28 Mayıs 2014, İstanbul Greenpeace Akdeniz’in yayımladığı ‘Sessiz Katil’ adlı yeni rapor, Türkiye’de kömürlü termik santrallere bağlı hava kirliliğinin, trafik kazalarından daha fazla ölüme neden olduğunu ortaya koydu. Stuttgart Üniversitesi’nin hava kirliliği modellemesi kullanılarak hazırlanan rapora göre Türkiye, kömürlü termik santrallere bağlı erken ölümler sıralamasında, bütün AB ülkelerini geride bıraktı.
Greenpeace tarafından bugün düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurulan rapor, Türkiye’de 2010 yılı itibariyle var olan 19 kömürlü termik santralin insan sağlığına etkilerini incelemesinin yanı sıra, Türkiye’de planlanmış veya izin aşamasındaki santrallerin tahmini etkilerini de ortaya koyuyor.
Basın toplantısında, Greenpeace Uluslararası Enerji Uzmanı Lauri Myllyvirta, Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı Ümit Şahin ve Bartın Platformu kurucusu Prof. Dr. Erdoğan Atmış konuşmacı olarak yer aldı.
Soma’da kömür madeninde yaşanan faciadan büyük bir üzüntü duyduklarını ve yaşananların ve nedenlerinin unutulmasına asla izin vermeyeceklerini ifade eden Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, “Kömür, sadece yer altından çıkarılırken can almıyor. Kömürlü termik santraller, adeta sessiz birer katil gibi, kalp-damar, solunum yolu rahatsızlıkları ve astım, kanser gibi hastalıklara neden olarak, sessizce can almaya devam ediyor. Örneğin Soma Termik Santrali’nin neden olduğu hava kirliliği, sadece 2010 yılında 13.400 yaşam yılı kaybına neden oldu” dedi.
7900 erken ölüm
Rapordaki araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de sadece 2010’da, çalışmakta olan 19 tane kömürlü termik santralden kaynaklanan hava kirliliği 7900 erken ölüme yol açtı. TÜİK verilerine göre aynı yıl trafik kazalarından ölenlerin sayısı ise 4045. Santrallerden kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan insanların ömrü yaklaşık 10 yıl kısaldığından, toplamda yaklaşık 79 bin yaşam yılı çalınmış oldu. 2010 yılı itibariyle yapılması planlanan ya da izin aşamasında olan 42 tane kömürlü termik santralin kurulması halinde ise, yaşamlardan çalınan yıllara 34 bin yıl daha eklenecek.
Aksoğan, “Bu raporun verilerini kullandığı 2010 yılından bugüne, planlanan ve izin aşamasında olan kömürlü termik santral sayısı 42’den 80’e çıktı. Oysa Türkiye’nin atmosferinde bir tek daha kömürlü santrale yer yok. Kömürün insan sağlığına yarattığı zararlı etkinin önüne geçmenin tek yolu, artık yeni kömürlü termik santrallere izin verilmemesi ve var olan santrallerin aşamalı olarak kapatılması. Bunun yapılabilmesi için, Enerji Bakanlığı’nın artık yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliğini öncelik haline getirerek, kendisine bir yol haritası belirlemesi ve bu yol haritasını uygulamaya başlaması gerekiyor” dedi.
Greenpeace’in Avrupa Yenilenebilir Enerji Konseyi ve Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi ile birlikte hazırladığı Enerji [D]evrimi raporu, Türkiye’nin 2040’a kadar elektrik ihtiyacının %85’ini yenilenebilir enerjilerden karşılayabileceğini gösteriyor.