Medya

"FETÖ'den tutuklu komutanlar, KHK'larla kapatılan bazı dernekler için 'Soruşturun' emri vermiş"

679 sayılı KHK ile 83 dernek daha kapatılmıştı

08 Ocak 2017 18:30

Milliyet yazarı Gökçer Tahincioğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından tutuklanan eski Genelkurmay Adli Müşavirleri Muharrem Köse ve Hayrettin Kaldırımcı tarafından başlatılan soruşturmaların devam ettiğini aktardı. Soruşturmanın İHD, TİHV, Mazlum Der ile Gündem Çocuk Derneği, ÖHD, Diyarbakır Barosu, SES ve MHD gibi STK'ların operasyonlara ilişkin olarak hazırladığı dört ayrı raporu konu aldığını ifade eden Tahincioğlu, "Raporların genel geçer, kuşku yaratan ifadelerle ve bu isimler tarafından şikâyet konusu yapılması da bir soru işareti olarak duruyor" diye yazdı.

Olağanüstü hâl (OHAL) uygulamasının 679 sayılı kanun hükmünde kararnamesiyle (KHK) 83 dernek daha kapatılmıştı.

Gökçer Tahincioğlu'nun "Bir garip soruşturma" başlığıyla yayımlanan (8 Ocak 2017) yazısı şöyle:

15 Temmuz sonrasında Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse gibi Adli Müşavir Kaldırımcı da darbe girişimine katıldığı, darbe başarılı olursa kimin hangi göreve getirileceğini gösteren listelerde ismi Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak yazıldığı gerekçesiyle tutuklandı. Hem Köse hem de Kaldırımcı 15 Temmuz darbe girişimine katılmak ve FETÖ üyeliği gibi gerekçelerle yargılanacak. Ancak yaptıkları işlemler hâlâ yürürlükte...

Sadece bir aya sığan Beşiktaş ve Kayseri saldırıları, Karlov suikastı, Reina katliamı, İzmir Adliyesi’ne yönelik saldırı gibi olayların izini sürebilmek, gelişmeleri ayrıntılarıyla takip edebilmek çok kolay değil.

Bu dosyalarla birlikte 15 Temmuz ve FETÖ soruşturmaları, 15 Temmuz öncesinden kalan “FETÖ eli” değmiş dosyaların soruşturmaları da devam ediyor.

İtirafçı hâkim ve savcıların ifadeleri ortaya koyuyor ki yargının içine sızmış örgütün hiçbir eylemi hesapsız biçimde yapılmamış, büyük bir sistem ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde, Türkiye’nin, iktidarın, muhalefetin, toplumsal muhalefetin pozisyonu düşünülerek hareket edilmiş.

Bu nedenle Askeri Yargıtay’ın kumpas davalarıyla ilgili verdiği son kararda da belirtildiği gibi, bu yapıyla bağlantısı netleşen isimlerin bir biçimde temas ettiği bütün dosyalar hiç değilse bir kez daha gözden geçirilmeyi hak ediyor.

***

15 Temmuz öncesinden kalan dosyalardan biri geçtiğimiz günlerde, “Ankara Başsavcılığı, TSK’nın suç duyurusu üzerine İHD, TİHV, SES ile Mazlum Der hakkında TCK’nın 301. maddesi uyarınca soruşturma başlattı” şeklinde haberleştirildi.

Soruşturmanın 15 Temmuz öncesinde, hendek ve öz yönetim ilanları gerekçesiyle yapılan operasyonlar konusunda STK’ların hazırladığı raporlar nedeniyle açıldığı anlaşılıyor.

***

Elbette her kurumun odağında yer aldığı iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunma hakkı var.

Ancak bu dosyayla ilgili soru işareti suç duyurusundan ziyade gerekçelendirme biçiminden, tarihlerden ve isimlerden kaynaklanıyor.

Dosyadan anlıyoruz ki soruşturma, İHD, TİHV, Mazlum Der ile Gündem Çocuk Derneği, ÖHD, Diyarbakır Barosu, SES, MHD gibi STK’ların operasyonlara ilişkin hazırladığı dört ayrı raporu konu alıyor.

Raporlarda özellikle sivil ve çocuk ölümlerine yönelik beyanlar, anlatımlar, iddialar var.

Bölgeye heyetler gönderen hak örgütleri, doğası gereği operasyonların bu yönüyle ilgili raporlama yaparak, iddiaların araştırılması talebinde bulunuyor.

Yine belgeler gösteriyor ki 15 Temmuz’un mimarlarından dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse, bu raporlarla ilgili ilk işlemi başlatan isim.

Köse işlemi başlattıktan hemen sonra, 15 Temmuz öncesi Adli Müşavirlik görevinden alınıyor.

Yerine atan Hayrettin Kaldırımcı dosyayı devralıyor ve işlemleri sürdürüyor.

