BMM’ye sevk edilen torba yasa tasarısının 73. maddesine göre internetten yayın yapan kuruluşlara Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi geliyor. Tasarının yasalaşması halinde internet sitelerinden yayın yapmak isteyen lisanslı yayın kuruluşlarının yayın yapabilmek için RTÜK’ten ayrıca lisans almak zorunda kalacağı, lisans almayan veya lisansı iptal edilen kuruluşların yayınlarının, sulh ceza hâkimliği tarafından engellenebileceği belirtiliyor.
Özgürüz Türkiye Muhabiri Zübeyde Sarı, Evrensel Web TV Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile Webiz Editörü Sabiha Temizkan tasarıya tepki gösterdi. Gazetecilerin Bianet’e yaptığı değerlendirmeler şöyle:
Sarı: Seçimler yaklaşıkça susturmaya çalışıyorlar
“RTÜK düzenlemenin yasalaşması durumunda internetten yayın yapan kanalların lisans başvurusunu değerlendirecek ve tıpkı televizyonlar gibi “uygunsuz içerik” halinde lisansı iptal edebilecek.
“Adnan Oktar'ın A9'daki yayınına ilişkin şikayetler bahane edilerek internet üzerinden muhalif yayın yapan kurumları dizayn etmeye çalışıyorlar.
"Uydudan yayın yapan televizyon kanallarının gözümüzün önünde nasıl tek sesli bir koroya dönüştürüldüğüne, o koroya katılmayanların kanalların da KHK’larla kapatıldığına da tanıklık ettik. Özellikle çıkarılan KHK’larla kapatılan televizyon kanallarının ardından izleyici internet yayınlarına ilgi göstermeye başladı. Televizyon ve gazetelerde yapılan ‘tek başlık, tek sunum, tek dil, tek bakış yayıncılığını’ kimse izlemek istemediği için izleyiciler alternatif oluşumları tercih ediyor.
“Bu halkın haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne yapılan bir darbe olur. Seçimler yaklaştıkça farklı sesleri susturmak İçin 'önlem' alıyorlar, ilk olaraksa internet yayınları hedefe kondu. Yasa bizi etkileyecektir muhakkak ama biz yola ilk çıktığımızda da benzer engellemelerle karşılaştık. İnternet sitemize biz daha yayına başlamadan erişim engeli getirildi; Scope ile devam ettik.
"Scope'a engellenme getirilmesi bizim pes edeceğimiz anlamına gelmiyor, başka yollar arayacağız ama bulunduğumuz noktadan bir adım geriye atmayacağız. Yayına başladığımız ilk günkü heyecanla #ÖZGÜRÜZ deyip halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz.”
Polat: İğne deliğinden bile sesimizi duyururuz
“Tasarı iktidarın şu ana kadar bütünüyle denetlemekte zorlandığı internet ortamında da artık aykırı seslere son verme isteğinin bir ifadesi.
“Bu sansür düzenlemesine, kamuoyunda ‘Adnan Hoca’ olarak bilinen Adnan Oktar’ın yaptığı yayınları gerekçe gösterilmiş olması, iktidarın daha önce de pek çok örnekte görülen tutumunun bir devamı.
“Dünyada iletişim alanında bir nefes alma alanı olarak sevinçle karşılanan internet ortamının sunduğu yeni imkanları kendi ülkesinde yaşayanlar için bir kabusa dönüştürmek isteyenlerin ‘Yeni Türkiyesi’ işte böyle bir şey. Dünyanın başka bir yerinde yaşayanların ütopyası bizim için bir distopya olsun isteniyor.
“Ama unutmasınlar, bu yaptıkları bir yanıyla da Don Kişot’un yel değirmenleri ile savaşının modern zamanlardaki hali kadar da dramatik. Ve bu ülkenin bitmeyen sansür tarihi içinde gazetecilik yapmayı öğrenmiş olan bizler, son kalan iğne deliğinden bile sesimizi duyurmanın bir yolunu buluruz.”
Temizkan: Cep telefonu ve interneti olan herkesin yayın yapabileceği gerçeği önümüzde dururken, yasanın sonuç alması imkânsız
“Webiz TV, OHAL kararnameleriyle televizyon, radyo ve gazetelerin yayınlarının karartıldığı bir ortamda ortaya çıktı. Haber alma ve haber verme hakkı perspektifiyle bir yılı aşkın bir süredir yayında.
“Şimdi bu mecra da karartılmak isteniyor. RTÜK Yasası'nda yapılan düzenleme, halkın bir nebze de olsa sesi olan Webiz gibi platformların da sansürlenmesini amaçlıyor. Aslında cep telefonu ve interneti olan herkesin bu yayınları yapabileceği gerçeği de önümüzde dururken, bu yasanın sonuç alması da çok mümkün görünmüyor. Yani bir yurttaşın kendi telefonuyla yapacağı bir yayını da engelleyemezsiniz, denetleyemezsiniz.
“Sansür evimize kadar girmek üzere. Bir gazeteci olarak, kalemimizi kırıp, dilimize beton döküp tüm olan biteni sadece izlemeye mahkum edilmek istendiğimizi hissediyorum. Halkın haber alma hakkına ve gazetecilerin de haber verme hakkına dört elle sarılmasının elzem olduğu bir dönemdeyiz. Gerçek susmasın diye.”