T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay'ın 85 yaşında hayatını kaybeden SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın vefatı üzerine TSK'nın yayınladığı taziye mesajı ve cenaze törenine üst düzeyde katılımı "Sayın Genelkurmay Başkanımız kendisine yakışan beyanatta bulundu" diyerek övdü.
Erdoğan eski Başbakanlardan Erbakan'ın vefatı üzerine yarıda kestiği Avrupa ziyaretinden dönüşünde uçkata gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeni Şafak gazetesinden Abdulkadir Selvi'nin izlenimleri ve Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "30 yıl yanında bulunduk" dediği merhum Necmettin Erbakan'a hakkını helal ettiğini söyledi. Erbakan'ın, vefatından bir süre önce yaptığı açıklamada kendisine hakkını helal ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Bizden yana, bizim de hakkımız helal olsun" ifadesini kullandı. Erbakan'ın hayatı boyunca iddiasından hiçbir şey kaybetmeden yoluna devam ettiğini belirten Başbakan, Genelkurmay Başkanlığı'nın yayımladığı taziye mesajını da çok şık bulduğunu kaydetti. "Sayın Genelkurmay Başkanımız, kendisine yakışan bir beyanatta bulundu" diyen Erdoğan, 2 günlük Almanya gezisinin dönüşünde kendisini takip eden gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.
Allah rahmet eylesin
"Merhum Erbakan, sizlere hakkını helal etmişti, siz de helal ettiniz mi?" şeklindeki soruya Başbakan Erdoğan, "Allah amelince rahmet etsin. Bizden yana bizim de hakkımız helal olsun" diye cevap verdi. Geçen yıllar içinde kitap haline gelecek oranda hatıraları olduğunu kaydeden Erdoğan, "Ben 18 yaşımdan itibaren parti teşkilatlarının içinde aktif rol aldım. Ta gençlik kollarından başlayıp İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı'na varıncaya, ilçe başkanlıklarından başlayıp il başkanlığı, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeliğine varana kadar sürekli yanında bulunduk. 30 yıl yanında bulunduk. Bunun 10 yılı bizim partiyi kurduktan sonraki sürecimiz. 30 yılın içinde 4.5 yıllık İstanbul Belediyle Başkanlığım süreci, cezaevi süreci ve partinin kapatılmasıyla birlikte yeni sürece kendi partimizi kurarak yolumuza devam ettik. Sürekli olarak hocanın iddialı, takipçi ve bir o kadar da sorgulayan yapısı içinde de bir il başkanı olarak en başarılı sınav veren bir İstanbul il teşkilatının başındaydım. Sürekli olarak birinciliği biz alırdık. Örnek bir teşkilattır. Hoca marifet iltifata tâbidir diye belge vermeyi severdi. Taktir belgelerini genellikle İstanbul alırdı. Merhum Erbakan, iddiasından hiçbir şey kaybetmeden yürüdü" şeklinde konuştu.
Darbe sonrası 'Necmettin Bilal'
Başbakan Erdoğan, gazetecilere merhum Necmettin Erbakan ile ilgili unutamadığı bir hatırayı da aktardı. 12 Eylül darbesinden sonra Mamak'taki mahkeme için ziyaret kuyruğunda olduğu sırada, eşi Emine Erdoğan'ın doğum yaptığı haberini aldığını söyleyen Erdoğan, "Mahkeme kuyruğundayken eşimin doğum haberini aldık. Ve arkadaşlarla şakalaşmaya başladık. Arkadaşlardan biri, 'Ne düşünüyorsun, Necmettin koy' dedi. Ben de eşime 'Necmettin koyalım' dedim, o da 'Bilal koyacaktım' dedi. Şule Yüksel Hanım'ın Huzur Sokağı kitabından çok etkilenmiş. O zaman göbek adı 'Bilal' olsun dedim. Böylece 'Necmettin Bilal' koyduk" dedi.
'28 Şubat'tan eser kalmadı
Erbakan'ın Türkiye'de tek başına olmasa da birinci parti olmayı başardığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Birinci parti olduğu dönemde de Tansu Hanım'la birlikte Refahyol hükümetini kurabildiler. 1 yıllık Başbakanlık dönemi sonrası '28 Şubat' olayı oldu. '28 Şubat'ı artık tarihe kayıt düşenler yazmaya başladı. İyi olanları diyemeyeceğim, tüm karanlık yönleri yazmaya başladılar. Karanlık yönlerini ortaya çıkmasıyla birlikte kendilerini temize çıkarmak isteyenler de oldu" ifadelerini kullandı. "28 Şubat 1000 yıl sürecek" iddiasını gazetecilerin hatırlatması sonrası ise Erdoğan, "Böyle bir şey oldu mu, sürdü mü, şu anda eser kaldı mı? Artık bu tür müdahalelerin olmadığı bir Türkiye'deyiz. Ne diyoruz, artık demokrasi demiyoruz, 'ileri demokrasi' diyoruz. 'İleri demokrasi' Türkiye'ye bir şey kaybettirmez" diyerek, '28 Şubat'ın faturasını siyasi partilerin yanında milletin ödediğini belirtti.
Kapatmaya çalıştılar
"Merhum Erbakan'ın kurduğu 4 partinin 4'ünün de kapatılmış olmasını neye bağlıyorsunuz?" şeklindeki soruyu ise Erdoğan, "Biz de varız. Ben de varım o 4'ün içinde. Biz de kapatmanın kenarından döndük. AK Parti ile ilgili kapatma davasının bize ödettiği kayıpları açıkladım. 10 milyar dolar. O bize patinaj yaptırdı ve ardından küresel kriz geldi" diye yanıtladı. Genelkurmay Başkanı'nın Erbakan hakkındaki açıklamasını nasıl bulduğu yönündeki bir soruya da Başbakan, "İçerik olarak Sayın Genelkurmay Başkanımız kendisine yakışan beyanatta bulundu" şeklinde cevap verdi.
