Gündem

Erdoğan: Kıbrıs'ta müstakil bir devlet yok. Rumlar yalnızca güneyde var

Erdoğan, KKTC'ye gitmeden önce "Kıbrıs'ta müstakil bir devlet yok. Onlar sadece güneyde var" diye konuştu.

20 Temmuz 2011 03:00

T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin AB Dönem Başkanı olması durumunda, Türkiye’nin tanımadığı bir yönetimle masaya oturmayacağını yineledi. Erdoğan, “AB ne düşünür, bizi ilgilendirmez, AB bunu kabul ederken düşünseydi, bize karşı yanlış yaptılar, bize karşı dürüst davranmadılar. Kıbrıs'ta müstakil bir Kıbrıs devleti diye bir şey yok” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak ''ANA'' ile KKTC'ye gitti. Saat 16.30'da KKTC'ye hareket eden Başbakan Erdoğan'ı Esenboğa Havalimanı'ndan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Ankara Vali Yardımcısı Mehmet Ali Yüksel ve öteki ilgililer uğurladı. Erdoğan ile eşi Emine ve kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen de KKTC'ye gitti.


Başbakan Erdoğan KKTC’ye hareketinden önce havalimanında bir basın toplantısı yaptı.

KKTC'ye ziyaretinin 61. Hükümetin Başbakanı olarak gerçekleştireceği ilk yurt dışı ziyareti olduğunu belirten Erdoğan, bu bakımdan ayrı bir önem taşıdığını söyledi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca 1974 yılında gerçekleştirdiği barış harekatının Kıbrıs Türk halkının varlığını, güvenliğini, hak ve hürriyetini teminat altına aldığı gibi Kıbrıs Adası'na ve Doğu Akdeniz bölgesine barış, demokrasi ve istikrar getirdiğini ifade etti.

Erdoğan, ziyareti kapsamında KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, üst düzey yetkililer ve siyasi partilerin lideriyle görüşmeler yapacağını söyledi.

Temaslarında kapsamlı müzakere sürecinin nihai aşamasına gelindiği bu dönemde mevcut fırsat penceresi kapanmadan Kıbrıs'ta kalıcı bir uzlaşı için yapılması gerekenleri birlikte değerlendireceklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Üç yıldır devam eden bu kapsamlı müzakerelerde artık önümüzdeki birkaç ay zarfında sürecin akıbetinin belli olmasını bekliyoruz. Hepinizin bildiği gibi Türk tarafı adada adil ve kalıcı, kapsamlı bir çözüme ulaşılabilmesine yönelik üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Halen de çözümden yana kararlı tutumunu devam ettirmektedir. Memnuniyetle ifade edebilirim ki; Türkiye ile KKTC arasındaki görüş noktasında herhangi bir farklılık söz konusu değildir. Hükümet olarak şimdiye kadar olduğu gibi bu kritik dönemde de Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu'nun liderliğinde Kıbrıs Türk tarafının içten ve yapıcı çabalarına samimiyetle destek vermeye devam edeceğiz.''

-''KIBRIS MESELESİ GELECEK NESİLLERE KARŞI ORTAK BORCUMUZDUR''-

Konuya sadece Kıbrıs perspektifinden değil, çok daha geniş bir vizyondan baktıklarını bildiren Erdoğan, ''Zira Kıbrıs sorunu etkileri itibarıyla sadece ada ile sınırlı kalan, lokal bir mesele değildir. Bölgesel boyutları, uluslararası ve küresel etkileri olan bir meseledir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, bu nedenle çözüm hedefine ulaşılmasının sadece adadaki taraflar için değil, bölgedeki tüm ülkeler için yeni perspektifler sunacağını, uluslararası barışa çok önemli katkılar sağlayacağını söyledi.

Erdoğan, çözüme ulaşmış bir Kıbrıs'ın iki garantör devlet Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerde başlattıkları yeni dönemde ortak geleceğin sağlam temelleri arasında yer alma potansiyeli de taşıyacağını belirtti. Gerekli siyasi iradenin Rum tarafınca da süratle ortaya konulması halinde iki kesimli, iki toplumlu ve siyasi eşitlik temelinde iki kurucu devlete dayalı bir federasyon çerçevesindeki çözüm hedefine kısa zamanda ulaşılmasının zor olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Şunu asla unutmamamız lazım; Kıbrıs meselesi yalnızca bugüne ait bir sorumluluk değildir. Aynı zamanda gelecek nesillere karşı ortak borcumuzdur. Bu meseleyi ilanihaye çözümsüz bırakamayız. Adada yaşayan veyahut da orada bugüne kadar bu çileleri çeken tarafların geleceğini ilanihaye sıkıntı ve belirsizlik altında tutamayız'' dedi.
Kıbrıs'ın artık bir uzlaşı içine girmesi, kabuklarını kırması, özgür ve kişilik sahibi bir ülke olarak dünyadaki güçlü yerine alması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin anavatan ve garantör ülke olarak Yunanistan ile hatta İngiltere ile bu konuda işbirliğine hazır olduğunu söyledi.
Kıbrıs Rum halkının da barış yönünde cesaretle adım atması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:


Kıbrıslı Türklere haksızlık


''Hükümet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki haksız kısıtlamaların kaldırılması için gayretlerimizi aralıksız şekilde sürdürüyoruz. Zira Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında ortak bir gelecek öngörülüyorsa Kıbrıslı Türklere haksız bir şekilde tecrit uygulayarak bu geleceği inşa etmek mümkün değildir. Bizim önceliğimiz KKTC'nin kendi ayakları üzerinde güvenle durabilmesi, kalkınması ve gelişmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak, bu yönde KKTC Hükümetiyle el birliğiyle çalışmayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede ziyaretim sırasında muhataplarımla KKTC ekonomisinin sağlıklı biçimde geliştirilmesi ve ülkedeki refah seviyesinin Kıbrıs Türk halkının layık olduğu kalkınma düzeyine ulaşabilmesine yönelik olarak atılabilecek ilave adımları da ele alacağız.''

Ziyareti sırasında çeşitli yatırım projelerinin açılışına katılacağını belirten Erdoğan, ''Kıbrıs Türk halkının huzurunu ve refahını teminat altına almak için her türlü tedbiri almaya kararlıyız. Dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de şartlar ne olursa olsun Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz, bu haklı mücadelelerinde Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacağız'' dedi.


'AB bize yanlış yaptı'


“Kıbrıs sorunu çözümsüz bırakamayız” diyen Başbakan Erdoğan, “Kıbrıs Rum halkı da cesaretle barış yönünde adım atmalıdır. Biz Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

 Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Tanımadığımız bir yönetimle nasıl olur da aynı masaya oturmayı kabul ederiz. AB ne düşünür, bizi ilgilendirmez, AB bunu kabul ederken düşünseydi, bize karşı yanlış yaptılar, bize karşı dürüst davranmadılar. Kıbrıs’ta müstakil bir Kıbrıs devleti diye bir şey yok. Onlar sadece Güney’de var”