkanlıkları ve içinde bulunduğu fizyolojik durum gibi özelliklerine göre düzenlenmelidir. Size verilen diyetin enerji ve besin öğesi içermesi gerekir, ayrıca yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazanmanız ve yavaş yavaş yaklaşık ayda 2–4 kg vererek, yeni beslenme programını yaşam tarzınız haline getirmeniz gerekir. Unutmayın, ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine de zemin hazırlar. Seneler içerisinde aldığınız kiloları birkaç haftada vermeye çalışmamalısınız. Bu uğurda aç karına greyfurt veya limon suyu içmenin, kabak çekirdeği yemenin, yosun tabletlerinden, kekik sularından ve zayıflama çaylarından medet ummanın hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi, faydadan çok zarar verdiği aşikârdır.
Hatalı diyetler öldürebilir
Ağırlık kaybının geçmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletleri; sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminler; bağımlılığa, çok düşük kalorili diyetler ve sindirim sistemine yapılan cerrahi müdahaleler; besin öğesi yetersizliklerine, protein diyetleri ise, böbrek ve kalp problemlerine hatta kalp yetmezliği sonucu ölümlere neden olabilir.
Bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kiloları fazlasıyla geri alabilirsiniz. Vücut ağırlığınızın hızlı kaybı; yağsız vücut kitlenizin daha çok kaybına, bazal metabolizma hızınızın azalmasına, kaybedilen ağırlığın korunamamasına, bazı minerallerin düzeylerinin düşmesine neden olur ve ölümle bile sonuçlanabilir. Bu tip diyetler, sağlığınıza zarar vermenin ve metabolizmanızın bozulmasını sağlayarak ömrünüzü kısaltmanın yanı sıra, sizin "Ben bu işi başaramıyorum." diyerek umutsuzluğa kapılmanıza da neden olabilir.
Yağ kaybetmelisiniz, kas ve su değil
Gerçek ağırlık kaybı vücudunuzdaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar, hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Dengeli diyetlerde yağ, çok düşük oranlarda karbonhidrat içeren diyetlerde su ve açlık durumunda kas kaybı olur.
Sonuç olarak eğer kilo probleminiz varsa; zayıflama programı size özel, sizin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceğiniz, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazandırabilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir. Bu bağlamda kısa mesafelerde taşıt kullanmamanız, alışverişe tok karına çıkmanız, her lokmadan sonra çatal ve kaşığı tabağa bırakmanız, tabağınıza fazla yemek almamanız gibi davranış değişikliklerini bir an evvel hayatınıza geçirmelisiniz.