Muhafazakar İngiliz gazetesi Daily Telegraph'a göre, Fazıl Say ateist olduğu için hapse girerse, Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeyi aklından bile geçirmesin.
Daily Telegraph yazarı Tom Chivers, Türkiye'de savcıların "dini değerlere hakaret" ettiği ve İslami inancı gücendirdiği gerekçesiyle, Türk besteci ve piyanist hakkında soruşturma açtığını ve Say'ın bu yüzden ülkesini terk edip Japonya'da yaşayacağını hatırlatıyor.
Tom Chivers, Say'ın işlediği iddia edilen suçun, Twitter'da ateist olduğunu belirtmesi ve ardından ezanı 22 saniye gibi kısa bir sürede okuduğu için muezzin ile ilgili hafif yollu bir espiri yapmasının gösterildiğini belirtti.
Yazar özetle şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu hiç de öyle saldırgan birşey değildi, ama Türk kanunlarına göre "dini değerlere" hakaret cezası alan bir kişi, bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. Bu yüzden Say'ın başı dertte. 'Ceza alırsam kariyerim biter' diyor. Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Biri, Türkiye yakında Avrupa Birliği'ne üye olabilir (eğer hala katılmak isteyecek kadar akılsızsa) ve umarım insanları tanrıya inanmadıkları için hapse atanların AB'ye üye olmaları akıldan dahi geçirilmez."
İkinci dikkate değer noktanın ise Müslüman olarak yetiştirilen insanların ateist olduklarını çok nadiren itiraf etmeleri olduğunu kaydeden yazar şöyle devam etti:
"Türkiye, ülkenin geleneklerine güçlü bir şekilde karşı çıkan, fesi yasaklayıp Ayasofya'yı camiden müzeye dönüştüren Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olup, resmi anlamda laik bir ülke. Ama şu günlerde, 2002 yılından beri başta olan iktidar partisi muhafazakar İslami değerlere güçlü bir şekilde bağlı olup, Türkiye'yi daha önce hiç olmadığı kadar bir tür radikal İslam'a doğru çekiyor. Fazıl Say'ın durumunda da görüldüğü gibi, devlet İslamiyet'e saldırı gibi algılanan durumlarda, ki buna inançsızlıkla ilgili açıklamaların da girdiği görülüyor, çabucak harekete geçiyor. (Sürekli okuyucular Türk hükümetinin daha önce de internette Darwin'inden söz edilmesini sansürlemeye kalkıştığını hatırlayacaktır. İktidarı elinde bulunduran sınıflar açık bir şekilde gerçeklerden korkma belirtisi gösteriyor.)"
Türkiye'de insanların "Müsammahasız Lakliğin Yürüyüşü"nden rahatsızlık duyabileceğini belirten yazar, ancak devletlerin dini işlere karışmadığı, tamamen makul ve mantıklı bir olgu olan laikliğin yeteri kadar mesafe kat etmediğini belirtiyor.