Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için MHP ile bir araya gelerek kurduğu ittifaka ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhur ittifakının kendi aralarında fiili olarak uygulamaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, "Tabandaki bu bütünleşme, bu birleşme, mart ve kasıma kadar açıkça görülsün istiyoruz" dedi. Saadet Partisi ile görüşmeler gerçekleştirdiğini ancak geri dönüş alamadıklarını ifade eden Erdoğan, "Bizim kapımız kapanmış değil, yasal oalrak kapanmayana dek. Muhataplarımızdan karşılık gelmesi halinde onu da değerlendiririz. Biz bütünleşelim istiyoruz diye konuştu.
Afrin'de devam eden operasyonla ilgili de konuşan Erdoğan, “Orası hilal gibi çevrildi, sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalktı. Bu, ordumuzun işini kolaylaştıracak. Bu süreçte rehavete kapılmamak önemli. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın.” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moritanya, Senegal ve Mali’yi de kapsayan 4 Afrika ülkesine ziyaretlerinin ilk durağı Cezayir’deki temaslarının ardından, kendisine eşlik eden gazetecilere açıklamalarda bulundu. Erdoğan, aralarında Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı:
"Bizim üç katımız"
“Cezayir’e 4’üncü gelişim. Cezayir’de bine yakın Türk firması iş yapıyor. Konut yapımında da Türk firmalarının hissedilir ağırlığı var. Geldiğimiz akşam tarımdan kültür turizme kadar 7 anlaşma imzaladık. 2017’de Türkiye’ye 210 bin Cezayirli turist geldi. Bu daha da artabilir. Keçiova Camii’nin cazibesi olacak. Ayrıca Oruç Reis için bir anıtı beraber yapabiliriz. ‘Uygun bulursanız, biz yapabiliriz’ dedik. Ama onlar, ‘Biz de bu oluşumun içinde olmak isteriz’ dediler.
Savunma sanayiinin üzerinde özellikle durduk. ‘Beraber yatırımlar olabileceği gibi bizim verebileceğimiz ürünler de var’ dedik. (‘ Cezayir ile savunma sanayii alanında somut olarak hangi kararlar alındı, hangi fırsatlar var önümüzde?’ sorusu üzerine) Savunma sanayiinde, Cezayir’in şu anki ihtiyacı tahminlerin çok daha fevkinde. Yüzölçümü itibarıyla çok büyük bir alana sahip ülke. Neredeyse bizim üç katımız. Sınırlarının korunması gerekiyor. Hava, kara... İHA’lar vb. ihtiyaçları var. Ortak üretim talebi gelirse girebiliriz. Biz ürettiklerimizden verebiliriz. En önemlisi bence Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmasını başlatma kararını almış olmamız. Bizden arşivler konusunda destek istediler. Biz de ‘Müracaatınızı yapın, gerekli talimatı elbette veririz. Başbakanlık arşivlerimizi sizlere açarız’ dedik.
Cumhurbaşkanı Sayın Abdülaziz Buteflika ile de görüşmemiz gayet iyi geçti. ‘Terörle mücadele, başta Kudüs olmak üzere Filistin konusunda aynı görüşteyiz’ dediler. Enerji alanında özellikle bu 30 yıllık süreçteki devam eden süreci inşallah BOTAŞ ile Sonatrach arasında bundan sonra güçlendirerek devam ettireceğiz. Enerji Bakanı’mız süreci yakın takibe alacak.”
"İkircikli bir davranış"
- Salih Müslim Çekya’da neden gözaltına alındı, neden bırakıldı? Değerlendirmeniz nedir?
Bu bize Batı’yı, dünyayı gösteriyor. Maalesef bugüne kadar adil olmadılar. Şu anda da ikircikli bir davranış içindeler. Çekya, Avrupa Birliği üyesi. Peki AB’de PKK terör örgütü olarak kabul ediliyor mu? Ediliyor. YPG/PYD’nin terör örgütüyle iltisaklı olduğunu biz belgeleyip ispat ettik mi? Ettik. Buna rağmen teröristbaşını serbest bırakmadılar. Dışişleri Bakanı’mızın da, Adalet Bakanı’mızın da muhataplarıyla görüşmüş olmalarına rağmen bunlar, adil olmayan bir yola tevessül ederek onu serbest bıraktılar. Peki neden aldınız, neden bıraktınız? 24 saat içinde ne değişti? Serbest bırakma kararı, Çekya’yı teröre destek veren bir ülke konumuna düşürmüştür. Bunun başka türlü izahı olamaz, bize bunu anlatamazlar. Teröristbaşını serbest bırakmak, teröre destek vermek demektir.
