Ekonomi

Erdoğan ve Baykal TOBB'da barıştı

TOBB Genel Kurulu, siyasetin zirvesini bir araya getirdi. Başbakan Erdoğan, yeni bakanlar ve Deniz Baykal kurula davetliydi.

03 Mayıs 2009 03:00
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 64. Olağan Seçimli Genel Kurulu kabine revizyonundan sonra yeni bakanların da katılımıyla yapıldı. Hisarcıklıoğlu yeniden başkan seçildi.

Baykal ve Erdoğan'ı yine TOBB barıştırdı
Hisarcıklıoğlu yeniden TOBB Başkanı seçildi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu, siyasetin zirvesini bir araya getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, köklü revizyona uğrayan Bakanlar Kurulu'nun üyeleri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kurula davetliydi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, siyasetçileri tartışmaları terk edip ekonomik kriz gündemine odaklanmaya çağırdı.

TOBB ETÜ'de gerçekleştirilen Genel Kurulun açılışında bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, 2007'den itibaren Türkiye'de siyasi kutuplaşmanın başladığını ve ekonominin geri planda kaldığını söyledi.

TOBB Başkanı'ndan siyasilere çağrı

Küresel krizin Türkiye'ye etkilerine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'nin artık gerçek gündemine dönmesini, ekonomiye odaklanmasını istiyoruz" dedi. TOBB Başkanı, her eleştirinin suçlama olarak algılanmaması, her eleştirinin de suçlamaya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin yeni bir ekonomik programa, bir yol haritasına ihtiyaç duyduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, bunun ilk adımının toplumsal uzlaşma olduğunu kaydetti.

Erdoğan hasasiyetlere değindi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, TOBB Genel Kurulu'nda Hisarcıklıoğlu'nun ardından kürsüye çıktı ve bir konuşma yaptı.

Erdoğan istikrarı koruma sorumluluğunun sadece iktidara düşen bir görev olmadığını, toplumun tüm kesimlerinin bu hassasiyeti gözetmek durumunda olduğunu söyledi.

Gerek kendisinin, gerekse bakanlarının böylesine geniş bir istişare ortamından uzak kalmalarının düşünülemeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, burada tartışılan konulara, alınan kararlara büyük bir hassasiyetle yaklaştıklarını söyledi.

‘Diyaloğu içi boş slogan
olarak algılamıyoruz’


İstişare, diyalog ve müzakere gibi kavramları, içi boş sloganlar gibi algılamadıklarını, içini doldurmak için, tüm boyutları ile somutlaştırmak için önemli adımlar attıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Sosyal taraflar, meslek kuruluşları, konunun muhatapları ile her zaman birlikte olmaya, istişare etmeye, meseleleri uzlaşı zemininde ele almaya gayret gösterdik" dedi.

Diyalog, uzlaşı, müzakere, istişare gibi kavramların, demokratik kültürün olmazsa olmazlarından olduğunu anlatan Erdoğan, "Güven ve istikrar ortamının ancak toplumsal ve kurumsal bir mutabakatla ile sağlanabileceğine inandık. Tüm adımlarımızı bu hassasiyetle attık. Gerilim, çatışma ve krizin, güven ve istikrarın en önemli düşmanı olduğu düşüncesiyle, her zaman uzlaşının, diyaloğun ve katılımcı bir yaklaşımın taraftarı olduk. Hiçbir zaman kavganın, kutuplaşmanın tarafı olmadık. Bundan sonra da bunun ülkemize ve iktidarımıza faydası olacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Faiz oranlarını, yüzde 62.7'den devraldıklarını, şu anda 12 ila 17 aralığına çekilmiş durumda olduğunu kaydeden Erdoğan, "Devletin borçlanma faizini söylüyorum. Ama bankalar yaptığı uygulama noktasında, Sayın Hisarcıklıoğlu'nun söylediklerini aynen paylaşıyorum, bu hassasiyeti ben de paylaşıyorum. Şu anda Merkez Bankası, tek haneli rakama düştüğünü açıkladı, ama bazı bankaların 'biz aynı faiz oranlarını kabul etmeyiz veya bunu paylaşmak durumunda değiliz' gibi yaklaşımları anlaşılır değil. Bunlar birer ölçüdür. Bu ölçüyü onların da paylaşması gerekir" dedi.

