Bayram sabahı Radikal gazetesinin “boş” çıktığını görünce, ilk iş Tarhan Erdem’i aradım. “Boş,” sözün gelişi tabii, Radikal’de her zamanki gibi birtakım kelimeler, şekiller, siyahlar, kırmızılar, maviler vardı ama merak ettiğim “haber”den eser yoktu. Merak ettiğim haber, KONDA’nın referandum araştırmasıydı. Gerek bu şirketin birikimi ve titizliği nedeniyle, gerekse araştırmanın 4-5 eylül gibi çok yakın bir tarihte yürütülmesinden ötürü, sonuçları sabırsızlıkla, ve doğrusu, “günün haberi, bizde değil, başka bir gazetede olacağı için” bir miktar gıpta ederek bekliyordum. Bu beklentiyi, yazıişleri müdürümüz Şahin Bayar’ın bir gün önce Tarhan Erdem’le yaptığı konuşma besledi. Şahin, “KONDA referandum araştırması yapmadı mı? Elinizde sonuç varsa bizimle paylaşır mısınız” diye sormuş, Tarhan Bey de, “Radikal’de yarınki yazımda aktaracağım. Sizinle, gazetede çıktıktan sonra konuşalım” demişti. Ne var ki, Radikal, KONDA’nın son referandum araştırmasının sonuçlarını yayımlamaktan imtina etti; biz de Tarhan Erdem’le, Radikal’in yayımlamadığı araştırmayı konuştuk dün sabah. KONDA, bulguları internet sitesine koydu; Taraf da sonuçları bugün ayrıntısıyla aktarıyor.
Ülke çapında 13,6 puan fark
KONDA, “EVET oyları yüzde 55’i geçti” diye duyurdu sonuçları; tam yüzdesiyle aktarırsak, şirket, sandıktan 56,8 EVET, 43,2 HAYIR çıkmasını bekliyor. Anayasa paketine müspet bakanların ülke çapında, menfi bakanlardan yüzde 13,6 daha fazla olduğu görünüyor velhasıl. 38 ilin 120 ilçesinde, 154 köy ve mahallede, 2767 denekle konuşmak suretiyle yapılan araştırmanın hata payının artı-eksi yüzde 2 olduğu hatırlanırsa, bunun EVET yönünde çok net bir sonuç olduğu açık.
Erdem’e, ilk olarak örneklemi sordum. Kır, kent, metropol ağırlıkları gözönüne alınarak, Türkiye çapında seçmenin demografik profilini, yaş, cinsiyet, iş, eğitim gibi ölçütler üzerinden yansıtan bir denek grubuyla konuşulmuş. KONDA’nın “şehir” ve “bölge” bazında sonuç açıklamayıp, ülke genelinde tahmin bildirmesi bu yüzden. Yine de Tarhan Bey, elde ettikleri verinin analizine dayanan bazı yerel beklentilerini aktardı.
Bölgede boykot yüzde 50-60
KONDA’nın anketinde “Boykot edeceğim” cevabı verenler ülke çapında yüzde 4,9. “Güneydoğu’da boykot oranı ne” deyince, “En son, Güneydoğu seçmeninin yüzde 40’ı sandığa gitmemişti” diyerek bölgede seçime katılımın daha önce de düşük kaldığını hatırlatıp ekledi Erdem: “Tahminim, bu kez bölgede yüzde 50 ile 60 arasında bir seçmen kesiminin sandığa gitmeyeceğidir.”
Gerçi Erdem’le bunu konuşmadık ama ben, KONDA’nın anketi tamamlandıktan sonra, Hakkâri’de dokuz PKK’lının öldürüldüğü “referandum operasyonu”nun, bölgedeki boykot eğilimini bir nebze daha güçlendirmiş olabileceğini düşünüyorum.
İstanbul’da EVET’ler epey önde
Araştırma, şehir bazında sonuç açıklamaya uygun değil. Yine de Erdem’in, verilere dayandırdığı bir dizi tahmini var. “İstanbul belirgin şekilde EVET diyor” mesela. Erdem, İstanbul’daki anlamlı bir farkın Türkiye çapında sonucu etkileyeceğinin altını çiziyor.
