Politika

'Gerçek olan şu Zafer Çağlayan'a 42 milyon TL verilmiş'

Soruşturma Komisyonu Üyesi Rıza Türmen, AKP'nin getirdiği düzenin ranta, rüşvete ve yolsuzluğa dayandığını söyledi

06 Ocak 2015 18:36

TBMM Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li Üyesi İzmir Milletvekili Rıza Türmen, AKP’li 9 üyenin aklama kararıyla ilgili son bir haftaya dikkat çekti ve “Bir hafta içinde bir şeyler oldu bir kere o açık. 22 Aralık’ta karar alınsaydı daha farklı olabilirdi. Herkes hizaya getirilmiş” dedi.

Türmen, “Ortada verilen paralar var. Ne olacak bunlar peki; alınmış paralar,  fiziki görüntüleri var. Bunların ne olacak peki?” dedi.

Türmen’in T24’e değerlendirmeleri şöyle:

"AKP’liler konuşmalarında aynı şeyi söyledi. Delillerin hukuka aykırı olduğu, biz dedik ki; delillerin değerlendirilmesi bize ait değil. Bırakalım mahkemeye gider. Mahkeme hukuka aykırı mıdır? Değil midir? O karar verir. Çünkü dinlemelerin hepsi hakim kararıyla yapılmış dinlemeler. Bütün bunlar ‘paralel yapının’ işidir, ‘bizi devirmek’ için yapılmıştır. Bunu anlamak mümkün değil. Ortada bir yolsuzluk iddiası varken, o yolsuzlukla ilgili yapılan bir soruşturma hükümeti nasıl devirecek. Yani, böyle hukuka uygun bir yolsuzlukla ilgili soruşturma nasıl devirecek hükümeti?"

 

'Para alındığında rüşvet suçu işlenmiştir'

 

"Bunu kimse anlamıyor. Böyle bir hayal şeyi var. Ama gerçek olan şu, Zafer Çağlayan bakımından ortada aşağı yukarı bir 40-42 milyon para verilmiş. 32 milyon Euro, 6 milyon dolar, 300 bin İsviçre franklık saat var. Bir de piyano. Egemen Bağış’a verilen üç tane 500 bin dolar var. Ortada verilen paralar var. Rüşvet suçunda iki taraf var. Çok failli bir suç. Parayı veren ve alan var. Ama suçun tamamlanması anı paranın alınması anıdır. Para alındığı anda, rüşvet suçu oluşmuştur."

 

'Alınan paraların fiziki görüntüleri ne olacak?'

 

"Onun için ortada bunlar dururken böyle kocaman kocaman dururken bunları görmezden gelip bunlar bizi devirmek için ortaya çıkardılar demek bir parça gerçeklere uygun olmuyor. Kamuoyunu aldatmaya yönelik bir söylem. Ne olacak bunlar peki; alınmış paralar,  fiziki görüntüleri var bunların ne olacak peki? Bayraktar içinde bir yığın şey var. Usulsüzlükler var. Bu kadar çok şey varken, hiç kimse bunlara el sürmeyecek."

 

‘Sana dokunanın canına okurum hergele’

 

AKP'nin getirdiği düzenin ranta, rüşvete ve yolsuzluğa dayalı olduğunu belirten Türmen, "Bu genç bir adam, (Rıza Sarraf) kocaman bakanlara yaklaşıyor onlara rüşvet teklif ediyor. Bakanlar kabul ediyor. Konuşmalarda da ‘Sana bir şey olmasın diye kendimi yola atarım, önüne atarım’ ‘sana dokunanın canına okurum hergele’. Bilmem ne.

Bakanlarla böyle içli dışlı oluyor.  Böyle cesareti nereden buluyor bu adam. Düzen öyle. Bu genç adam (Rıza Sarraf) başbakanla da konuşuyor. Sistem, düzen meselesi. Böyle bir süreçte gördüğümüz bir olay Rıza Sarraf olayı. Kimbilir daha başka neler var ortaya çıkmamış" diye konuştu.

 

'Bir hafta içinde bir şeyler oldu'

 

Gazetelere ilanlar verildiğini ve komisyonun üzerinde büyük bir baskı kurulduğunu söyleyen Rıza Türmen, "Bir hafta içinde bir şeyler oldu bir kere o açık. Muazzam bir kampanya başladı. Anayasa Mahkemesi bu paralel yapının bir parçası derken AKP milletvekillerini de paralel yapının bir parçası yapıyorsunuz. Çünkü bu komisyon AKP önergesiyle kuruldu. Bu önergeyi verenler pekala biliyordu Anayasa Mahkemesi'ne gitmekle sonuçlanabileceğini biliyorlardı.

Bir hafta içinde mutlaka bir şeyler olmuş. Ayın 22’sinde karar alınsaydı daha farklı olabilirdi. Herkes hizaya getirilmiş. Hakkı Köylü mesela hiç konuşmadı. ‘Yorumda bulunmayacağım’ dedi" ifadelerini kullandı.