Dünya

Ermeni örgütler, 1915 için Ankara'ya dava açmaya hazırlanıyor

Türkiye’nin en az 100 milyon lira tazminat ödemesi isteniyor

30 Nisan 2015 13:14

Ermeni örgütler, ABD’deki diyaspora kuruluşlarının girişimleriyle, Ankara’yı 1915 Ermeni kıyımı nedeniyle tazminat talepleriyle mahkemeye vermeye hazırlanıyor.

Davaların ilki, 27 Nisan 2015 pazartesi günü açıldı. Kilikya Ermeni Katolikosluğu’nu temsilen Lübnan vatandaşı Aram Keshishian’ın (68) Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuruyla, Ermenilerin 700 yıl boyunca dini merkezi olarak kullandıkları ama 1915’te yaşananlar nedeniyle terk etmek zorunda kaldıkları Adana’nın Kozan ilçesindeki Aya Soyfa Manastırı için Türkiye’nin en az 100 milyon lira tazminat ödemesi istendi.

Davayı Ermeni diyasporası kanadından ANCA dün Washington’da düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurdu.

Tolga Tanış'ın Hürriyet'te yayımlanan haberine göre, 2010’da Heybeliada’da bulunan Rum Erkek Yetimhanesi’nin Fener Rum Patrikhanesi’ne iadesini sağlayan avukat Cem Sofuoğlu’nun üstlendiği davanın neden Washington’da tanıtıldığı açıklanmadı. Sofuoğlu Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün bireysel başvuruları düzenleyen 59’uncu maddesine göre hazırladığı dilekçeyi mahkemeye sunduktan sonra yaptığı açıklamada basın toplantısının Washington’da yapılmasını müvekkilinin istediğini söyledi.

Sofuoğlu, başvuruda müvekkili Kilikya Ermeni Katolikosluğu’nun, Kilikya olarak bilinen bugünkü Adana, Maraş ve çevresinde Ermenileri tarih boyunca hukuken temsil ettiğini ve Osmanlı nezdinde özel bir hukuki kişiliğe sahip olduğunu ifade etti. 1915 yılındaki kıyım sonrasında Ermeniler tarafından ‘terkedilmiş’ gayrimenkuller koruma altına alınmış olsalar da, Katolikosluğun hukuki kişiliği ve manastırın sahibi olduğu gerçeğinin, Osmanlı İmparatorluğu yetkilileri tarafından 1918 yılında açıkça teyit edildiğini savunan Sofuoğlu,  bu hukuki kişiliğin sürdüğünü belirtti.  

 

‘İç hukuk yolları etkili değil'

 

Avukat Sofuoğlu iç hukuk yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bu başvurunun usul olarak tartışmalı olup olmadığı konusunu ise dilekçede şöyle açıkladı:

“Kilikya Katolikosluğu’na ait manastır, kilise ve arazisine el konması süregiden bir ihlaldir. Müvekkilimin Kozan’daki manastır, kilise ve arazisine ulaşmasının hem çıkarılan yasal düzenlemelerle, hem de mal sahibi Ermenilerin ülkeye dönmeleri fiilen engellenerek, önüne geçilmiştir. Kozan’daki gayrimenkullerinin tapu kayıt bilgisi hakkında Kozan Tapu Kadastro Müdürlüğü’ne verdiğimiz dilekçe de, Türk Medeni Kanunu’nun 1020’nci maddesi uyarınca tapu sicilleri herkese açık olmasına rağmen, genelgeler çerçevesinde reddedilmiştir. Sayın Anayasa Mahkemesi zarar bakımından yetkili olup, bu nedenlerle iç hukuk yolları da etkili değildir.”