ABD Başkanı Trump’ın “Suriye’den çekileceğiz. Bırakalım Suriye’yle başkaları ilgilensin” açıklamasına eş zamanlı olarak Paris’te Suriyeli Kürt siyasetçileri ağırlayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye ile SDG arasında arabulucu olmak istediklerini ve Suriye’ye asker göndereceklerini söyledi. Trump ve Macron’un peşi sıra gelen sözlerinin ne anlama geldiğini, bölgenin bu yeni denklemden nasıl etkileneceğine ilişkin olarak Prof. Dr. Hamit Bozaraslan, "Fransa’nın kalkıp şu anda ABD’nin yerini tutması mümkün değil. Ne ekonomik ne de askeri olarak bu mümkün. Fransa’nın o derece gücü ve askeri kapasitesi yok. Ama ABD bölgede kalırsa Fransa’nın bu güce katılması söz konusu olabilir." dedi.
Prof. Dr. Hamit Bozarslan: Nihai olarak çekilemez
Macron’un asker göndereceğiz sözleri henüz Elysee Sarayı tarafından resmen doğrulanmadı. Macron’un bu çıkışı daha önceden mi ayarlanmıştı yoksa, Saray’da ağırladığı Kürtlerle yapılan herhangi bir anlaşma üzerinden mi söylendi bilmiyoruz. Delegasyonla neler görüşüldü, nasıl bir takvim var bilgi sahibi değiliz. Ancak ABD’nin Suriye’den çekilme gibi nihai bir karar aldığını düşünmüyorum. Açıklamalar henüz yeni, bir takım sonuçlara varmak için acele etmemek gerekiyor.
Fransa’nın kalkıp şu anda ABD’nin yerini tutması mümkün değil. Ne ekonomik ne de askeri olarak bu mümkün. Fransa’nın o derece gücü ve askeri kapasitesi yok. Ama ABD bölgede kalırsa Fransa’nın bu güce katılması söz konusu olabilir. ABD’nin orda kalması halinde Fransa ancak o zaman asker gönderir. Her halükarda kaçınılmaz olarak Fransa’nın asker göndermesi sembolik olacak. Fransa’nın askeri gücünün bir kapasitesi var. Ama sembolik olarak asker göndermesi dahi dengeleri değiştirir. O zaman sadece ABD orada var olmamış olacak, Fransa gibi diğer ülkeler de Suriye’de bulunmuş olacak.
ABD’nin Suriye’yi terk etmesi mümkün mi değil mi bilmiyorum, ama bir olasılık. Ancak terk etmesi şu an kadarki çizgiyle tezatlık oluşturacak. ABD’nin önceliği İran. ABD’nin şu anda bölgeyi terk etmesi kaçınılmaz olarak İran ev Rusya’nın buralara yerleşmesi demek. Bunu kabul ederler mi zor gibi. ABD’yi Trump mı kontrol ediyor yoksa yeni iktidar dengeleri mi. Trump tamamen öngörülemez birisi. Pentagon ve diğer departmanlar arasında nispeten harmoniye dayanan bir çizgi gelişiyor. Bu çizginin nasıl bir Suriye kararı alacağını göreceğiz.
Faruk Loğoğlu: Pratiğe dökülmesi çok zor
Trump, ABD’nin Suriye’den çekilebileceğine yönelik açıklamasını bir Orta Amerikalı vatandaşlarla buluşma sırasında yaptı fakat Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bu ifadeleri teyit etmedi. Aslında teyit edilip edilmediği o kadar da önemli değil çünkü bu sözleri kullanan kişi ABD Başkanı. Bu sözlerin arkasında pratikte bir hamle gelir mi dersek, bunun o kadar da kolay olmadığını düşünüyorum. Trump gerçekten bunu bir hedef olarak koymuş olsa bile Suriye’nin bugünkü şartları altında bunun pratiğe dökülmesi çok düşük bir ihtimal. Hem IŞİD’le mücadele bakımından hem YPG’ye vermeye devam ettikleri destek bakımından, belki hepsinin üzerinde meydanı Rusya’ya bırakmama açısından ABD’nin çabucak, yakın bir tarihte Suriye’den çıkması bence pek muhtemel değil. Ama ideal bir dünyada bütün yabancı kuvvetler Suriye’den elbette çekilmeli. Suriye’deki çatışmaları sona erdirecek bir katkı için çekilsinler ve Suriyelilerin kaderi Suriyelilere bırakılsın.
Açıklamanın neden yapıldığı da bir muamma. İç politikaya yönelik bir mesaj mı diye düşünürsek, Trump’a oy verenlerin ve özellikle Cumhuriyetçilerin Suriye’deki politikadan rahatsız olduklarını söylemek doğru olmaz. Afganistan’dan çekileceğini söylese bu bir nebze iç politika hamlesi olarak değerlendirilebilirdi ancak Suriye’ye yönelik ABD’de askeri politikaya bir rahatsızlık duyulmuyor. Trump bu açıklama yaparken mali nedenlere dayandırmış ve çok para harcadıklarını söylemiş. Bunu söylüyor ama bu da inandırıcı değil. ABD’nin diğer harcamaları düşünüldüğünde o kadar da para harcanmadı Suriye’de.
Uluç Özülker: Düşünülerek atılan bir adım değil
Trump’un yaptığı açıklama, sonuç verici bir açıklama mıdır, düşünülmüş müdür, onu kestirmek mümkün değil. Ama planlı bir açıklama olmadığını söyleyebiliriz. Bunun üç nedeni var. İlki, açıklamanın hemen akabinde Pentagon temsilcilerinin ve Dışişleri sözcüsünün yaptığı “Haberimiz yok” açıklamaları. Bu açıklamalar, Trump’un bu iddiayı kendiliğinden ortaya attığını gösteriyor. İkincisi, İran’la mücadeleye girdikleri çok net. Bu kapsamda bir yandan Şii hilaliyle mücadele edip İsrail’i ve Suudi Arabistan’ı kullanma durumundalar. Kuzeyden de SDG güçleri ile bir aradalar. Bu noktadayken ABD’nin çıkıp da nereye gideceğini düşünmek lazım.
Üçüncü unsur, casus krizi ile dünya soğuk savaş ortamına gitmekte. Bu koşullarda ABD’nin buraları terk etmesini düşünmek kolay değil. Düşünülerek ortaya atılmış bir fikir değil. Trump her zaman olduğu gibi ortaya bir fikir atarak açılım yapıyor, kurulu düzen ise kendi bildiğini yapıyor. Şunları da göz ardı etmeyelim, Dışişleri Bakanı yumuşak bir insandı ve onu değiştirdi. CİA Başkanlığına çok katı bir isim getirildi. Savaş çığırtkanlığı içindeki Pentagon’un yolunu açacak böyle yardımlarda bulunup da sonra “çekileceğiz” açıklamalarını yapmak hiç inandırıcı değil.