T24 - Görmez, “Faizsiz bankacılık adaletsiz uygulama için fırsat olmamalı. Faizden kaçmak isterken daha ağır mali yükle karşılaşılmamalı” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Kadına karşı ayrımcılık, şiddet, aile içi şiddet gibi gizli mekanlarda yapılan hak ihlalleri, daha büyük suçlardan, daha büyük günahlardandır” dedi.
Afyonkarahisar’daki toplantıda din ile ekonomi arasındaki ilişkiye de değinen Görmez, “İslam zaviyesinden bakıldığında iktisat, sadece ticari hayata inhisar edilemeyecek kadar kapsamlı bir kavramdır.
İtikatta iktisat, ibadette iktisat, hayatın her alanında iktisat olmalı” diye konuştu.
Bütün iktisadi haksızlıkların temelinde ‘sen çalış ben yiyeyim’ bencilliğinin yattığını belirten Prof. Görmez, faizsiz bankacılık konusuna da değindi.
Görmez, faizsiz bankacılıktan faydalanan ve faizsiz bankacılıkla uğraşanlar tarafından Din İşleri Yüksek Kurulu’na çok sayıda soru geldiğini kaydetti. Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Görmez, şunları söyledi:
“Gün geçtikçe, yatırım, teşebbüs, harcama gibi kavramların daha çok gündemimize girdiği bir çağda faize bulaşmadan, helalinden iktisadi hayata katılma ihtiyacı ve talebi günden güne artmaktadır. Bu müesseselerin faaliyet hacminin giderek genişlemesi de bu konudaki ihtiyacın ve talebin fazlalığını göstermektedir. Fakat, bankaların toplumsal karşılığının olması, bu konuda ciddi bir talebin olması, bu müesseselerin kendilerini alternatifsiz görmeleri sonucunu doğurmamalıdır. Bu alternatifsizlik, söz konusu müesseselerin kendilerini merkez alarak, kâr- zarar bölüşümünü tek taraflı olarak belirledikleri bir sisteme de dönüşmemelidir. Aynı şekilde faizsiz yoldan yatırımda bulunmak isteyen kimse de faizden kaçmak isterken daha ağır bir mali yükle karşı karşıya bırakılmamalıdır. Bu müesseselere ihtiyaç duyulması, adaletsiz uygulamalar için bir fırsata dönüştürülmemelidir. Bankacılık, kalkınmayı sağlayan adaletli bir araç olarak değerlendirilmelidir. Varlığını, toplumdaki dini hassasiyete borçlu olan kurumlar, ticari faaliyette bulunmanın ötesinde bir misyon taşıdıklarının farkında olmalıdır.”