"Batı bize hâlâ neyin hesabını soruyor?"
- Afrin’de TSK çemberini adım adım daraltırken, bir yandan da yerli-yabancı basında başka grupların girdiği-çıktığı haberleri yer alıyor. Biz şu anda Afrin’de kimlerle karşı karşıyayız?
Orada bizim karşımızda kim varsa, kim karşımıza dikiliyorsa, biz onların karşısındayız. Karşımızda olanların kim olduğunu araştırmamız, soruşturmamız gerekmiyor. Bu konuda, ‘Kim Kimdir Ansiklopedisi’ne bakacak değiliz. Değişik çevreler de çıkabilir karşımıza. Çıktıkları anda biz de gereğini yapmak durumundayız. Bundan birilerinin rahatsız olup olmayacağına da bakmayız. Ne dedik? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bu iş için birilerinden icazet alacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın. Öyle veya böyle bitecek bu iş. Şu anda bütün tüneller tamam. Oralara gelen o mikserler çok ilginçtir. Kimin? Lafarge. Lafarge kimin? Fabrikaları var orada. O tünellerin halini gördük. İçinden değişik yerlere giden yaşam alanları var. Bütün bunlar ortadayken Batı bize hâlâ neyin hesabını soruyor? Türkiye eski Türkiye değil. F-16’larımız SİHA’lar, tank, top, kara kuvvetlerimiz, hepsi gerçekten yeniden bir tarih yazdılar. Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısı an itibarıyla 2083. Mevsim koşulları bu kadar olumsuz olmasına rağmen, son derece başarılı bir harekât gerçekleştiriliyor. Dönene kadar inşallah iyi bir konuma geldiğimizi göreceğiz. Rusya ve İran’la görüşmelerimizi yaptık. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la da görüşmem oldu.
"PYD/YPG çökmüştür"
- ABD ile ilişkiler üzerine temaslar, ziyaretler oldu. Bundan sonraki yol haritamız nedir?
General McMaster’ın gelişinde İbrahim Kalın Bey’in görüşmesi oldu. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ziyareti oldu. Kendisiyle uzun uzun konuştuk. Ertesi gün Mevlüt Bey’le görüştü. ABD’nin bizlerle konuştukları ile arazide yaptıkları arasında bir uyum olmasını arzuluyoruz. Söylenilenler ile yapılanların farklı olması elbette kabullenilemez. Bu çerçevede temaslar devam ediyor. Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunlara çözüm bulma amacıyla oluşturulan teknik komitelerin ilk toplantısı Suriye gündemiyle 8 Mart’ta gerçekleştirilecek. Dışişleri bakanları düzeyindeki toplantının ise 19 Mart’ta yapılması planlanıyor.
Bu süreçte biz Afrin’i terörden arındırmaya yönelik operasyonumuza da devam ediyoruz. Orada PYD/YPG çökmüştür. An itibarıyla orada 540 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldık. Cerablus, Rai, Bab’da konrol altına aldığımız alan 2 bin kilometrekare. Tabii ki Afrin, şartları çok daha zor bir bölge. Zor olan bölge aşıldı. Kolay olan bölgeye geliyoruz. Hilal gibi orası çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalktı. Bu, ordumuzun işini daha da kolaylaştıracak. TSK’nın havadan ve karadan müdahalesi yoğun şekilde devam ediyor. Bu süreçte rehavete kapılmamak son derece önemli. Geçenlerde gördünüz, Afrin’e 40 kamyon girmek istedi, onlar bertaraf edildi. Bu bir ordunun kendine özgüveninin göstergesidir. İstihbaratın iyi çalıştığının alametidir. Meteorolojik şartlar elvermediği zaman İHA’larımızın ve SİHA’larımızın oralara girmesi biraz zor olabiliyor. Hava koşulları iyi olduğu zaman bu sistemlerle rahatça giriyoruz ve kara harekâtını rahat yapıyoruz. Harekât başarılı bir şekilde devam ediyor.
- Macron’la görüşmenizle ilgili; size BM’nin Suriye’deki ateşkes kararına Türkiye’nin de uyması gerektiğinden söz edildiği haberleri çıktı. Görüşmenizin içeriğine dair bilgi verebilir misiniz?
