Gündem

Ertuğrul Günay: Cumhurbaşkanının akademisyenlere yanıtının nazik ve akademik olmasını arzu ederdim

"YÖK'ün açıklamalar hakkında suçlayıcı beyanlarda bulunması kabul edilemez"

13 Ocak 2016 22:26
Hülya Karabağlı

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sokağa çıkma yasaklarına karşı 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildiriye imza veren akademisyenleri ağır bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bildiri hakkındaki açıklamalarının "kendisi ve herkes için özel bir talihsizlik olduğunu" düşündüğünü söyledi. Erdoğan’ın tepkisini gösterdiği yer ve zamanın, açıklamanın içeriği için hiç uygun olmadığını ifade eden Günay, “Türkiye'yi dünyada temsil eden Büyükelçilerin toplantısında, TC Cumhurbaşkanı sıfatıyla akademisyenlere verilen yanıtın, kararlı olduğu kadar da akademik, sözcükleri özenle seçilmiş, nazik, diplomatik ve o ölçüde didaktik (öğretici) olmasını arzu ederdim” dedi.

 

"Dünyanın her yerinde entellektüeller yaşanan toplumsal olaylar karşısında görüş açıklar"

 

Günay’ın T24’ün sorularına yanıtları şöyle:

-Akademisyenlerin 'Barış Çağrısı' hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dünyanın her yerinde bilim ve sanat insanları, akademisyenler, entellektüeller yaşanan toplumsal olaylar karşısında görüş açıklar. Açıklamazlarsa, taşıdıkları kimliğin gereğini, aydın olmanın sorumluluğunu yerine getirmemiş olurlar. Bu görüşler çoğu zaman resmi görüşlerin, hükümetlerin, hatta devletin politikalarının karşısında olabilir. Esasen eleştirel bakış, itiraz kültürü ve analitik düşünce eğitimli insanın doğasının gereğidir.

Türkiye'nin bir bölgesinde aylardır devam eden ve iç savaş boyutlarına tırmanan sokak olayları karşısında ülkemizden ve yurt dışından bir grup akademisyenin bir durum değerlendirmesi ve barış çağrısı yapmasını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bu çağrının içeriğine karşı da görüşler ve itirazlar olabilir. Onlar da aynı uygar yöntemlerle karşı görüşlerini açıklayabilirler.

 

"YÖK'ün açıklamalar hakkında suçlayıcı beyanlarda bulunması kabul edilemez"

 

-Akademisyenlerin 'Barış Çağrısı'na gösterilen tepkileri nasıl karşılıyorsunuz?

Tepkiler son derece ölçüsüz ve abartılı. Elbet herkes karşı görüşlerini medenice açıklayabilir. Nitekim bir kısım akademisyenin -hangi sonuca vardığını bilemediğim- böyle bir girişimi oldu. Bu şekilde karşılıklı görüş açıklamaları, eskilerin deyimiyle "müsademe-i efkar"- gerçeğin daha iyi anlaşılmasına, aydınlanmasına yararlı ve yardımcı da olabilir. Ancak bazı üniversite yönetimlerinin, hele YÖK'ün bir askeri disiplin mahkemesi edasıyla bu görüş açıklamaları hakkında suçlayıcı beyanlarda bulunması ve soruşturma açması kesinlikle kabul edilemez. Unutmayalım ki, üniversite öğretim üyelerinin siyasi parti üyesi ve yöneticisi olma, bu anlamda eylemli siyaset yapma hakkı anayasal bir hak olarak yasalarda yer almaktadır.

 

"Bir tartışmada nezaket, haklılığı azaltan bir eksiklik değildir"

 

- Cumhurbaşkanının açıklamalarına ne  diyorsunuz?

Sayın Erdoğan'ın bu bildiri hakkındaki açıklamalarının kendisi için de, hepimiz için de özel bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum.

Kuşkusuz Sayın Erdoğan, kendisini Hükümetin icraatıyla da bütünleşmiş hissettiği için böyle bir tartışmanın dışında kalmayacaktı. Ancak tepkisini gösterdiği yer ve zaman, bu açıklamanın içeriği için hiç uygun olmadı.

Türkiye'yi dünyada temsil eden Büyükelçilerin toplantısında, TC Cumhurbaşkanı sıfatıyla akademisyenlere verilen yanıtın, kararlı olduğu kadar da akademik, sözcükleri özenle seçilmiş, nazik, diplomatik ve o ölçüde didaktik (öğretici) olmasını arzu ederdim.

Bir tartışmada nezaket, haklılığı azaltan bir eksiklik değildir; hatta haklılığınıza güveninizin, özgüveninizin belirtisi bile olabilir; haklıysanız sizi zayıflatmaz, elinizi güçlendirir.

O nedenle, üstelik Istanbul'da bir bombanın patladığı anda, duygu boyutu yerine öfke boyutu yüksek, suçlayıcı, hatta aşağılayıcı bir yanıt, bir anlık öfkeli tepki olmanın ötesine geçemedi ve hiç ikna edici olmadı.

İmzacıları arasında ülkemizden değerli insanların yanında, dünya çapında tanınmış Noam Chomsky ve İmmanuel Wallerstein gibi bilim insanların bulunduğu bir açıklamaya verilen bu ölçüsüz tepki, korkarım ki uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin elini güçlendirmeyecektir.