T24 - Araştırmacı-yazar Faik Bulut, Ceza Muhakemeleri Yasası’nın (CMK) 102. maddesinde yapılan değişiklikle şeriatçı terör örgütü Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusunun da bulunduğu liderlerinin tahliyelerini, “AKP’nin seçim yatırımı” olarak değerlendirdi.
Bulut, tahliyelerin birçok yanlışlığa yol açacağını ifade ederek “Tahliyelere siyasetin karıştığını ve seçime de bir anlamda hazırlık yapıldığını düşünüyorum' dedi. Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:
Araştırmacı-yazar Faik Bulut, 'AKP hükümeti BDP’nin önünü kesme açısından Hizbullah’ı bir denge unsuru olarak görüyor. Referandumda Hizbullah tabanının çoğu ‘yetmez ama evet’ dedi. AKP, belki de bu oyları kendilerine tahsis etme amacında” dedi. Hükümetin şimdiye dek BDP’nin karşısına çeşitli sivil toplum örgütlerini çıkarttığını, Kürtleri karşı karşıya getirme, birbirine düşürme taktiğinin uygulandığını ifade eden Bulut, Hizbullah’ın bu amaca hizmet edebileceğini düşündüğünü anlattı. Dünya genelindeki bu tür İslamcı örgütlerin zamanla barışçı bir strateji izlediğini belirten Bulut, “Hizbullah’ın faaliyet alanı olarak bildiğimiz, genellikle Kürtlerin yoğun olduğu bölgeyi de göz önüne alırsak burada şiddet halen var, çatışmalar var, şiddet unsuru için zemin var. Hizbullah’ın silahları gömdüğü yönünde bir tez bana göre gerçeklikle pek bağdaşmıyor” diye konuştu.
‘Çatışma olabilir’
Hizbullah’ın silahlı çatışmanının şartlar uygun olduğu takdirde devam edebileceğini dile getiren Bulut, şöyle devam etti: “Şartlar oluştuğunda silahlı çatışma olabilir. Bunu iki nedene dayandırıyorum: Birincisi, geçmişte Hizbullah ile bağlantılı olan ya da Hizbullah’ın içinde olan 20 ilde, 19 ilçede şimdiye dek yasal 83 dernek kuran belli örgütler var. Onların bazı yöneticilerinin zaman içindeki demeçlerine baktığınız zaman şöyle bir ibare dikkatimi çekiyor: ‘Bizim elimize silahı veriyorlar, bizi çatışmaya itiyorlar, sabrımızı deniyorlar’. Bu ileride böyle bir çatışmanın olabileceğini gösterir. İkincisi ise yeni tahliye edilen Edip Gümüş, kendilerine yakın, dolaylı olarak kurulan bir sitede ilk demecinde ‘Rabbim bizi mahcup etmesin’ ifadesini kullanmıştır. Bu ‘Bundan sonra davamıza devam edeceğiz, kararlıyız’ demektir. Bu demek ki bir dava var, onun peşinden gidecekler, bunun peşinden silah kullanarak mı giderler yoksa pasif siyasi yollarla mı giderler tam açıklık yok.”
Cemaate ve devlete çok yakın ya da güvenlik güçlerine çok yakın bir yorumcunun gelecekte Hizbullah ile PKK arasında bir çatışmayı öngördüğünü anımsatan Bulut, “Bu yorum bence bir görüş belirtme ve tespitten ziyade bir çeşit temenni ve niyet” değerlendirmesini yaptı. Bulut, özetle şunları kaydetti: “Bu da o bölgede genellikle Kürt sorununu çözmekten ziyade Kürtleri temsil eden bir parti alternatif bir güç çıkarmak. Bundan sonraki politikaları ‘Kürtlerin gerçek temsilcileri Müslümanlardır yani tarikatlardır, cemaatlerdir, Hizbullah gibi örgütlerdir’ demek istiyorlar. Bu ister istemez çatışmanın zemininin, resmi ve dolaylı yoldan hazırlanması demektir.”