Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı’nda birlikte hareket ettikleri MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin af önerisine ilişkin “Bizim gündemimizde af diye bir şey yok. Yani bu konularda kimse bize farklı yaklaşım göstermesin” açıklamasında bulundu. “Şu anda parlamentonun böyle bir işlevi yok” diyen Erdoğan, “Biz kalkıp da bu işi oya tahvil etmek için bir af çıkarmayız" ifadelerini kullandı.
Avusturya’nın ülkedeki 7 camiyi kapatma kararı almasına da değinen Erdoğan, “Batı dünyasının, bu adamlarına çekidüzen vermesi gerekir. Eğer bunlar çekidüzen vermezse, bu hesaplar farklı bir şekilde yapılmaya doğru gidecektir. Neymiş? Oradaki bizim din adamlarımızı Avusturya'nın dışına atacaklarmış. Ya siz bunu yaparsınız da biz boş mu dururuz? Biz de bir şeyler yaparız demektir” şeklinde konuştu.
“Gündemimizde af yok”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Sivil İrade Platformu tarafından Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezinde düzenlenen iftar programı sonrasında Zeytinburnu Merkezefendi’de vatandaşlarla bir araya geldi. Erdoğan, Zeytinburnu'nda teravih sonrası da vatandaşlara seslendi.
Erdoğan, "Bakınız şunu bilin; bizim gündemimizde af diye bir şey yok. Yani bu konularda kimse bize farklı yaklaşım göstermesin. İnsan eğer yargı haklarında bir hüküm vermiş de içeriye girmişse, onları affetme yetkisi bizim değil, bu bir. İki; şu anda parlamentonun böyle bir işlevi yok, bu da ortada. Biz kalkıp da bu işi oya tahvil etmek için bir af çıkarmayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "24 Haziran alışılmış seçimlerden değil. Büyülü zenginliğin yeri olan Anadolu ve elbette İstanbul tarih boyunca hep medeniyetlerin boy verdiği dünyanın en bereketli toprakları olmuştur. " dedi.
Erdoğan, "Ecdadımız lugatında hiçbir zaman öteki mefhununa yer vermedi. Onun yerine başka tanımını seçti. Bu topraklardaki tüm başkalar bizimdir. Kurtuluş savaşına da böyle girdik. " diye konuştu.
“Fabrikaları kapatıp, kıraathane açacak’ diyorlar”
“Yola koyulduktan sonra ekonominin kısa sürede şaha kalktığını, refahın arttığını, yollar yaptıklarını, havaalanları açtıklarını, hastaneler inşa ettiklerini, okullar, fabrikalar kurduklarını” belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama bugün gazetelerden bir tanesinde bir şey okudum. Ana muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı diyor ki 'fabrikaları kapatıp, kıraathane açacaklar.' Bunlar zavallı, bunlar çırak bile değil. Bunlar, okuma seferberliğine de karşı. Çünkü bunlara kıraathaneyi sorduğun zaman 'nedir?' diye. Herhalde okey masasının kurulduğu yer diye zanneder veya iskambil kağıtlarının olduğu yer zanneder. Ey cahil fizik öğretmeni olabilirsin ama sen kıraathanenin ne anlama geldiğini bilmiyorsun."
Millet kıraathanelerini kuracaklarını, artık her ilçede bir veya birkaç tane bu kıraathanelerin adeta butik kütüphaneler olacağını aktaran Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı'nda Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nin yer aldığını, Rami Kışlası'nı da Rami Kütüphanesi'ne çevireceklerini söyledi.
Ankara'daki kütüphanenin 5 milyon cilt, Rami Kütüphanesi'nin ise 7 milyon cilt kitap alacak bir kütüphane olacağını açıklayan Erdoğan, her ilçede de millet kütüphaneleriyle farklı projeleri hayata geçireceklerini, oralarda 24 saat çocukların, yetişkinlerin dergi, gazete, kitap okuyacağını, internetten yararlanacaklarını, kek ve çay ikramının yapılacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Muharrem anladın mı ne işe yararmış bu? Burada fabrikaları kapatmaya gerek yok. O bizim işimiz değil sizin işiniz. Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasını kapatıp da gaz ocağı fabrikasına dönüştüren siz oldunuz." diye konuştu.
