Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, varlığı çok tartışılan İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesiyle ilgili olarak hazırlanan Adli Tıp Raporu’nda ıslak imza olduğu kanaatine varıldığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı öne sürülen “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı belgenin ıslak imzalı haliyle ilgili Adli Tıp raporunun savcıya ulaştığını açıkladı. Erdoğan, “Adli Tıp’ın raporunda ıslak imza olduğuna emin olma noktasında kanaate varılıyor” dedi. Gözler şimdi, geçtiğimiz aylarda “Islak imzaya sahip belge olmadığı için sonuca ulaşılması mümkün değil” açıklamasını yapan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a çevrildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, önceki gün Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla yaptığı toplantının ardından sorular üzerine “Soruşturma gizli. Bende öyle bir bilgi yok” dedi.
Başbakan Erdoğan ise dün Pakistan yolculuğu öncesi Antalya Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında, Çiçek’in imzasını taşıdığı iddia edilen belgenin aslına ulaşıldığı yönündeki soruları yanıtladı. Erdoğan, Ak Parti’nin de suç duyurusunda bulunduğu belge konusunda şunları söyledi:
‘Ulaşmış olmalı’
“Devlet yapımız yasama, yürütme, yargıdan oluşur. Yürütme olarak bize ne düşerse biz onu sonuna kadar yapacağımızı söyledik. Bundan sonra aynı kararlığın içerisindeyiz. Akşam farklı sabah farklı konuşmayı sevmem. Şu anda süreci yargı devam ettiriyor. Emniyet teşkilatına görev düşmesi halinde konu takip edilir. Şu anda savcılığın elinde olan belge ne denli sağlamdır? Adli Tıp raporunun savcı beye ulaşmış olması lazım. Bunu savcı bey nasıl değerlendirecektir, ilgili mahkeme nasıl değerlendirecektir, bu onların takdiridir. Doğrular ortaya çıksın, gerçek ortaya çıksın. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletini kimsenin zan altında bırakmaya hiç kimsenin hak ve selahiyeti yoktur. Böyle bir şeye de bizler asla aracılık edemeyiz.” Erdoğan böylece, belgenin varlığını ve Adli Tıp tarafından incelendiğini doğrulamış oldu.
‘TSK’ya leke’
Pakistan yolunda uçakta konuşan Erdoğan, “irtica belgesi diye adlandırılan belgenin aslının cumhuriyet savcısına ulaştığı ve adli tıbbın da imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait dediği yönünde bir haber var. Bu haber size ulaştı mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Tabii bu son gelişmeler ilginçtir. Yani ismi bilinmeyen bir subayın gönderdiği bir ihbar mektubuyla ortaya çıkıyor. Orada ıslak imzanın olduğu ve adli tıbbın verdiği raporda da bunun el ürünü olması noktasındaki bir kanaate varıldığı söyleniyor. Tabii bundan sonraki süreç savcı ile mahkeme arasındaki süreç olacaktır.
Bu tür olayların sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu tür olaylarla da devletimizi lekeletmemeliyiz. TSK zaten böyle bir gölgeyi kabullenmez, böyle bir lekeyi kabullenmez. Bunun için de tabii yasal süreç artık yargıda devam ediyor.”
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ile bir görüşmesinin olmadığını da söyledi.
Genelkurmay: Haberler kaygı verici
Genelkurmay Başkanlığı “ihbar mektubu ve odağındaki gelişmelerin öncelikle medyaya servis edilmesi”nden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek “haberin veriliş biçimindeki ölçü ve duyarlılığın yayın organlarına göre farklılık gösterdiği”ni vurguladı.
Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, dün medyada yer alan haberlerle igili şu görüşlere yer verildi: “Bugün (dün) bazı gazetelerde yer alan bir ihbar mektubu ve mektubun odağındaki gelişmelerin öncelikle medyada yer almasının sağlanması, hukuk devleti adına kaygı verici ve çok düşündürücüdür. Benzerlerine sıklıkla rastlanan ihbar mektubu haberinin medyada veriliş biçimindeki ölçü ve duyarlılık derecesinin yayın organlarına göre gösterdiği farklılık da hayli dikkat çekicidir. Hukuk devletinde her şeyin yasalara uygun olarak yürütülmesine hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun itirazı olamaz.”
Belgenin gerçekliği konusunda ilk soruşturmayı yürüten ancak aslına ulaşılamadığı gerekçesiyle dosyayı kapatan Genelkurmay Askeri Savcılığı, Taraf gazetesinde 12 Haziran’da “Ak Parti ve Gülen’i bitirme planı” başlığıyla yayımlanan planla ilgili soruşturma başlatmıştı. 12 gün süren soruşturma sonunda Çiçek hakkında takipsizlik kararı verilmiş, askeri savcılık, Çiçek’in görev yaptığı birimdeki 14 bilgisayar ve Genelkurmay Muhabere Merkezi’ndeki ana sunucunun incelendiğini, ancak belgenin izine rastlanmadığını bildirmişti.
Fotokopi belge
Askeri savcılığın açıklamasında, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı, Adli Tıp Kurumu ve TÜBİTAK’ın belgeyi incelediği, ancak kesin görüş bildirmediği, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün belgeyle ilgili raporunun İstanbul Başsavcılığı aracılığıyla getirtildiği, çelişkili ifadeler içeren bu raporun da bilirkişiye inceletildiği vurgulanmıştı. Tüm bu çalışmalar sonunda elde fotokopisi bulunan belgenin Çiçek tarafından hazırlandığına yönelik kanıt elde edilemediği, kesin saptama için mutlaka “ıslak imzalı aslı”nın bulunması gerektiği de kaydedilmişti.
Orgeneral Başbuğ sert çıkmıştı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da fotokopi belgeyle ilgili düzenlediği basın toplantısında şunları söylemişti: “Şu anda elimizde olan, hukuki anlamda bir kâğıt parçasıdır. Bugün bu kâğıt parçasının birileri tarafından TSK’yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bu kâğıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz. TSK, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlıdır. Bu ilkelere aykırı davranışlarda bulunan personelini bünyesinde barındırmaz. Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesi en büyük teminattır. TSK’da cadı avı falan yapacak değiliz. Artık TSK’ya karşı medya üzerinden asimetrik psikolojik harekât yürütmeye son veriniz. Islak imzaya sahip belge olmadığı için sonuca ulaşılması mümkün değil.”