Gündem

Ünlü Alman gazetesinden T24'e övgü

Almanya'nın Frankfurter Allgemeine gazetesinden Ulla Reinhard 'T24 bağımsız internet gazetesi Türkiye’yi kasıp kavuruyor' diye yazdı

22 Kasım 2013 02:27

Almanya'nın köklü gazetelerinden Frankfurter Allgemeine, T24'ün Türkiye basınında yarattığı farka dikkat çekerek, "Burada belki de Türkiye’nin bugün yapılan en kaliteli ve çok yönlü gazeteciliği var" değerlendirmesini yaptı. Türkiye'de gazetecilerin baskı altında oluğunun ve basının hükümetin etkisinde bulunduğunun vurgulandığı yazıda, "Anlaşılan o ki Türkiye’de başka türlü bağımsız gazetecilik mümkün değil" denildi.

Ulla Reinhard'ın Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayımlanan yazısının çevirisi şöyle:

Kasım ayında, boğazı gören terasta toplantılar başlıyor. Şef redaktör ve ekibi küçücük bürolarında yerlerini alıyorlar. Burada kantin yok. Kahve otomatları yok. Burada bolca sigara var ve belki de Türkiye’nin bugün yapılan en kaliteli ve çok yönlü gazeteciliği var.

Sözü edilen internet haber portalının ismi T24. Çoğunlukla akademisyenler, gençler, öğrenciler ve sanatçılar tarafından takip edilen bu gazetenin haberleri Taksim Meydanı’na çok yakında bulunan eski bir binada yapılıyor. Büroda çalışan on sabit editör var. Ayrıca kurucu ve şef editör Doğan Akın gibi birçok yazar burada çalışıyor, yazıyor. Mütevazı ve sıcak bir gülümsemeyle şöyle diyor Akın:

“Biz burada Türkiye’de bulunan tüm azınlıklarla ilgili ve tüm politik hareketler üzerine haber yapmaya çalışıyoruz.” Bu fikir her ne kadar çarpıcı ve kolay gözükse de Türkiye için bu çok ender bir durum.

Türkiye’de eleştirel gazetecilik yapmak isteyenler ve hükümetin yaptığı icraatları sorgulayanlar aslında büyük risk altında. Bu durumun en son örneği olarak Gezi Parkı protestoları sırasında gözaltına alınan, tutuklanan veya hükümetin baskılarıyla işlerinden olan onlarca gazeteci gösterilebilir. Ülkede birçok radyo, televizyon ve gazete devletle iyi ilişkiler sürdüren şirketlere ait. Bu durum birçok kişiyi oto sansüre itiyor. Bugüne dek indirekt olduysa da Türkiye’de basının ipleri büyük ölçüde hükümetin elinde.

Doğan Akın ülkede tanınmış birçok gazeteciyle iletişimde ve bu gazetecileri de arkasında alarak bu duruma karşı çıkıyor. Bu gazeteciler arasında Aydın Engin, Hasan Cemal gibi ünlü isimler de var. Tepeden inmeci dayatmalara boyun eğmek istemedikleri için ya işten çıkarılmışlar ya da kendi istekleriyle ayrılmışlar. Artık T24 için yazıyorlar. Köşe yazıları her ne kadar diğer haberlerin yanında küçük bir pay gibi gözükse de, aslında siteye görkem katıyorlar ve gazetenin başarısının da başlıca sebepleri bu yazılar.

T24 rakiplerinin gerilemesinden fayda sağlıyor. Konuyla ilgili gazetede köşe yazarlığı yapan Cem Sey şöyle diyor: “Biz daha iyi olmadık. Diğerleri kötüleşti.” Yaz aylarında gelişen Gezi Parkı protestolarına Türkiye medyası ya ilgisiz kaldı ya da tek taraflı davranırken, T24 sunduğu bilgi haznesi sayesinde günde 400 bin kişi tarafından tıklandı. İlerleyen dönemlerde siteye râbet azalsa da, T24 günde 100 bin tık alarak Gezi döneminden önce olduğundan çok ileride.

Asıl hedefleri ilerleyen dönemde yenilenmek. Doğan Akın konuyla ilgili “Önemli olan iyi bir mâli model oluşturmak” diyor. Akın, T24’ü reklam gelirleri ile finanse ediyor, ancak bağımsız gazeteciliğinden taviz vermiyor. Anlaşılan o ki Türkiye’de başka türlü bağımsız gazetecilik mümkün değil. Böyle bir ortam oluştuğunda ise medya patronlarının editoryal içerik üzerindeki etkisi kaçınılmaz. Buna karşın Doğan Akın “Biz aktivistlik peşinde değiliz, burada söyleyecek bir şeyi olan herkes yazabilir” diyor. Akın, gazetede kimin yazıp yazamayacağına karar vermeden önce diğer editörlerle durum değerlendirmesi yapıyor, ancak son söz yine de onda.

Devlet T24’e henüz gözünü dikmemiş gibi gözüküyor; en azından henüz kapıları çalınmamış. Konuya ilişkin gazetenin yazarı Cem Sey “Herhalde henüz yeterince önemli değiliz” açıklamasını yapıyor. Doğan Akın konuya ilgili olarak bir sorun çıkması hâlinde T24 ekibinin ülkenin en iyi avukatlarından olacağını söylüyor.

T24 için en büyük tehlike olsa olsa bir gün yazarlarının gazeteye sırtlarını çevirmesi olabilirmiş gibi gözüküyor. Doğan Akın editörlere mütevazı bir maaş ödüyor ve köşe yazarları gazeteden bir gelir elde etmeden yazılarını gönderiyor. Ancak burada ödemeler ve maaştan daha önemli bir şey göze çarpıyor. Cem Sey durumu şöyle özetliyor: “Gezi’den beri insanlar bir değişiklik arayışında ve bu değişikliğe ulaşılabileceğine inanıyorlar. Biz insanların bu arzularını en azından medya alanında mümkün olduğu kadar gerçekleştirmeye çalışıyoruz.”

Ulla Reinhard

Frankfurter Allgemeine Zeitung