Kaldırımcı, 25 Nisan 2016’da Adalet ve İçişleri bakanlıklarına bir yazı göndererek raporlarla ilgili işlem yapılmasını istiyor.

Yazıda, raporda yer alan, “Operasyonda JİTEM, Esedullah, Hançer ve Fatihler timlerinin yer aldığı, 310 sivilin öldüğü” gibi iddiaların asılsız, karalayıcı, ileride TSK personeli aleyhine başlatılabilecek adli süreçlerde kullanılabilecek ve uluslararası kamuoyunda terör örgütünün propagandasına zemin hazırlayacak nitelikte” olduğu kaydediliyor ve gereğinin yapılması isteniyor.

***

15 Temmuz sonrasında ise Köse gibi Adli Müşavir Kaldırımcı da darbe girişimine katıldığı, darbe başarılı olursa kimin hangi göreve getirileceğini gösteren listelerde ismi Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak yazıldığı gerekçesiyle tutuklandı.

Hem Köse hem de Kaldırımcı 15 Temmuz darbe girişimine katılmak ve FETÖ üyeliği gibi gerekçelerle yargılanacak.

Ancak yaptıkları işlemler hâlâ yürürlükte.

Dosyaya göre, yazının geldiği tarihte soruşturma başlatan İçişleri Bakanlığı müfettişleri ilgili derneklere çok yakın bir tarihte giderek incelemelere başladı.

Ankara Başsavcılığı da STK’ların temsilcilerini soruşturma kapsamında ifade vermeleri için henüz davet etti.

Savcılık, bununla birlikte, raporlarda da istenildiği gibi bölgedeki savcılıklardan bilgi istedi.

Gelen yazılarda, sivil olduğu öne sürülen bazı isimlerin güvenlik güçleriyle çatışırken öldüğü bildirildi.

Bazı isimlerle ilgili kayıt bulunamadığı, ancak ölenlerin arasında havan topunun eve isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren ev hanımının da mermi isabet eden çocuğun da olduğu, faillerinin araştırıldığı gibi bilgiler geldi.

Hükümet de, “Esedullah, Hançer Timi” gibi duvar yazılamalarına karşı soruşturma açıldığını zaten bildirmişti.

Raporlar ağır iddialar içerse de zaten bu iddiaların soruşturulması talebini içeriyordu.

FETÖ şüphelisi isimlerin suç duyurularıyla, soruşturma talep edenler soruşturulmaya başlandı.

15 Temmuz sonrası çıkan KHK’larla kapatılan dernek-vakıflar arasında Gündem Çocuk, ÖHD, MHD gibi soruşturmada adı geçen kurumlar da bulunuyor.

İHD, TİHV ve Mazlum Der ise hâlâ soruşturuluyor.

Bu soruşturmalar hem Türkiye’nin önde gelen STK’larının hem de bu STK’lardaki isimlerin soruşturulması nedeniyle mühim.

Diğer yandan, raporların genel geçer, kuşku yaratan ifadelerle ve bu isimler tarafından şikâyet konusu yapılması da bir soru işareti olarak duruyor.

 

 

 

 

15 Temmuz sonrasında Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse gibi Adli Müşavir Kaldırımcı da darbe girişimine katıldığı, darbe başarılı olursa kimin hangi göreve getirileceğini gösteren listelerde ismi Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak yazıldığı gerekçesiyle tutuklandı. Hem Köse hem de Kaldırımcı 15 Temmuz darbe girişimine katılmak ve FETÖ üyeliği gibi gerekçelerle yargılanacak. Ancak yaptıkları işlemler hâlâ yürürlükte...

Sadece bir aya sığan Beşiktaş ve Kayseri saldırıları, Karlov suikastı, Reina katliamı, İzmir Adliyesi’ne yönelik saldırı gibi olayların izini sürebilmek, gelişmeleri ayrıntılarıyla takip edebilmek çok kolay değil.

Bu dosyalarla birlikte 15 Temmuz ve FETÖ soruşturmaları, 15 Temmuz öncesinden kalan “FETÖ eli” değmiş dosyaların soruşturmaları da devam ediyor.

İtirafçı hâkim ve savcıların ifadeleri ortaya koyuyor ki yargının içine sızmış örgütün hiçbir eylemi hesapsız biçimde yapılmamış, büyük bir sistem ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde, Türkiye’nin, iktidarın, muhalefetin, toplumsal muhalefetin pozisyonu düşünülerek hareket edilmiş.

Bu nedenle Askeri Yargıtay’ın kumpas davalarıyla ilgili verdiği son kararda da belirtildiği gibi, bu yapıyla bağlantısı netleşen isimlerin bir biçimde temas ettiği bütün dosyalar hiç değilse bir kez daha gözden geçirilmeyi hak ediyor.