O haberler doğru değil. Macron o tür bir şeyden bahsetmedi. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Orada ulusal güvenliğimiz için de tehdit oluşturan terör unsurlarına karşı mücadele ediyoruz.
"Diğerlerinin yaptığı bizi ilgilendirmiyor"
- Seçim ittifakına yönelik AK Parti ve MHP teklifi, TBMM alt komisyonunda. CHP, İP ve Saadet ile ittifak olabileceğini söyledi...
Bizim her şeyimiz açık. Şu an itibarıyla cumhurun ittifakı diyerek, MHP ile Sayın Bahçeli ile ikili görüşmelerimiz oldu. Komisyonlarımızı oluşturduk, çalışmalarımızı yaptık, akabinde de nihai kararı verdik. Meclis alt komisyonuna kadar bitmiş oluyor. Diğerlerinin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi işimize bakacağız. Bizimle beraber Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) de yürümesi söz konusu. Çok açık ve net onlarla konuştuk. Onların, sütunda yer almaktan çok partimizin listeleri içinde yer alma durumları olabilir. Sayın Destici ile de konuştuk. Ayrıca aramızda görüşme imkanımız var. Bütün derdimiz cumhurun ittifakını gerçekleştirmektir. İP’miş, şuymuş buymuş falan bunların milli, yerli diye bir derdi yok. Biz bu ülkenin dertleriyle ile hemdert olan, ülkenin değerlerini benimseyen insanlarla cumhurun ittifakını kuruyoruz. Bunu başaracağız inşallah. Şu ana kadar gayet uyumluyuz. Gittiğimiz her yerde sağ olsun, belediye MHP’deyse belediye başkanları, il başkanları bizi karşılamaya geliyor. Aynı şeyi bizim teşkilatımız da yapıyor: Sayın Bahçeli’yi gittiği illerde aynı şekilde bizim teşkilatımız da karşılıyor. Cumhurun ittifakını aramızda bizler fiili olarak uygulamaya başlamış durumdayız. Tabandaki bu bütünleşme, bu birleşme, mart ve kasıma kadar açıkça görülsün istiyoruz.
- Saadet Partisi ile görüşmeniz oldu, “Süreç nihayete erdi” diyebilir miyiz?
Ben görüşmeyi yaptım, hatta Sayın Şentop’u da tekrar gönderdim. Ama oradan henüz maalesef bir ses çıkmadı. Önümüzde daha vakit var. Muhataplarımızdan karşılık gelmesi halinde onu da değerlendiririz. Biz bütünleşelim istiyoruz.
- Kapı kapanmadı değil mi?
Hayır bizim açımızdan kapanmış değil, yasal olarak kapanmadığı ana kadar.
"Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar ödesinler"
- (28 Şubat davası) O dönem görev alan generallerle ilgili yargı bir karar vermek üzere. Savcı 60 müebbet istedi. Ergenekon ve Balyoz sanığı askerlerin bir kısmı ve medyanın bir bölümü, 28 Şubat’ın askeri darbe olmadığını, bunun FETÖ kumpası olduğunu söylüyorlar, siz ne dersiniz?
Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda da bir siyasi partinin genel başkanıyım. O süreci yaşamış, kısmen bedel ödeyerek yaşamış biriyim. O işin sivil kanatlarının bizim üzerimizde oynadığı oyunları gördük. Yargı bu işin sivil kanadının hangi boyutta olduğunu da ortaya çıkaracaktır.
- Sivil kanatla ne kastediyorsunuz?
Sendikalar, medya, iş dünyası... O dönem ‘Beşli Çete’ mi ne diyorlardı. O süreçte neler yapıldığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Ama bunlara hiç mi hiç dokunulmadı şu ana kadar. Tamamen es geçildi. Savcının dediğiniz türden bir yaklaşım göstermesi, dosyalarda bazı şeylerin öne çıktığını gösteriyor. Dosyalar okunurken gözden kaçmış olanlar veya görülmek istenmemiş unsurlar herhalde öne çıkıyor. Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir. Bizim tek arzumuz, adaletin tecelli edilmesidir. O zaman verilmiş kararlarla mağdur oldukları için haklarını arayan insanlar var. Bedel ödemesi gerekenler, buyursunlar bedelini ödesinler. O süreçte, köşelerinden çok rahat, indirenler bindirenler vardı. Bizim muhtarlığımıza kadar uğraşanlar vardı. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor. İnanıyorum ki yargı, adalet bekleyen mağdurlara çare olacaktır.