MHP’de 'hayır' cephesinde yer aldıkları için partiden ihraç edilen isimlerden Kayseri Bağımsız Milletvekili Prof. Yusuf Halaçoğlu, Hollanda kriziyle ilgili olarak "Dışişleri Bakanı'nın uçağı Hollanda'ya indirilmezken Aile Bakanı neden Hollanda’ya gönderiliyor” dedi. MHP'li muhaliflere suikast yapılma ihtimaline dair açıklamalarda bulunan Halaçoğlu, "Suikastler yapılabilir mi yapılabilir, bombalar patlayabilir. Yani evet için her şeyi yapabileceklerini düşünüyorum" diye konuştu.
Halaçoğlu, AKP’li Hüseyin Kocabıyık’ın Hollanda olayında sonrasında 'evet' oylarının artığına ilişkin sözlerine, "Zaten bir algı operasyonu bu. Bir mağduriyet ortaya çıkarmadan Türkiye'deki tabloyu değiştirmeleri mümkün değil. Milliyetçilik duygularını yabancı bir devlete karşı kullanmaya kalkıyorlar. Bu millet bütün bunlara aldanmayacaktır, burada başarılı olamayacaklardır. Bu da ters olacak, çünkü niyetlerinde samimi değil bunlar" dedi.
Halaçoğlu TBMM’de düzenlediği basın toplantısında partiden ihraçlarını ve Hollanda krizini değerlendirdi.
"Böyle devlet yönetilmez, adam gibi yönetin bakan gidiyorsa o devletle bağlantı kurmanız lazım" diyen Halaçoğlu, "Hollanda bizim konsolosluğa sormuş ve 'Hayır bakan gelmeyecek' denmiş. Bu doğruysa vahim" diye konuştu. Diplomasinin basit bir iş olmadığını da ifade eden Halaçoğlu, iki ülke arasındaki işbirliğine ilişkin bazı rakamları hatırlattı.
YSK’nın uyguladığı 2008 kanunu
İktidarın yurt dışı ve temsilciliklerde propaganda yapılamayacağını hükme bağlayan 2008 yılı kanunu ve bu kanuna bağlı YSK’nın kararına dikkat çeken Halaçoğlu, "Şimdi siz Türkiye’ de demokrasiyi zaten uygulayamamışsınız. Başka ülkelerden demokrasi beklemeniz mümkün değil. Ama, şimdi sesleniyorum başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, hadi bakalım hayır diyen bizlere TRT’den konuşma hakkı verin” diye konuştu.
"Bize yapılan saldırıyı Ülkü Ocakları yaptı hepsini tek tek tespit ettik"
İhraç edilmeleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Halaçoğlu, "Bizi zaten atmak istiyorlardı. Hayır dediğimiz için bunu uyguladılar" dedi. Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ’ın gündeme getirdiği 'suikast' iddialarıyla ilgili olarak, "Bize yapılan saldırıyı ülkü ocakları yaptı. Hepsini tek tek tespit ettik. Şikayette de bulunduk. Mehmet Metiner ve Burhan Kuzu bunların açıklamaları işleri karartan bir durum, saldıranlar için 'Demokratik haklarını kullanmışlardır' diyor. Maalesef Bahçeli Beyefendi de 'Ülkücüler yarım bırakmaz' diyerek teşvik etmiştir. Yani artık her şeyi düşünüyoruz. Mecburen düşünüyoruz. gerçekten akıl ve mantık dışı her şeyi yapabilecek durumdalar.
"Ben bir bahaneyle referandumu iptal de edebilirler demiştim. Biz Hollanda meselesiyle uğraşırken Suriye'de Menbiç, PYD kanton ilan etti. Yani gözden kaçırılıyor bunlar. Suriye'de savaşa girdiğimiz denerek böyle bir tedbir alınabilir mi alınabilir. Suikastler yapılabilir mi yapılabilir, bombalar patlayabilir. Yani evet için her şeyi yapabileceklerini düşünüyorum."
"Disiplin süreci bana değil Genel Merkez'e başlatılmalı"
Basın toplantısında partiden ihraç edilmeleriyle ilgili yargıya başvurup başvurmayacağına ilişkin soruya Halaçoğlu, "Bu konuda hala müteredditim. MHP'ye mahkeme kararıyla dönsem bile şu an bu yönetimle zaten bundan sonra hiç anlaşamalıyız. Yönetimle anlaşmak için yönetimin bundan önce söylediği sözlere, tüzüğe dönmesi lazım. Ben 'Hayır'a devam edeceğim sonuna kadar” yanıtı verdi.
Halaçoğlu’nun değerlendirmesi şöyle:
"Bu çerçevede bir anayasal hak olarak, halk oylamasına sunulan anayasa maddelerine hayır demem suç olmasa gerektir. Zira MHP Genel Başkanı her zeminde, 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' demektedir. Yine bu ziyaretlerime engel olacak bir parti kararı tarafıma iletilmemiştir ve bildiğim kadarıyla da bir parti kararı yoktur. Ayrıca bir parti içi değerlendirme toplantısı da yapılmamış ve anayasa teklifiyle ilgili olarak parti kararı muallakta bırakılmıştır. Dolayısıyla sırf parti taassubu ile Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini feda etmemiz beklenmemelidir. Hiç kimse unutmamalıdır ki tarih muhakkak gerçekleri yazacaktır ve bunun geri dönüşü yoktur. Aslında parti ilkelerinden taviz veren ve ilkelerin dışına çıkan genel merkezdir. Bu sebeple disiplin süreci bana değil, bu ilkelerin aksine politikalar yürütenlere başlatılmalıdır."