Avusturya'ya sert tepki
Avusturya'nın 7 camiyi kapatma kararına ilişkin Erdoğan, "Bunun için de özellikle Batı dünyasının, bu adamlarına çekidüzen vermesi gerekir. Eğer bunlar çekidüzen vermezse, bu hesaplar farklı bir şekilde yapılmaya doğru gidecektir. Neymiş? Oradaki bizim din adamlarımızı Avusturya'nın dışına atacaklarmış. Ya siz bunu yaparsınız da biz boş mu dururuz? Biz de bir şeyler yaparız demektir." dedi.
Erdoğan, "Kürt olmak başka bir şey, terörist olmak başka bir şey. Yıllarca öteki muamelesi yapılmış milyonlarca kardeşimiz kendilerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğunu hissettiğini gördük. Bu kararlılıkla çalışmaya devam ettik. Meğerki karşımızdakilerin derdi başkaymış. Onlar yeniden terör yöntemlerine soyundular. Çukur kazdılar, mahalleleri işgal ettiler. Roketler istiflediler. Gördük ki bunların derdi birinci sınıf vatandaşlık değilmiş. Bunlar emperyalistlerin oyunlarına piyonluk yapmayı seçtiler. Biz bu terör koridorunu boş bıraksaydık, bugün Türkiye'nin güneyi çok zor durumda kalacaktı. " ifadesini kullandı.
"Terör örgütü yandaşları insanları sürdü, biz geri getirdik"
Erdoğan, "Diyarbakır Belediyesi'nin önünde ağlayan analar kimdi? O anaların yavrularını Kandil'e kaçırdılar. Kaçıranlar sözde Kürt, onlar terörist. Yasin Börü Kürt değil miydi? Yasin Börü kaç yaşındaydı? 15-16 yaşında. Yasin Börü ne yapıyordu? Kürt fakir fukaraya bir şeyler dağıtıyordu. Onu acımasız bir şekilde öldürmediler mi? Kimdi öldürenler? Yine sözde Kürt. Yok ya değil. Teröristti, terörist. Bunları karıştırmayalım. Terör örgütü yandaşları insanları sürdü, biz geri getirdik. Onlar aç bıraktı, biz iş verdik. Silahın patladığı yerde söz biter. Son terörist etkisiz hale getirilene kadar bu mücadele devam edecek. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda Diyarbakır artık adeta Doğu'nun Güneydoğu'nun bir İstanbul'u oldu. Bu onlara kalsa olur muydu? Ama benim özellikle Güneydoğu'daki kardeşlerim hala bu inceliğin farkında değil. Ben onlardan şimdi destek istiyorum, yardım istiyorum, el ele verelim de bu işi bitirelim." ifadesini kullandı.
"Topyekûn Türkiye'nin geleceğini kurtardık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bölücü örgüte karşı yürüttüğümüz operasyonlarla topyekûn Türkiye'nin geleceğini kurtardık. Teröristler yıktı, biz inşa ettik." ifadesini kullandı.
"Bizim önümüzde uzun bir demokrasi ve kalkınma yolculuğu var." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Dünyanın en güçlü silahlarından birine sahibiz"
"Biz bazıları gibi ne petrol kuyularına ne de gaz rezervlerine sahibiz ama biz onlardan daha zengin ve daha özgürüz. Çünkü biz demokrasi gibi, serbest seçimler gibi, milli iradenin üstünlüğü gibi dünyanın en güçlü silahlarından birine sahibiz. Ne zaman dara düşsek, ne zaman çıkmaza girsek çok partili hayatımızın bize bir hediyesi olan serbest seçimleri devreye sokuyor, milletimizin her şeyi yeni baştan düzenlemesi yoluna gidiyoruz."