T24- Güngör Uras, Milliyet gazetesindeki köşe yazısında Türkiye'deki 17.5 milyon hanenin yaptığı tüketim harcamalarını değerlendirdi.
Uras, gelir seviyesine göre harcamalardaki oranların değiştiğini belirtirken gelir seviyesi düşük hanelerde en yüksek payın gıdaya ayrıldığını sağlık ve eğitim harcamalarının da telefona ayrılan paydan daha düşük olduğunu blirtiyor.
Güngör Uras'ın 26 Temmuz 2010 tarihli 'Hane başına aylık tüketim harcaması 1.688 TL' başlıklı yazısı şöyle:
Türkiye’de 17.5 milyon hane olduğu tahmin ediliyor. Bazı haneler var 1 kişi yaşıyor. Bazılarında 2-3, bazılarında 8-10 kişi yaşıyor. Ortalama bir hanede 4.1-4.2 kişinin yaşadığı var sayılıyor. Her bir hanede de 2009’da aylık ortalama tüketim harcaması 1.688 TL olarak belirlendi. Bu belirlemeyi devletin İstatistik Kurumu (TÜİK) yaptı. Kişi başı milli gelir ile kişi başı gelir farklı şeylerdir. Kişi başı ve hane başı tüketim farklı şeylerdir.
Milli gelir hesabı katma değere göre yapılır. Milli gelir rakamı nüfusa bölünerek kişi başına düşen milli gelir rakamı bulunur. Kişinin geliri ise her gün, her ay veya her yıl eline geçen paradır. Bir haneye bir veya birden çok kişinin geliri girer. Haneye giren gelirin tamamı tüketim için harcanmaz. Bir bölümü ile mevduat hesabı açılabilir, altın satın alınabilir, borç taksidi, faizi ödenebilir.
Hane başı tüketim harcaması, Türkiye genelinde, hanelerin her ay tüketim için ortalama olarak ne kadar para harcadıklarını ve bu harcama ile neler yapıldığını gösterir. Hane başı tüketim harcamaları (1) Ülkenin yaşam standardını gösterir. (2) Ekonominin yapısını gösterir. (3) Ülkede iş yapmak isteyenlere, yatırım ve üretime soyunanlara yol gösterir.
Madem ki 17.5 milyon hane var, madem ki aylık tüketim harcaması aile başına ortalama 1.688 TL demek ki bu ülkede aylık tüketim harcamaları toplamı 29.5 milyar-30 milyar TL yıllık tüketim harcamaları toplamı 360 milyar TL dolayındadır. (Cevabını bulamadığım bir çelişkiye değinmem gerekiyor. TÜİK’in 2009 yılı GSYH tablosunda hane halkı toplam tüketimi 716 milyar TL. Buna karşı hane halkı tüketim harcamaları tablosu (cari harcama) rakamlarına göre 360 milyar TL. Bu farkın/çelişkinin nedenini sordum soruşturdum. Öğrenemedim.)
TÜİK, uzmanların çalıştığı ciddi bir kurumdur. Çalışmalarına, yayımladığı rakamlara güvenmek zorundayız. Herhalde bilmeyenlere, bilemeyenlere bilgi verirler de konuya ilgi duyanlar aydınlanır. Gelelim 2009 hane halkı tüketim harcamasının önemli bulgularına...
Telefon eğitimden önemli
- Türkiye’de 17.5 milyon ailenin ortalama aylık tüketim harcaması 1.688 TL. Demek ki ortalama olarak hanelerin her ay harcadıkları 100 TL’nin 28.20 TL’si kiraya ve konutun gaz, su, elektrik parasına gidiyor. 22.6 TL’si ile gıda maddesi alınıyor. 13.60 TL’si ulaştırma harcamaları için kullanılıyor. Her ay 100 TL’lik harcamadan ev eşyası alımına giden para 6.20 TL giyime giden para 5.1 TL. Alkollü içki, sigara ve tütüne giden para 5.1 TL.
- Her ay 100 TL’den haberleşmeye (cep telefonuna, telli telefona) 4.2 TL ayrılırken, sağlığa ve eğitime ayrılan para 1.9 TL.
- Gelir dağılımına göre toplam tüketim harcamasının yapısı da değişiyor. En düşük gelir grubundakilerin aylık toplam tüketim harcamasının yüzde 34’ü gıdaya giderken, üst gelir grubundakilerin varlıklı kesimdekilerin aylık tüketim harcamalarında gıda harcamalarının ağırlığı sadece yüzde 17.4 oranında.
İşte bunun içindir ki Türkiye’de gıda maddesi fiyatlarındaki değişim özellikle düşük gelir grubundakileri çok, hem de pek çok ilgilendiriyor.
- Gıdadan sonra tüketim harcamalarında ağırlığı olan tüketim kalemleri kira ve konut harcamaları ile ulaşım harcamaları. Enerji fiyatlarındaki değişim, faize bağlı olarak kiradaki değişim tüm gelir gruplarını etkiliyor. Temel gelir kaynağı emeklilik aylığı olanlar için gıda, kira, gaz, elektrik, ulaştırma harcamaları önem taşıdığından bu kalemlerdeki fiyat artışı emeklileri çok üzüyor.
- Bir zamanlar şehire göç edenleri, köydeki akrabaları beslerdi. Şehire köyden gıda maddesi gelirdi. Şimdilerde 17.5 milyon hanenin toplam gıda tüketimine köyden gelen gıda maddelerinin katkısı yüzde 5.3. Ancak burada dikkati çeken bir gelişme var. Kriz nedeniyle köyden gelen gıda maddesinin payı 2008 yılında yüzde 3.3 iken, 2009 yılında hanelere köyden daha çok gıda maddesi gönderilmiş.