T24 - Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, " Derin devletten bu devlet çok çekti ama derin demokrasiden, derin özgürlüklerden, derin hukuk devletinden hiçbir şey çekmedi” dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anadolu Üniversitesi’nin (AÜ)yeni akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, üniversiteye başladıkları 1968 yılında, "68 kuşağı olarak" çok talihsiz bir süreç yaşadıklarını anlattı.
"Hep kavga ettik, konuşamadık, birbirimize sevgimizi anlatamadık" diyen Kılıç, şunları söyledi:
"Bugün o kötü günler geride kaldı, bunun sevincini yaşıyoruz. Öğrenciler bugünlerin tadını çıkarmalıdır. Üniversitede konuşamayacaksak, hiçbir yerde konuşamayız. Hiçbir yerde konuşulamayan şeyler üniversitede konuşulur, burada paylaşılır. Bilimsel özerklik bunun için var. Üniversiteler ifade ve düşünce özgürlüğü, hatta gösteri ve yürüyüş hakkının yoğun olarak kullanıldığı mekanlar olarak tanınır.
Biz, yürüyüşü ve gösteri hakkımızı buralarda öğrendik. Bugün bu kuşak, yürüyüş ve gösteri hakkını çok kullanmasına rağmen bu ü lkeyi yönetmeye devam ediyor. Özgürlükleri burada yaşayamıyorsak, üniversitelerin bu ülkeye katacağı hiçbir şey yoktur. Bu özgürlük alanının genişletilmesi yolunda gerekli her türlü gayretin, yasama, yürütme hem de yargıya düşen bir görev olduğunu ifade etmek isterim."
Kılıç, gerek üniversitelerde gerek devletin diğer işlerinde özgürlüklere karşı çıkmanın, özgürlüklerle kavga etmenin ve savaşmanın kimseye bir şey kazandırmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Tam tersine bunlarla iyi geçinemeyenler, bunlarla kavga edenler, toplumun dışında kalmaya ve artık hiçbir anlam ifade etmeme gibi bir sonuçla karşı karşıya kalıyorlar. Özgürlüklerle, demokrasiyle ve hukuk devletiyle kavga etmeyelim. Bunların derinleştirilmesi ve geliştirilmesi konusunda ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Derin devletten bu devlet çok çekti ama derin demokrasiden, derin özgürlüklerden, derin hukuk devletinden hiçbir şey çekmedi. Bu ülke daha ileriye, daha güzele gitme konusunda bu erdemleri kullanmak zorundadır. Toplum, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok hukuk isteğiyle bugün ortaya çıkmıştır. Bunu karşılamayanlar, her zaman kaybetmeye mahkumdur.
Üniversitemizin, demokrasimizin, devletimizin bağışıklık sisteminin güçlenmesini istiyorsak, daha çok demokrasi ve özgürlük taleplerine kulak vermek zorundayız."
Yargı bazğımsızlığı ve üniverisite özerkliği
Yargı bağımsızlığı ve üniversite özerkliğinin kesiştiği noktalar olduğunu ifade eden Kılıç, şöyle devam etti:
"Yargı bağımsızlığı, hakimlerin hiçbir etki altında kalmadan, yasalara ve anayasaya uygun olarak, tamamen vicdani kanaatlerini söyleme konusunda güvenceli bir alan yaratmak için vardır. Üniversitelerdeki bilimsel özerklik de buna yakın bir anlayışla, düşüncelerin, görüşlerin, anlayışların serbestçe ifade edildiği, korkunun olmadığı bir alan olarak üniversiteler için öngörülmüştür. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanalım.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin AÜ ile çok iyi ilişki içinde olacağını ifade etti. Ben de 'Anayasa Mahkemesi olarak AÜ ile ne yapabiliriz' diye yerimde otururken düşündüm. 2-3 ay önce verdiğimiz kararla üniversitemizin mensupları hocalarımızın devlet memuru olmadığını, onların günün 24 saati bu ülkeye üretim yaptığını, katkı verdiğini düşünerek onların devlet memuru gibi saat 5'te çalışmalarının son bulmamasını, ondan sonra da devam etmesi gerektiği konusunda bilimsel özerlik çerçevesi içinde karar verdik. Bu kararın gerekçesi yayınlandıktan sonra, sizlerin, tatil döneminde de bu faaliyetleri rahat ortam içinde sürdürebilmek için gerekli düzenlemeler yapılacaktır diye umuyorum.
AÜ ve Anayasa Mahkemesi işbirliğiyle bu kurumda bu çatı altında son Anayasa değişikliğiyle ülkemize kazandırılan bireysel başvurunun akademik bir ortamda tartışılması konusunda bir proje geliştirebiliriz. Anayasa Mahkemesi’ne verilen bu görevin, ülkemiz, insanlarımız ve özgürlükler için ne bü yük bir kanun yolu olduğunu burada bilimsel ortamda tartışma fırsatı olur. Böyle bir çalışmanın içine girebiliriz."
Kılıç, "umutsuzluğa kapılmaya gerek olmadığını, ülkenin doğru yolda olduğunu" da ifade ederek, "Doğru yola doğru gitmektedir. Demokrasimizin, hukuk devletimizin, daha doğrusu Cumhuriyetimizin niteliklerini bu ülkeye yakışır bir noktaya getirme konusunda doğru bir yolda olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu konuda Anayasa Mahkemesi olarak gayretimizi, çalışmalarımızı, özverili bir şekilde devam ettireceğiz" dedi.