Çin'in ev sahipliğinde 4-5 Eylül tarihlerinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nin ardından "Climate Transparency " raporu yayınlandı. "Türkiye'nin sera gazı emisyonları hızla arttı ve önümüzdeki yıllarda daha da hızla artması beklenilmektedir" ifadesinin yer aldığı raporda, Türkiye'nin insani gelişim endeksinin G20 ülkelerinin ortalamasından düşük olduğunun altı çizildi. Rapora göre Türkiye'nin kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasılası da (GSYİH) diğer G20 ülkelerine kıyasla daha az.
"Climate Transparency Türkiye'nin yatırım çekiciliğini, düşük karbon ekonomisine geçişteki politik istekliliğinin yetersizliğinden ve yenilenebilir enerjinin durgun gelişiminden dolayı, çok düşük ile düşük arasında değerlendirmektedir" denen raporda ayrıca "Türkiye ekonomisinin enerji yoğunluğu (TPEA/GSYİH) 5 TJ/milyon ABD doları seviyeleri dolaylarında değişkenlik göstermektedir ve net olarak G20 ortalamasının altındadır. CCIP, Türkiye'nin enerji yoğunluğu seviyesini belirgin bir trend olmaksızın orta derecede performans gösteren olarak değerlendirilmektedir" ifadesi kullanıldı.
Raporun "Fosil yakıt teşvikleri" başlığında şunlar söylendi:
"Türkiye’nin fosil yakıt teşvikleri bir vergi muafiyeti, doğrudan bütçe harcaması karmasıdır ve önemli bir kısmı (yaklaşık 300 milyon ABD doları) yeni fosil yakıt rezervelerinin aranmasına ayrılmıştır. Ocak 2012’de, hükümet petrol ve kömür yatırımlarını (madencilik, sondaj ve güç üretimi dahil) sübvanse etmek için Yeni Yatırım Teşvikleri Rejimini başlatmıştır. Ancak, bunların niceliğini ölçülememektedir. Hükümet aynı zamanda Türkiye Petrolleri (TPAO) ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) gibi devlete ait fosil yakıt üreticilerini desteklemektedir. Fosil yakıt sübvansiyonlarının rasyonalizasyonu hakkındaki G20 raporunda, Türkiye TTK’yi iyileştirerek, istihdam ve zararları azaltarak ve verimliliği arttırarak, verimsiz üretici teşviklerini kaldırmayı planlamaktadır"