27 Nisan'da dik durduk, Türkiye kazandı
'27 Nisan Bildirisi'ne dair açıklamalarda da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat hadisesinin 27 Nisan Bildirisi'ne karşı nasıl tavır almaları gerektiği konusunda önemli bir tecrübe olduğunu aktardı. "Daha önce yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorduk. 27 Nisan olayı belki aynısı olmayabilirdi; ama yayınlandığında arkadaşlarla toplandık, değerlendirmemizi yaptık. Ertesi gün duruşumuzu ortaya koyduk. Ben ona ertesi gün demiyorum, aynı gün... Ve Türkiye kaybetmedi, Türkiye kazandı" ifadelerini kullanan Erdoğan, 27 Nisan Bildirisi'ne karşı hükümetin geri adım atmayışıyla birlikte bütün dünyanın Türkiye'yi konuşmaya başladığının altını çizdi. Süreç sonrası ülkenin özgüveninin arttığını dile getiren Erdoğan, "Yatırımcılarımıza dünyada gittikleri yerde ortaklıklar öneriliyor. 59 milyar dolar yatırımı bu şekilde çektik. Seçimden sonra ise 'patlama' olacak" diye konuştu.
Yargı reformu
'Geciken adalet, adalet değildir' düsturu içinde sürecin hızlandırılması lazım. Yargıtay'daki düzenleme ve istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle birlikte uzun tutukluluk süreleri olmayacaktır.
Yerli otomobil
Ford olarak alışılmış konseptin içinde değil de başka bir modelle çıkmak gibi bir çalışmaları varmış. Rahmi Koç'a da dedim. 'Niye Koç olmasın' dedim. 'Otosan olsun' dedi. Olur dedim.
Kürt aydınlar
Şivan'ın (Perver) durumu çok ileri boyutlara ulaştı. Tehdit altında. Kemal Burkay bu konuda özellikle siyaset içinden ve fikri derinliği de olması nedeniyle, Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını iyi bilenlerden olması nedeniyle çok önemli. Buyursunlar gelsinler demekten başka bize düşen bir şey yoktur.
Almanya'ya vize
Angela Merkel'le vize konusunu görüştük. Vizeyle ilgili olarak göçmenler ve kaçak göç olayından çok endişe ediyorlar. Biz de kendilerine 'iki kademe' önerisi getirdik. Birinci kademede sanatçılar, akademisyenler, sporcular, işadamları yer alır. Öncelikle bunların önü açılır sonra diğer kademeye geçilir. Bunlarla ilgili talimatı verdi, not ettirdi.
Kıbrıs meselesi
Merkel ile Kıbrıs ziyareti üzerinde de durduk. 'Türkiye'ye yönelik en ufak olumsuz açıklamam olmadı' dedi. Orada Hristofyas ile Kuzey arasında 47 görüşme yapıldı. Ama Güney hep kaçıyor. Buna inanamadı. 'Ciddi misiniz?' dedi. 47 görüşme bunun teminatıdır. Bu konuda başka bir alternatif daha getirdim kendisine. Gelin Ercan Havaalanı'na Lufthansa'yı indirelim. Ercan'a Lufthansa'yı indirebilirseniz, biz de limanları açalım. Buna cesaret edemiyorsanız İngiltere garantör ülkedir. British Airways, Ercan'a insin; limanları açalım dedim. 'Bunu da çalışalım' dedi.
Terör örgütünün seçim baskısı
Berlin dönüşü uçakta yaptığı açıklamada PKK terör örgütünün eylemsizlik kararını kaldırmasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, "Benim terör örgütü üzerinde söyleyecek lafım hiçbir zaman bir pazarlık mealinde olmaz. Terör örgütüne karşı devlet şu ana kadar aldığı tedbirler neyse o tedbirleri alır. Süreci aynı şekilde devam ettirir" ifadelerini kullandı. Halkın huzuru için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyleyen Başbakan, "Hükümet olarak devleti biz yönettiğimize göre, hukuk içinde yasalar bize neyi emrediyorsa halkımızın huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız. Parlamento çatısı altında bir siyasi partinin ilintiler kurması, her seçim öncesi bu tür tehditleri savurmak sadece demokratik iradesini kullanmak isteyenler üzerinde bir baskı oluşturmaktır, başka bir şey değildir" şeklinde konuştu.
YSK beni sabote mi ediyor!
Başbakan Erdoğan, gurbetçi vatandaşların Almanya'daki 13 konsoloslukta açılacak sandıklarda oy kullanabilmelerine ilişkin yapılan düzenlemeye Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 'teknik altyapı yetersizliği ve güvenlik endişesi' nedeniyle karşı çıkmasına tepki gösterdi: "Merkel'in ağzından şunu duydum. 'Bizden yana engel yok' dedi. Ama bizim Yüksek Seçim Kurulu ben orada konuşurken karar alıyor.
Arkadaş beni sabote mi ediyorsunuz!" Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı kararın bağlayıcı ve kesin olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Almanya dışı ülkeler için yeni bir karar alma durumu doğabilir mi, buna bakacağız" diye konuştu. "Avrupa'da oy verecek 3 milyon vatandaş çıkabilir" diyen Erdoğan, YSK'nın aldığı bu kararın, yurtdışındaki vatandaşların seçme ve seçilme özgürlüğüne vurulmuş bir tokat olduğunu ifade etti.