Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin olarak Ermenilerin arşivlerini açmaları gerektiğini belirterek, açılan arşivlerin üzerinde gerekli çalışmaların yapılması, karar verilmesini ve buna hep beraber uyulması gerektiğini kaydetti.
ABD Başkanı George W. Bush'un ev sahipliğinde düzenlenecek G-20 ülkeleri ekonomi czirvesine katılacakolan Erdoğan, "Umuyorum ki, ABD'nin yeni yönetimi de herhalde bunları değerlendirmeye alacaktır, yoksa böyle basit siyasi lobilerle, kulislerle bir ülke hakkında karar verilmez" dedi.
Erdoğan, Columbia Üniversitesi'ndeki "Geleceğin Şekillendirilmesinde Türkiye'nin Rolü" başlıklı konuşmasında, dinleyicilerin sorularını da yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB süreci ve Batıyla ilişkileri ile Orta Doğu'daki ilişkileri arasında zıtlık olup olmadığının sorulması üzerine, 1.5 milyarlık İslam dünyasının Türkiye"nin AB sürecini dikkatle izlediğini belirtti. Türkiye'nin AB içinde yer almasının özellikle Hristiyan ve Müslüman dünyaları arasında köprü görevini oluşturacağını ve demokratikleşme sürecine ciddi katkıda bulunacağını söyledi. Türkiye’nin demokratik ve laik bir hukuk devleti olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliğinin, Batı ile İslam dünyası arasındaki süreci de olumlu yönde etkileyeceğini söyledi.
İslam dünyasındaki tüm ülkelerin Türkiye’nin burada mesafe alışını hep takdirle karşıladıklarına işaret eden Erdoğan, bunun da kendilerine teşvik olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği yolunda aynı kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğini belirtti.
Türkiye'nin BMGK üyeliği ve Dağlık Karabağ
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin BMGK üyeliğine seçilmesinin ardından Güvenlik Konsey masasına Karadağ ya da Kafkaslarla ilgili bir sorun geldiğinde, kendi milli politikasını mı yoksa BM’nin politikalarını mı izleyeceğinin sorulması üzerine, Dağlık Karabağ ile ilgili BM’nin bir yaklaşımı olduğunu, bundan sonra da BM’nin bu yaklaşımını hızlandırma görevi olduğunu ve Türkiye’nin buna katkısının önemi bulunduğunu belirtti.
Dağlık Karabağ’daki durumun iyi incelendiğinde bu sorunun çözülmemesi için çok fazla neden olmadığını, ancak Ermenistan’ın bölgeye 1 milyon insanını yerleştirmesinin söz konusu olduğunu kaydetti. Erdoğan bu kapsamda Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki son Moskova görüşmelerinde Aliyev ve Sarkisyan’ın önemli adım attıklarını, iki liderin ikinci görüşmeyi Türkiye’de yapmalarını istediklerini belirtti.
Erdoğan şöyle konuştu:
"Buralarda alınacak mesafeyle, çok açık söylüyorum’ Diasporanın oyununa gelmeden burada milletin sesine tercüman olarak bir adım atmak bu süreci hızlandırır ve buradan da olumlu bir netice çıkar. Bu neticenin çıkması o bölgenin bütününün hayrınadır, Ermenistan’ın da hayrınadır. Çünkü Ermenistan kendi coğrafyasında birçok sıkıntıları yaşamaktadır. Dağlık Karabağ da aynı şekilde bu sıkıntıları yaşamaktadır."
Erdoğan bu kapsamda çözümün bölgedeki ciddi sıkıntıların giderilmesine yardımcı olacağını, aynı zamanda Türkiye, Ermenistan ilişkileri açısından da yeni bir adımın ve sürecin başlamasına da vesile olabileceğini söyledi.
Obama yönetimi ve Ermeni iddiaları
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı seçilen Obama ve ekibinin Ermeni iddialarına yakın durmasına karşı nasıl bir duruş sergileyeceğinin sorulması üzerine, Türkiye, aleyhine ABD’deki diasporanın yürüttüğü kampanyayı adil görmediklerini, kabullenmediklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan, Ermenistan’ın eski cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’a 2005 yılında bir mektup gönderdiğini, bu işi tarihçilere bırakmayı önerdiğini anımsattı. Onların yapacakları çalışmanın siyasetçilere sunulmasını istediklerini, eğer bir hesaplaşma gerekiyorsa bunu Türkiye’nin yapacağını, Türkiye'nin geçmişinden asla bir endişesi olmadığını, ancak Ermenilerin bu öneriyi kabul etmediklerini söyledi.
