Politika

'Gezi olayları'nda halk kendi isteğini kendisi belirtmeye çalışmıştır'

Egemen Bağış demokratikleşme paketi ile alakalı 'Herkes kendinden bir şey hissedecek' ifadelerini kullanarak paketin içeriği hakkında bilgiler aktardı

18 Eylül 2013 08:34

Bir radyo programına konuk olan konuk olan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Gezi olaylarında insanlar demokratik haklarını kullanmışlardır ve olaylar halkın kendi isteğini hiçbir aracı olmadan direk kendisinin belirtmeye çalıştığı bir hareket oluşmuştur" dedi. Demokratikleşme paketi ile alakalı da ayrıca konuşan Bağış, 'Herkes kendinden bir şey hissedecek' ifadelerini kullanarak paketin içeriği hakkında bilgiler aktardı.

Programda birçok konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bağış'ın konuşmalarından ara başlıklar ise şöyle:

Gezi olaylarında ilk başlarda orantısız güç kullanıldığı konusunda herkes hemfikir.

"Polisimiz gün gelmiştir kaba davranmıştır, çok ağır uygulamalarda bulunmuştur. Ama polisin, jandarmanın hatta belediye işçilerinin çadır yakma işlemi görülmemiştir. Ben bunu iyi kurgulanmış bir proje olarak görüyorum. Çadırın yakılması daha önceden kurgulanmış bir düzeneğin işlemesinin başlangıcıydı. Dünyanın farklı yerlerinden açılmış yüz binlerce farklı Twitter hesabı ortaya çıktı. Çadırların yakılmasıyla da o düzenek faaliyete geçmiştir."

Bu eylemlere katılanların büyük bir çoğunluğunun samimi olduğuna inanıyorum ben.

"Yüzde 95’i korkutulduğu için gitmiştir oraya. Yaşam tarzınızı karışılıyor, ne giyeceğinize, kaç çocuk yapacağınıza karışılıyor diye korkutulmuştur. Sayın başbakanımızın tavsiyeleri olabilir ama bununla ilgili bir yasa yoktur. Milli içkimiz ayrandır demeden önce aynı cümle içinde isteyen votkasını cinini içebilir ama benim milli içkim ayrandır diyor."

Benim içkime yaşantıma, yaşam biçimime karışılacak diye korkutularak sokağa çıkanlar var dediniz bu insanlara bir mesajınız var mı?

"Diledikleri gibi yaşamlarının garantisi hükümetimizdir, sayın başbakanımızdır, bizleriz. Onun en büyük mağdurları bizleriz. Dileyenin başörtüsü takmasını ne kadar önemsiyorsak dileyenin mini etek giymesini de o kadar önemsiyoruz."

Bizim Suriye’de ne işimiz var yalnız kaldık gibi eleştiriler var. İran’ın ve Rusya’nın açıklamaları değişti ve sanki biraz Türkiye tarafına geliyor gibi bir tablo var

"Uluslar arası ilişkilerde duygusallığa çok yer yoktur. Türkiye bekli de küresel ve vicdani doğruları global menfaatleri kendi ulusal menfaatlerinin dahi önüne koyacak kadar uluslararası barışa önem veren bir ülke olmuştur. Türkiye İran’a karşı uluslararası bir saldırıyı engellemek için aleyhte bir pozisyon ortaya koymuştur. Biz hep savaşsız çözümden yana bir tercih ortaya koyduk. Ama güçlü ülkeler her opsiyonu masada tutmak zorundadır. Türkiye'nin sabrını test etmeye kalkanların sonunu hep birlikte gördük. Türkiye'nin hiçbir komşusunun tek karış toprağında gözü yoktur."

Çözüm süreci tıkanırsa ne olacak?

Tıkanmadı birileri tıkmaya çalışıyor. Rantların azalmasından rahatsız olanlar, rant elde edenlerin rantlarının bitmesi birilerini rahatsız etti. Biz demokratikleşmeyi Türkiye'nin her kesimi için önemli görüyoruz. 20 yıl evvel bu ülkede bırakın sıradan insanları cumhurbaşkanları bile etnik kökenini söyleyemiyordu. Şimdi devletin televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor. Türkiye'de herkesin demokratik haklarının arttığını görüyoruz. Bugün yeni bir demokratikleşme paketinin son rötuşları yapılıyor. Mutlaka rahatsız olan kesimler olacak ama toplumun büyük çoğunluğu oh diyecek. Herkesin kendinden bir şey hissedeceği bir paket olacak."

 

"Gezi olayları şunu ortaya koymuştur Türkiye'de muhalefet partisi yoktur halk kendi isteğini kendisi belirtmeye çalışmıştır"

 

"Benim bir planım yok seçimlerle ilgili ama partim milletim bana hangi görevi verdiyse onu en iyi şekilde yapmış bir kişi olarak partim bana nerede hangi görevi verirse onu en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Diğer partiler kimi aday gösterirse göstersin yüzde 60 oy oranıyla İstanbul’u alırız. İstanbullular o eski günlere dönmek istemiyorlar. Hele adı bu kadar şeylere bulaşmış muhalefetin temsilcilerinin İstanbul’u o eski günlere götürmeye gücü yetmeyecektir."