Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, "Keşke kendi Ortaçağımızdan biraz ayrılabilsek, şunu biliyoruz, devletin artık kültür ve sanat diye bir derdi yok, onlar bol bol hamaset üreterek seçmenlerini motive etmenin derdindeler... Ama ne yazık ki sivil alanda da böyle bir çalışma yapmaya kimsenin niyeti yok." düşüncesini dile getirdi.
Ocaktan, "Tarihin en eski çağlarından bu yana kurulan büyük medeniyetlere, güçlü devletlere baktığımızda onları güçlü kılan, tarih sahnesinde bir değer ifade etmelerine yol açan sadece yer altı ve yer üstü zenginlikleri değil, aynı zamanda fikri ve kültürel alandaki zenginlikleri olduğunu görürüz." görüşünü savundu.
Ocaktan, "Eğer dünya çapında bir değer ifade eden bilim ve kültür insanları, büyük şairler, romancılar, müzisyenler, ressamlar, mimarlar, heykeltraşlar, sinemacılar yetiştirememişseniz güçlü bir refah toplumu da oluşturamazsınız. Güçlü ve herkesin kendini güvende hissedeceği bir devletin oluşabilmesi için ise, akla-bilime değer veren bir zihniyet yapılanmasına ve de fikirlerin özgürce ifade edildiği yaratıcı bir iklime ihtiyaç bulunmaktadır." yorumunu yaptı.
Ocaktan, "Elbette Türkiye’yi diktatöryal ülkelerle kıyaslayacak halimiz yok. Ancak bir gerçeğin altını da çizmek gerekiyor. Mesela müzik açısından baktığımızda; maalesef Türkiye son yıllarda tam bir fukaralık yaşıyor. Neyse ki sayıları az da olsa keman virtüözümüz Suna Kan ve piyanoda Fazıl Say, Güher & Süher Pekinel, Gülsin Onay, Hüsiyen Sermet ve İdil Biret gibi değerlerimiz yüzümüzü ağartmaya devam ediyorlar. Şunu biliyoruz, devletin artık kültür ve sanat diye bir derdi yok, onlar bol bol hamaset üreterek seçmenlerini motive etmenin derdindeler... Ama ne yazık ki sivil alanda da böyle bir çalışma yapmaya kimsenin niyeti yok." değerlendirmesinde bulundu.
Ocaktan, "Ama başarılı olduğumuz bir alan var, eğer klasik Batı müziği, caz ya da rock dinliyorsanız siz Batı hayranı ve müstemlekeci bir anlayışa sahipsiniz. İşin tuhaf tarafı bu tür suçlamaları yapanların hiçbirisinin hayatında bir gün olsun Dede Efendi yer almamıştır. Çünkü çok sesli bir dünyada yaşıyoruz ve doğal olarak o müzik artık ona hitap etmiyor. İşte tam da bu zaviyeden bakarak söylemek gerekiyor ki; artık biraz olsun kendi Ortaçağımızdan ayrılmaya cesaret ederek hem evrensel müziğe kapılarımızı açmak, hem de klasik Türk musikisini bugünlere taşıyacak yaratıcı müzik insanları yetiştirmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın