Eski AA Genel Müdürü ve Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, kendi döneminde kurulan ve 31 Mart akşamı veri akışının durması nedeniyle tartışmalara neden olan seçim açıklama sistemi hakkında değerlendirmede bulundu. Öztürk, "Tartışmaları bitirecek bir önerim var" dedi ve ekledi; "Benim önerim, Yüksek Seçim Kurulu’nun, sandık başından veri yayınlamaya başlamasıdır. Bu veriyi hem siyasi partilere hem de medyaya versin. AA da oradan alsın."
Öztürk'ün "Seçim sonuçlarını nasıl verelim?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Anadolu Ajansı’nın (AA) seçim sonuçlarının yayınlanması esnasında yaşanan sorunlar ciddi tartışma konusu oldu.
Bu tartışmaları bitirecek bir önerim var. Önce bir iki hususu açıklayayım.
31 Mart seçim gecesinden beri, yerli yabancı medya ve yüzlerce kişi verilerin aktarımında yaşanan kriz nedeniyle benden bir açıklama istiyor.
5 yıldır Anadolu Ajansı’nın genel müdürü olmadığımı biliyor herkes. Ayrıca AA iki defa resmi açıklama yaptı.
Buna rağmen açıklama istemelerinin sebebi, bugün seçim sonuçlarını yayınlayan sistemin benim zamanında kurulmuş olması sanırım.
Doğrudur. O sistem benim genel müdürlüğüm zamanında kuruldu ve ilk yayınını da 30 Mart 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde yaptı. Bu nasıl başladı kısaca anlatayım.
AA neden seçim sonuçları vermeye başladı?
2013 yılı, FETÖ örgütünün devleti ele geçirme operasyonlarına start verdiği yıldı hatırlayın. Devletin içinde çok büyük kavga vardı. 17-25 Aralık 2013 tarihi, yargı-güvenlik bürokrasisinin bir darbe girişimiydi. Başarılı olsaydı büyük bir kaosa sürüklenecekti ülke.
İşte o günlerde yerel seçimlere gidilecekti. Ve seçim sonuçlarını ülkede bir tek, FETÖ’nün en önemli medya silahlarından biri olan CİHAN Haber Ajansı veriyordu. Neredeyse 15 yıldır CİHAN bu konuda tekel oluşturmuştu.
Ne acıdır ki, o tarihe kadar Anadolu Ajansı sandık başından seçim sonuçlarını vermeyi hiç düşünmemiş, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da sistemini CİHAN’a alternatif olabilecek hızda bir teknolojiye dönüştürmemişti.
Devletin düşmanı olan bir örgütün, ülkenin seçim sonuçlarını tek başına vermesinin, çok büyük güvenlik sorunu ve kargaşaya neden olabileceği kaygısı oluştu.
İşte bu nedenle devletin ajansı AA, seçimlere 5 ay kala seçim sonuçları verme kararı aldı.
FETÖ, AA seçim sonuçlarını veremesin diye çok uğraştı
Bu kadar kısa sürede bu sistemi kuramayacağımız, başarılı olamayacağımıza dair FETÖ gizliden büyük bir propaganda başlattı. Bu yüzden birçok medya kuruluşu bizden veri almadı önce.
Türkiye’de sandık başından seçim sonucu aktaracak bir yazılım sistemi bilmiyorduk. Kimsede yoktu. Bu yüzden Ajansın bilgi işlem departmanı bu yazılımı bizzat kendi yazdı. Hem de gece gündüz hiç dinlenmeden. Yakup Şıvka’nın başkanlığındaki ekip bana Türkiye’nin en iyi yazılım projelerinden birini gerçekleştirdi. Hem de 3 ayda.
Sonra bu yazılımı bir sisteme dönüştürdük ve Türkiye genelinde örgütlendik. İlk test sonuçlarımız başarılı olunca medya kuruluşlarını bir kez daha ziyaret ettik ve bu kez bazı medya kuruluşları hem bizden hem de CİHAN’dan veri aldılar.
Seçim gecesi bir sabotaj olacağını biliyorduk. Bu yüzden devletin tüm iletişim birimleri bize destek oldu.
Ve o gece, seçim sonuçlarını başarıyla vermeye başladık. RedHack isimli siber korsan o gece dünyadaki tüm hackerleri AA’nın bilgi işlem sistemine saldırıya çağırdı. Ve gördüğümüz en büyük siber saldırı ile karşılaştık. Bu nedenle yayınımız iki saat durdu ama sistemimiz çökmedi. Sonrada anlaşıldı ki RedHack, FETÖ’cü polislerin kurduğu bir yapıymış.
O gün CİHAN da yayın yaptı. Ve sürekli muhalefet partilerinin adaylarını önde göstererek büyük bir kargaşa yarattı. MHP ve CHP toplam 4 basın toplantısı yaparak Ajansı protesto etti. Ancak seçim sonuçları YSK ile aynı çıktı. Tartışma bitti.
Ajans o günden sonra 5 seçim ve bir referandum sonucu daha yayınladı. Hepsinde başarılı oldu.
AA'yı yıpratmayalım
31 Mart seçimlerine gelince. Ajansın resmi açıklamasına göre, çok uzun süre veri yayınlanmamasının nedeni, sandık başından veri girilmemesi olarak açıklandı. Detayları bilmiyorum. Kurumun krizi daha iyi yönetmesi mümkündü. Ancak bir kasıt olduğunu düşünmüyorum.
Anadolu Ajansı, seneye 100 yaşında olacak. Tam yüz yıldır, kurumun en büyük mirası ve değişmeyen gücü şu cümledir: “Anadolu Ajansı yazmışsa, doğrudur”. İşte bunun zarar görmemesi gerekir.
Zira AA bugün ülkenin dünyadaki en önemli sesidir. Bu kurumu yıpratmak, bizzat devletin dünyadaki görünürlüğünü yıpratmaktır. Doğru ve güvenilir yayın yapmak, ajans çalışanları için fikri namus meselesidir. Eminim bugün de Ajans çalışanları aynı görüştedir. Bu yüzden AA eleştirisi yapanların daha dikkatli olması gerekir.
Fakat seçim sonuçlarını verdiği günden beri, Ajans siyasi tartışmaların içinden bir türlü kurtulamadı. Bunun kurumun marka değerine ve güvenilirliğine zarar verdiği görülüyor. Ancak ortada bir gerçek var ki, seçim sonuçlarını verecek başka bir kurum yok Türkiye’de. Aslında AA biraz da zorunluluktan bu yayını yapıyor.
CHP bunca yıldır seçime giriyor, hala kendi sistemini kuramadı. Sadece AK Parti kendi sistemini kullanıyor. Başka hiçbir partide bu sistem yok.
Herhangi bir medya grubu bu işe girmedi. Ajans yayın yapmasa, medyanın veri alabileceği bir mecra yok.
Sandık başından sonuçları sadece YSK açıklasın
Benim önerim, Yüksek Seçim Kurulu’nun, sandık başından veri yayınlamaya başlamasıdır.
Bu veriyi hem siyasi partilere hem de medyaya versin. AA da oradan alsın.
Bugün herkes Yüksek Seçim Kurulu’na güveniyor değil mi? Her partinin orada temsilcisi var. O yüzden YSK teknolojisini yenilesin, yazılımını geliştirsin ve modern bir sistem kurarak sandık başından verileri sadece kendisi yayınlasın.
Seçime giren her siyasi parti de bu sistemde temsilci bulundursun. Ve artık, hem tartışma bitsin, hem de Ajans daha fazla hırpalanmasın.
Bunu YSK’ya daha önce de önerdik. Hatta AA’daki teknolojinin aynısını oraya kurmayı teklif ettik. Ancak YSK, kanunundaki bir maddeyi (YSK Kanunu 298. Madde 9. Fıkra) gerekçe göstererek sandık başından sonuç veremeyeceklerini söyledi. Aslında bu basit bir kanuni düzenlemeyle değiştirilebilir ve YSK yayın yapabilir.
Benim önerim budur. Başka türlü bu tartışmaları bitiremeyiz.