Orta Anadolu (ve Ankara) için “yine EVET hanesinde” diyor Erdem. “Ege’de fark çok açık değil ama HAYIR’lar önde.” Trakya ve Batı Marmara’da ise “HAYIR oldukça ileride” görünüyormuş.
Ayrıca, Antalya merkezde yüzde 55-60 dolayında HAYIR beklenirken, Korkuteli ve civar köyler hesaba katıldığında, HAYIR’ların üstünlüğünün belirgin biçimde yumuşadığı gözlemini aktarıyor Erdem. Akdeniz bölgesinden HAYIR çıkacağını, EVET’lerin yüzde 40’ın üzerinde olacağını tahmin ediyor.
Son düzlükte EVET niye yükseldi
KONDA hazirandan beri her ay seçmeni yoklamış ve EVET’lerin yüzde 53,3’ten yüzde 56,8’e istikrarlı şekilde yükseldiğine, özellikle son ayda, üç puan arttığına tanık olmuş. HAYIR’larda aynı oranda düşüş var.
Tarhan Erdem’le bunun olası nedenlerini konuştuk. Ben, ağustostaki Yüksek Askerî Şûra’da hükümetin izlediği kararlı tavrın, seçmeni EVET yönünde etkilediği kanısındayım. Kılıçdaroğlu’nun seviyesiz üslubunun ve bir öyle - bir böyle konuşmasının HAYIR oylarını düşürmüş olması da muhtemel. Tabii, paketin içeriğini öğrendikçe kararsızdan EVET’e kayanlar da olabilir.
Millet akıllıdır, güvenmek lâzım
KONDA’nın “farklı EVET” sonucu, diğer bazı araştırma sonuçlarıyla, mesela Adil Gür’ün geçen hafta Neşe Düzel’e açıkladığı “kılpayı EVET” bulgusuyla çelişiyor. Erdem’e “Bu fark niye” diye sorunca, yıllarını bu işe vermiş, kendine güvenli bir araştırmacının sükûnetiyle yanıtladı: “Teknikle ilgili olabilir bu fark, analizle ilgili olabilir. Adil Gür dürüst bir insandır. Sonuçlar üzerinde siyasi manipülasyon yapacağından asla şüphe etmem. O da doğru sonucu elde etmiş olabilir, ben de...”
Erdem’in bu sözleri, sadece son yerel seçimlerdeki başarılı tahmini hâlâ akıllarda olan Adil Gür’ü karalamaya çalışanları değil, genel olarak araştırma sonuçlarını hazmedemeyen zihniyeti de hizaya getirse keşke. Nitekim Erdem, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP’nin oylarını yüzde 47,9 bulduğu zaman, başta bazı Doğan Grubu yazarları olmak üzere hazımsız bir güruhun hakaretlerine nasıl maruz kaldığını, bu sonuçları “oha” diye, “palavra” diye, “erdemli tarhana“ diye karşılayanların, sandık Erdem’i doğrulayınca, bu kez yine utanmadan seçmene küfrettiklerini unutmadık.
Anket verileri bazen sandıktan çıkan sonuçla birebir örtüşmeyebilir, araştırmacılar bazen yanılabilir. Ama dürüst bir yanılgı ile kasıtlı bir yanıltma çabası arasında dağlar var. Araştırma sonuçlarını yayımlamaktan korkacak kadar topluma ve hakikate mesafeli gazete patronları, yöneticileri ve yazarlar, her zaman yanılır ve yanıltırlar. Böyleleri, Tarhan Erdem’e kulak vermeli. “Mâşeri vicdan müthiş bir şeydir” diyor Erdem, “Millet akıllıdır, buna inanmak lazım. Sandıkta ne yaptıysa saygı duymak ve neden böyle yaptığını anlamaya çalışmak lazım.” İyi bayramlar.
(Yasemin Çongar - Taraf - 10 Eylül 2010)