Gaziantep'te önceki gün sokak düğününde gerçekleşen canlı bomba saldırısının ardından ölü sayısı 54’e ulaştı ve halen hastanelerde 10’dan fazlası ağır olmak üzere altmışın üstünde yaralı var. Saldırının IŞİD tarafından 12 yaşlarında bir çocuğu canlı bomba olarak kullanmak suretiyle gerçekleştiği resmi açıklamalarda da yer buldu. Patlamanın yaşandığı Akdere Mahallesi’nde iki gündür olayın şokunu üzerlerinden atamayan mahalleliler ise tereddütsüz “IŞİD yaptı” cevabını veriyor.
Düzenlenen toplu cenaze törenlerinden sonra dün de üç cenaze için Yeşilkent Mezarlığında defin işlemleri sürdü. Patlamada yakınları ölen ve yaralanalar, büyük oranda cenaze, taziye ve yaralılar için hastane işleriyle uğraşırken, olayın şokuyla halen evlerinde normal hayatlarına dönemediklerini mahalleli yaşadıklarını Evrensel'den Fatma Keskintimur'a anlattı. Saldırı anı ve sonrasına dair duygularını bizimle paylaşan mahalle halkı, konu faillere gelince söz birliği etmişçesine şu soruyu sordu: “Bizim bildiğimizi devlet bilmiyor mu?”
Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da gerçekleşen bombalı saldırılar sonrasında hazırlanan her iddianamede Antep’in, IŞİD çete üyeleri için bir üs gibi kullanıldığı bilgileri yer almıştı. Basında da sıkça yer alan bu bilgiler dışında, Antep’te hemen her mahallede IŞİD hücreleri ya da faaliyetlerine dair tanıklıklar da gündeme gelmiş ve Gaziantep Barosu, avukatlar, siyasi partiler ve çeşitli sivil toplum örgütleri her fırsatta yaptıkları açıklamalarla tehlikeye dikkat çekmişlerdi. Son olarak HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul “IŞİD’in kentteki faaliyetlerinin sık sık gündeme gelmesi ile bu durumun tüm boyutlarıyla araştırılması” talebiyle verdiği araştırma önergesinde “Örgütün bütün faaliyetlerinin açığa çıkarılması ve gerekli tedbirlerin alınmasını” istemişti. Ancak 29 Haziran’da Meclis Genel Kurulunda görüşülen önerge kabul edilmemişti.
"IŞİD olduğu sürece güvende değiliz"
Şimdi patlamanın ardından aynı soruyu mahalleliler soruyor ve anlatıyorlar: “Kanalların çoğu vermiyor ama işte biliniyormuş, izin istemişler bir düğünde patlatmak için” diye söze başlıyor İbrahim Şahin. Şahin’in dikkat çektiği konu Ankara iddianamesinde geçen ifadelerde aylar önce, bu mahallelerdeki düğünlere yönelik bir saldırı planlarının olduğu bilgisi.
Mahalleliyle konuştuğumuz yer patlamanın olduğu yer, yani gelinin evinin önü. Herkes kırılan camlardan içeri bakıp kahrediyor yaşananlara. Hemen çevremizde toplanıp başlıyorlar yeniden olay anını anlatmaya: “İki gündür uyuyamıyoruz, bir türlü aklımızdan çıkmıyor” diyen genç, “Can güvenliğimiz yok, tehlike geçmiş değil” diyor. Elinden tuttuğu küçük çocuklarıyla yanımıza yaklaşan bir kadın ekliyor hemen: “Darbeden sonra korkuyorduk, şimdi bu olaydan sonra daha da çok korktuk. Bizi nasıl koruyacaklar?”
Söze giren diğer mahalleli kadınlar da tepkilerini benzer sözlerle ifade ediyor. Üst sokakta oturduğunu belirten birisi komşularına dönüp “Burada IŞİD bu kadar rahattı. Biz biliyorduk. Kaç tane genç IŞİD’e katıldı, duymadık mı? Duyduk ama bir şey yapabildik mi?” diye isyan ediyor. Kadına cevabı yine mahalle halkı veriyor: “Biz ne yapabiliriz ki? Bizim bildiğimizi devlet bilmiyor mu? Devlet müdahale etmeli, engellemeli bunları.”