'Kimse vazgeçilmez değildir'

Başbakan Erdoğan konuşmasında dün yaptığı kabine revizyonuna da değindi. Değişimi yakalayamadan gelişimin sağlanamadığını belirten Erdoğan "Hiç kimse vazgeçilmez değildir, hiç kimse alternatifsiz değildir. Hepimiz, oturduğumuz bu koltuklar, bu makamlar bilelim ki fanidir, gelip geçicidir. Değişim, hayatın temel dinamiklerinden biridir'' dedi. Başbakan şöyle konuştu:

"Herkes değişim olgusuyla yüzleşmek, zamanın ruhunu kavrayacak bir tekamüle ulaşmak durumundadır. Değişimi yakalayamayanları değişim yakalar. Değişim rüzgarları önüne alır ve sürükler. Soğuk savaş döneminin kalıpları ile bugün dünyayı nasıl algılayamazsak, evrensel kriterlerden nasibini alamayan, çağdaş normları kavrayamayan, kendine özgü anlayışlarla dünyayı algılayamaz, dünya ile rekabet edemeyiz. Bu ekonomide de böyledir, siyasette de böyledir, dış politikada da böyledir. Bu yüzden seçimlerde, milletimizin verdiği mesajı herkesin doğru okumasını, değişim dönüşüm taleplerini iyi analiz ederek, politikalarına yansıtması gerekiyor.''


Erdoğan: "Yargısız infaz yapmayalım"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davasıyla ilgili "Yargısız infaz yapmayalım. Suç sabit olmadıkça kimseye 'suçlu' deme hakkımız yok, bunu bilmemiz lazım ama bırakalım süreç işlesin, suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılsın" dedi.

Başbakan Erdoğan, TOBB'un genel kurulunda yaptığı konuşmada, bir kısım anayasal düzenlemeler yapmanın kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, yapılacak düzenlemeleri görmeden, "hayır biz yokuz" anlayışı sergilemenin uzlaşı ve mutabakat zemini olmadığını kaydetti.

Erdoğan, Türkiye'nin 3 Kasım 2002 seçimleriyle değişim, dönüşüm, ilerleme, kalkınma, refah ve huzura kavuşma iradesini ortaya koyduğunu ve bugün de bunun muhafaza edildiğini anlattı.

Başbakan, "Bütün kurumlarımızla, demokrasinin tüm unsurlarıyla, sivil toplum örgütlerimizle, bizzat milletimizin kendisiyle el ele, omuz omuza tam bir mutabakat zemininde geleceğe doğru ilerliyoruz, ilerleyeceğiz; bundan hiç endişemiz yok" dedi.

"Türkiye'de mutabakat zemini asla ve asla bozulmamıştır. Birtakım çıkar çevrelerinin şahsi kayıplarından dolayı bir kaos manzarası çizmeye çalıştıklarını görüyoruz" diyen Başbakan, "Ancak Türkiye, azimle, kararlılıkla ve mutabakat zemininde yoluna devam ediyor. Türkiye'de on yılların ardından nihayet oluşan mutabakat zeminini tahrip etmeye yönelik girişimler olduğunu, teşebbüslerde bulunduğunu biliyoruz" diye konuştu.

"Siyasetçinin faaliyet alanı bellidir"

Siyasetçinin faaliyet alanının belli olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Nasıl ki sanayicinin, tüccarın, borsacının, çiftçinin, işçinin, memurun ilgi alanı belliyse siyasetçinin de hakimin de savcının da faaliyet alanı bellidir" dedi.

Erdoğan, "Ortada son derece vahim iddialar var. Her hafta bir yerlerde içi, nereden geldiği belli olmayan silahlarla dolu çukurlar açılıyor. Her gün tarihimizin karanlık bir noktasını aydınlatmaya yönelik iddialar ortaya atılıyor. Bu iddialar sadece benim hükümetime, partime, benim arkadaşlarıma yönelik saldırıları dile getiren iddialar değil. Bu iddialar Türkiye ekonomisinin, siyasetinin, istikrarının, huzurun, barışın, kardeşliğin hedef alındığına yönelik iddialardır. Bırakalım hukuk işlesin, bırakalım ak ile kara ortaya çıksın. Yargısız infaz yapmayalım" diye konuştu.

Başbakan sözlerine, "Suç sabit olmadıkça kimseye 'suçlu' deme hakkımız yok, bunu bilmemiz lazım ama bırakalım süreç işlesin, suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılsın. Kimseye de suçlu nazarıyla nihai karar verilmeden bakmayalım, sürece yardım edelim, süreç içinde sorumluluklarımızı yerine getirelim, susmak gerekiyorsa susalım. Bu iddialara destek vermek taraf olmak değildir. Bu meseleyi taraftarlık meselesi olarak değil, hukuk meselesi olarak görerek, hukuki süreçlerin sağlıklı işlemesine destek olmaktır. Ne geçmişin karanlık notlarına ışık tutabilir, ne de geleceğimiz aydınlatabiliriz" diye devam etti.