Gündem

Güldal Mumcu: TBMM, Anayasa’nın ilk üç maddesi korumak zorundadır

TBMM Genel Kurulu’nu yöneten Güldal Mumcu kürsüden Anayasa uyarısı...

18 Ekim 2011 03:00



Hülya Karabağlı

T24/  ANKARA 

TBMM Genel Kurulu’nu yöneten Güldal Mumcu kürsüden Anayasa uyarısı yaptı. Parlamentoların yürütme üzerindeki denetim görevine dikkat çeken Mumcu, “Parlamento ve siyasetin birincil görevi, halkın en iyi koşullarda yaşamasını, yoksulluğun önlenmesini, kimsenin kimseye muhtaç olmamasını sağlayacak düzenlemeleri yapmaktır. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü  ‘Egemenlik kayıtsız şartsız seçimle gelen sultanlarındır’ anlamına gelmez”. 


İlk üç madde korunmalı 

Mumcu, “TBMM bir anayasa yapmak sorumluluğu altına girmişse, her şeyden önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin yine Atatürk'ün belirlediği kurucu felsefesini yansıtan temel ilkeleri, başta değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç madde olmak üzere korumak zorundadır'' dedi.  Parlamentoların, yargı ve yürütme organlarının uygulayacağı yasaları yapan yerler olduğunu hatırlatan Mumcu, “Parlamentonun yargıyla birlikte yerine getirdiği bu işlev, yürütme erkini elinde bulunduranların keyfiliğe, diktatörlüğe yönelmesini önlemek açısından özellikle önemlidir. 

İnsanlığın demokrasi uğrunda verdiği mücadelenin bu noktaya kolayca geldiği söylenemez. Ortaçağ'ın iktidar sahipleri olan krallar, padişahlar, kendilerini 'tanrının yeryüzündeki temsilcisi' olarak görmüşler; kendilerine itaatsizliği de 'tanrıya itaatsizlik' olarak nitelemişlerdir. 


Bruno’nun akıbeti olmasın 

Bu zorbalıklara karşı mücadele son derece zorlu, kanlı, acımasız olmuştur. ''Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır. Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar' sözleriyle ünlü İtalyan düşünür, Gökbilimci ve din adamı Bruno, bu düşünceleri ve sözleri yüzünden zamanın engizisyon mahkemesince 1600 yılında Roma'da yakılarak öldürülmek suretiyle cezalandırılmıştır. Gerçekleri dile getirmenin bedeli, günümüzde Bruno'nun akıbeti olmamalıdır; Parlamentoların da düşüncelerin ve gerçeklerin özgürce dile getirilebildiği yer olması gerekir. Günümüzde, gücünü tanrıdan aldıklarını söyleyen ve iktidarları babadan oğula geçen krallar, sultanlar yoktur; ama onların yerine, Fransız siyaset bilimci Maurice Duverger'in deyimiyle 'seçimle gelen krallar' da gelmemelidir.'' 

Meclisin önünde bir anayasa yapma görevi bulunduğuna işaret eden Mumcu,  şöyle dedi:

“Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan TBMM bir anayasa yapmak sorumluluğu altına girmişse, her şeyden önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin yine Atatürk'ün belirlediği kurucu felsefesini yansıtan temel ilkeleri, başta değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç madde olmak üzere korumak zorundadır. 

TBMM olarak özgürlükçü, demokrat bir anayasa yapmak niyetine gerçekten sahipsek bunun en iyi göstergesi, başta TCK olmak üzere, yasalarımızdaki antidemokratik düzenlemeleri temizlemek olacaktır. Bu antidemokratik unsurların temizlenmesi, uzlaşma komisyonunun çalışmalarına da engel değildir. Bu çerçevede, yargıyı yeniden düzenleyen son Anayasa değişikliklerinin, demokrasinin olmazsa olmazı sayılması gereken kuvvetler ayrılığı ilkesi ve demokrasi ile bağdaşıp bağdaşmadığını önemle dikkatlerinize sunarım.' 


KHK’ler yetki gaspı  

'KHK'lerle ülke yönetmenin, yasama yetkisinin yürütme tarafından gaspı anlamını taşıdığını söyleyen mumcu, “'Çünkü darbe dönemlerinin zihniyetinin bir ürünü olması nedeniyle zaten antidemokratik olan bu kararnameler, TBMM'nin onayına da sunulmamaktadır. Bu durumun demokrasi için yarattığı tehlikeyi, daha demokratik anayasa yapmaya hazırlanan siz değerli üyelerin dikkatine sunuyorum'' dedi. 

Güldal Mumcu,  ''Türkiye elbette daha demokrat, daha özgür, daha güzel günler görecektir. Ülkenin en yetkili organı, tüm sorunların çözüm yeri olarak bu Meclis de elbette bu doğrultuda üzerine düşeni yapacaktır. Ama asla silah tehdidi altında değil!'' diyerek tamamladı.