Ekonomi

Eski Merkez Bankası Başkanı Yılmaz: Sistem ekonomik sorunları çözmüyor, çünkü sorunun ta kendisi

"Türkiye'nin rezervleri eksidir"

14 Mayıs 2019 01:28

Eski Merkez Bankası Başkanı, İyi Partili Durmuş Yılmaz, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumu değerlendirdi. Yılmaz, "Artık bu sistem sorunları çözmeye yetmediği gibi bizatihi kendisi sorunların sebebi" dedi.

Durmuş Yılmaz, Reuters'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, bütçenin daha fazla bozulmaması için TCMB'nin 40 milyar liralık ihtiyat akçesini merkezi yönetim bütçesine aktarmayı planladığını ve bu konuda gerekli yasal düzenleme üzerinde çalışıldığı iddiasına ilişkin "Bir insan akşamdan sabaha düşünse, en yanlış iletişim politikasını nasıl uygulayabilirim dese bundan daha kötüsünü bulamaz. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı zaten yara almıştı, bu durumdan çok daha fazla yara alacak" yorumunda bulundu.

RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına katılan eski Merkez Bankası Başkanı ekonomide alınan tedbirlerin belli bir program çerçevesinde olmadığını, günübirlik kararlar alındığını belirtti. Durmuş Yılmaz, "Karar alıcılar 'dengeleniyoruz' adı verilen bir trene bindiler. Bu trende yol alırken uyuyakaldılar. Uyandıklarında karanlık bir tünelde olduklarının farkına vardılar ve çaresizlikle yerleşik kuralları bertaraf ederek ülkeyi kurala dayalı bir ekonomi olmaktan duruma dayalı bir toplum olmaya yönelttiler. Can havliyle tutarsız kararlar aldılar. Şeffaflık, hesap verebilirlik ortadan kalktı" dedi. "Türkiye'nin rezervleri eksidedir" Arka kapı politikalarıyla faiz konusunda, döviz kuru konusunda hesaba kitaba gelmeyen işler yapılmaya başlandığını söyleyen Yılmaz, "Sanki bunu piyasa bilmeyecekmiş gibi kamu kaynaklarını aldılar, dövizleri kamu bankalarına verdiler, bankalar da bunu sattılar. Dolayısıyla bugün ortaya çıktı ki Türkiye'nin rezervleri eksidir. Vadesi gelen swap işlemlerini düştüğünüzde karşılıklı bir şey kalmıyor" diye konuştu.

AK Parti'nin geçmişten ders almadığını belirten MB Eski Başkanı Yılmaz, "Bugün Türkiye ekonomisini yönetenler 2002 yılında Türkiye ekonomisini aldıkları noktanın gerisine düşürdüler. AK Parti iktidarı devraldığı dönemde ekonomiyi o noktaya getiren koşullardan ders çıkarmadığı gibi tarihsel olarak geçmişteki siyasi tavırlardan da ders çıkarmamış." açıklamasını yaptı. Bunun bir sistem meselesi olduğunu söyleyen Yılmaz, "Artık bu sistem sorunları çözmeye yetmediği gibi bizatihi kendisi sorunların sebebi. Sistemi tartışmadan, bakan değiştirmeyle, vesaire ile içine girilen karanlık tünelden çıkmak mümkün değil" dedi. Kamu bankaları döviz mi satıyor? Kamu bankalarının döviz sattığı iddialarını da değerlendiren Durmuş Yılmaz, "Şu anda Türkiye'de bankacılık sisteminde önemli miktarda döviz tevdiyat hesabı var. Ekonomi dolarize olmuş vaziyette. Bankalar topladıkları döviz tevdiyat hesabını nakit olarak tutmuyor. Bunlar kredi yoluyla demire, çimentoya, emtiaya dönüşüyor. Ortada bir nakit yok. Nakit sadece Merkez Bankası'nın elinde var. Piyasanın genel algısı şu. Merkez Bankası repo ile kamu bankalarına Türk Lirası veriyor. Türk Lirası kredi olarak veriliyor. Bu kredi ile döviz alınıyor, döviz de kamu bankalarına repo yapılıyor. Onlar da döviz reposunu satıyorlar" diye konuştu. "Fakir fukaranın sofrasındaki zeytin azalacak"

Durmuş Yılmaz, Reuters'ın "MB'nin 40 milyar liralık ihtiyat akçesi bütçeye aktarılacak" haberi ile ilgili olaraksa, "Bir insan akşamdan sabaha düşünse, en yanlış iletişim politikasını nasıl uygulayabilirim dese bundan daha kötüsünü bulamaz. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı zaten yara almıştı, bu durumdan çok daha fazla yara alacak" dedi. 1994 krizinden sonra 2000'e giden süreçte siyasi otoritenin Merkez Bankası'na bağımsızlığını verdiğini şimdi ise bundan vazgeçip, senin kaynaklarına el atıyorum dediğini söyleyen Yılmaz, "Bütçenin durumu belli. İstanbul'da seçim var alınan kaynak buraya kullanacak. Piyasa da elbette buna tepki verecek ve sonuç olarak enflasyon yükselecek. Ekonomi daralacak. Fakir fukaranın sofrasındaki 5 zeytinden üçü gidiyordu, şimdi dördü gidecek" ifadelerini kullandı.