***

15 Temmuz öncesinden kalan dosyalardan biri geçtiğimiz günlerde, “Ankara Başsavcılığı, TSK’nın suç duyurusu üzerine İHD, TİHV, SES ile Mazlum Der hakkında TCK’nın 301. maddesi uyarınca soruşturma başlattı” şeklinde haberleştirildi.

Soruşturmanın 15 Temmuz öncesinde, hendek ve öz yönetim ilanları gerekçesiyle yapılan operasyonlar konusunda STK’ların hazırladığı raporlar nedeniyle açıldığı anlaşılıyor.

***

Elbette her kurumun odağında yer aldığı iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunma hakkı var.

Ancak bu dosyayla ilgili soru işareti suç duyurusundan ziyade gerekçelendirme biçiminden, tarihlerden ve isimlerden kaynaklanıyor.

Dosyadan anlıyoruz ki soruşturma, İHD, TİHV, Mazlum Der ile Gündem Çocuk Derneği, ÖHD, Diyarbakır Barosu, SES, MHD gibi STK’ların operasyonlara ilişkin hazırladığı dört ayrı raporu konu alıyor.

Raporlarda özellikle sivil ve çocuk ölümlerine yönelik beyanlar, anlatımlar, iddialar var.

Bölgeye heyetler gönderen hak örgütleri, doğası gereği operasyonların bu yönüyle ilgili raporlama yaparak, iddiaların araştırılması talebinde bulunuyor.

Yine belgeler gösteriyor ki 15 Temmuz’un mimarlarından dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse, bu raporlarla ilgili ilk işlemi başlatan isim.

Köse işlemi başlattıktan hemen sonra, 15 Temmuz öncesi Adli Müşavirlik görevinden alınıyor.

Yerine atan Hayrettin Kaldırımcı dosyayı devralıyor ve işlemleri sürdürüyor.

Kaldırımcı, 25 Nisan 2016’da Adalet ve İçişleri bakanlıklarına bir yazı göndererek raporlarla ilgili işlem yapılmasını istiyor.

Yazıda, raporda yer alan, “Operasyonda JİTEM, Esedullah, Hançer ve Fatihler timlerinin yer aldığı, 310 sivilin öldüğü” gibi iddiaların asılsız, karalayıcı, ileride TSK personeli aleyhine başlatılabilecek adli süreçlerde kullanılabilecek ve uluslararası kamuoyunda terör örgütünün propagandasına zemin hazırlayacak nitelikte” olduğu kaydediliyor ve gereğinin yapılması isteniyor.

***

15 Temmuz sonrasında ise Köse gibi Adli Müşavir Kaldırımcı da darbe girişimine katıldığı, darbe başarılı olursa kimin hangi göreve getirileceğini gösteren listelerde ismi Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak yazıldığı gerekçesiyle tutuklandı.

Hem Köse hem de Kaldırımcı 15 Temmuz darbe girişimine katılmak ve FETÖ üyeliği gibi gerekçelerle yargılanacak.

Ancak yaptıkları işlemler hâlâ yürürlükte.

Dosyaya göre, yazının geldiği tarihte soruşturma başlatan İçişleri Bakanlığı müfettişleri ilgili derneklere çok yakın bir tarihte giderek incelemelere başladı.

Ankara Başsavcılığı da STK’ların temsilcilerini soruşturma kapsamında ifade vermeleri için henüz davet etti.

Savcılık, bununla birlikte, raporlarda da istenildiği gibi bölgedeki savcılıklardan bilgi istedi.

Gelen yazılarda, sivil olduğu öne sürülen bazı isimlerin güvenlik güçleriyle çatışırken öldüğü bildirildi.

Bazı isimlerle ilgili kayıt bulunamadığı, ancak ölenlerin arasında havan topunun eve isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren ev hanımının da mermi isabet eden çocuğun da olduğu, faillerinin araştırıldığı gibi bilgiler geldi.

Hükümet de, “Esedullah, Hançer Timi” gibi duvar yazılamalarına karşı soruşturma açıldığını zaten bildirmişti.

Raporlar ağır iddialar içerse de zaten bu iddiaların soruşturulması talebini içeriyordu.

FETÖ şüphelisi isimlerin suç duyurularıyla, soruşturma talep edenler soruşturulmaya başlandı.

15 Temmuz sonrası çıkan KHK’larla kapatılan dernek-vakıflar arasında Gündem Çocuk, ÖHD, MHD gibi soruşturmada adı geçen kurumlar da bulunuyor.

İHD, TİHV ve Mazlum Der ise hâlâ soruşturuluyor.

Bu soruşturmalar hem Türkiye’nin önde gelen STK’larının hem de bu STK’lardaki isimlerin soruşturulması nedeniyle mühim.

Diğer yandan, raporların genel geçer, kuşku yaratan ifadelerle ve bu isimler tarafından şikâyet konusu yapılması da bir soru işareti olarak duruyor.