Erdoğan "Bizim bu teklifimiz hala geçerlidir. Bırakalım bunu tarihçilere, yapsınlar çalışmalarını, getirsinler önümüze,( Ermeniler) arşivlerini açsınlar, biz arşivlerimizi açtık. Şu anda 1 milyon üzerinde belge bizde incelenmiş hazır durumda, onların da kendi arşivleri varsa buyursunlar, açsınlar, bunların üzerinde çalışmalar yapılsın ondan sonra karar verilsin ve bu karara hep beraber uyalım" şeklinde konuştu.
Erdoğan bu konudaki sözlerini, "Umuyorum ki, ABD'nin yeni yönetimi de herhalde bunları değerlendirmeye alacaktır, yoksa böyle basit siyasi lobilerle, kulislerle bir ülke hakkında karar verilmez’’ diye tamamladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği konusundaki bir soru üzerine, bu konuda değişiklik yapmanın bazı koşullarının bulunduğunu, bu noktada sıkıntılar olduğunu söyledi. Söz konusu sıkıntıları çözebilmek için belli bir çoğunluğa sahip olunması gerektiğini belirten Erdoğan, o çoğunluğa sahip olunmaması durumunda birşey yapılamayacağını belirtti.
Erdoğan, muhalefetin anayasa değişiklikleri konusunda destekledikleri ve desteklemedikleri konular bulunduğunu, ancak çalışmaların devam ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, meclis başkanının diğer siyasi partileri uzlaşma komisyonu kurmaya davet ettiğini, ancak ana muhalefet partisinin böyle bir uzlaşma komisyonu içerisinde olmak istemediğini, bunun da anayasa değişiklikleriyle ilgili farklı sıkıntılara yol açtığını belirtti.
Erdoğan, sürdürülen çalışmalardan netice alınırsa, anayasa değişikliğiyle ilgili sürecin devam ettirileceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, İslam Konferansı Teşkılatı (İKT) içindeki rolü ve İKT'nin, İsrail-Filistin sorunu konusundaki rolüyle ilgili bir soru üzerine ise İKT'nin, İsrail-Filistin sorunuyla ilgili elinden gelen katkıyı koyduğunu, Arap Birliği'nin de kendi çalışmalarının bulunduğunu söyledi.
Erdoğan "Burada yüzde yüz bir başarı elde edilir veya ediliyor dersem bu da yanlış olur, fakat mücadeleden yılmadan şu anda İKT'nin üyelerinin belli bir kısmı bir gayretin içerisinde, genel sekreterlik büyük bir gayretin içerisinde, çalışmalar yapılıyor. Ama her çalışma netice getiriyor dersek kendimizi aldatırız, her çalışma da beklediğimiz neticeleri vermiyor" dedi.
İKT'nin, Filistinlilerin içerisinde tarafların birbirleriyle barışmasına yönelik önemli çalışmaları olduğunu belirten Erdoğan, ancak bu çalışmalardan bir netice alınamadığını söyledi. İKT'nin, İsrail-Filistin sorununun çözülmesine yönelik de gayretlerinin olduğunu belirten Erdoğan, "Temenimiz daha güçlü bir İKT ile bu çalışmalardan netice alınır hale gelmektir, biz de buna her türlü katkıyı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, BM'nin reforme edilmesiyle ilgili olarak Türkiye'nin görüşlerinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
"Şu ana kadar tabii biz (Konseyi) hep dışarıdan izledik, ama şimdi içine giriyoruz. Hazırlıklarımız var ama orada durumu gördükten sonra daha farklı yaklaşımlarımızla sürece etkili olmaya çalışacağız" dedi.
Erdoğan, bu kapsamda BM'nin eski genel sekreteri Kofi Annan'ın 2004 yılında Kıbrıs konusuyla ilgili bir rapor hazırladığını, ancak bu raporun BM Güvenlik Konseyi'nde 4 yıldan bu yana durduğunu belirterek, konunun açıklığa kavuşması gerektiğini söyledi. Erdoğan, normal olarak Genel Sekreter raporlarının 1 yıldan fazla bir süre Konsey'de durmadığını da ifade ederek, başka ülkelerin bu tür raporlarının olup olmadığına bakılması gerektiğini söyledi.
Güvenlik Konseyi'nin, dünyadaki güvenlik ortamının hazırlanmasında büyük rol oynadığını söyleyen Erdoğan, BM'nin 151 üyesi tarafından oy verilen Türkiye'nin görevini en iyi şekilde yapacağını söyledi.
Erdoğan "görevimiz ağır, gereğini yapacağız" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasını Devlet Bakanı Nazım Ekren, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da izledi.