Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın bugün (16 Mayıs 2017) gerçekleştireceği görüşmeyle ilgili olarak "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’la yapacağı görüşmeyle yeni bir sayfa açmanın peşinde. Trump’la diyaloğa azami özen göstermeyi amaçlıyor" dedi. "Erdoğan-Trump restleşmesine tanık olur muyuz? Tek kelime ile hayır" diyen Selvi, "Erdoğan-Trump görüşmesi öncesinde ne kadar olumsuz bir hava varsa, görüşmeden sonra iklim önemli ölçüde değişecek" ifadesini kullandı.
Abdulkadir Selvi'nin "Erdoğan ile Trump restleşir mi?" başlığıyla yayımlanan (16 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’la görüşmeye girmeden önce mesajını bir fotoğraf karesiyle verdi. Uluslararası ilişkilerde mesajlar kimi zaman bir fotoğraf karesiyle veriliyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bir yanında Rusya Devlet Başkanı Putin diğer yanında Erdoğan vardı...
Erdoğan’ın ayrıca Türkiye’den hareket ederken, Başkan Trump’la yapacağı görüşmenin bir milat olacağını belirterek, “Bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacaktır” demişti. Peki bu çıkıştan sonra Türkiye’nin talepleri dikkate alınmazsa ABD ile ipler kopacak mı?
Obama ile yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’la iyi ilişkiler kurma çabasında. “Şu anda Amerika hâlâ bir geçiş sürecini yaşamakta. Bu geçiş sürecini yaşaması sebebiyle de bizim burada çok daha dikkatli, çok daha hassas olmamız gerekiyor” sözleri bu hassasiyeti yansıtıyor. Ancak Trump’ın YPG’ye silah yardımını onaylaması ilişkileri zehirleyici bir etki yaptı. Üstüne üstlük YPG’ye verilen silahların geri alınmayacağı yönündeki açıklama ile Erdoğan-Trump görüşmesi sabote edilmeye çalışıldı. Pentagon’un bu tavrı, DAEŞ’la mücadele bittikten sonra da ABD’nin YPG ile çalışmaya devam edeceği şeklinde değerlendirildi. Erdoğan, Pentagon’un restini gördü. Reste restle karşılık verdi. “Eğer stratejik müttefiksek, ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım” dedi.
Erdoğan’ın bu çıkışı, İsmet Paşa’nın ünlü, “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye onun içinde yerini alır”sözünü hatırlattı. Erdoğan, Türkiye’nin yeni kararlar arifesinde olduğu mesajını verdi.
Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi bir krizle karşı karşıyayız. O nedenle Erdoğan, Beyaz Saray’a adım atmadan önce elini güçlendirecek hamleler yaptı. Rusya Devlet Başkanı Putin’le, 11 gün içinde iki kez bir araya geldi. Çin Devlet Başkanı Şi ile görüştü. ABD’ye karşı alternatif bir denge oluşturdu. Suriye söz konusu olunca bir süredir sadece ABD ile yapılacak müzakerelerle hareket edilmiyor. Çünkü bölgede dengeyi tek başına ABD sağlamıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başkan Trump’la yapacağı görüşme YPG’ye silah yardımının gölgesi altında gerçekleşecek.
ABD'nin önerileri
Bununla birlikte Erdoğan-Trump görüşmesinde Türkiye’yi rahatlatmaya dönük bazı adımların atılması bekleniyor.
1- Silahların denetimi için ortak bir mekanizmanın oluşturulması.
2- PYD-YPG’nin Menbiç’ten çıkarılması.
3- PKK ile YPG arasındaki irtibatın kesilmesi gibi.
Bu önerilerin Türkiye’yi ikna etmesi söz konusu değil. Üzerinde tartışılmaya bile değer bulunacak teklifler değil. Erbakan’ın, “Bunlar pansuman tedbirler” diye bir deyimi vardı. Aynen öyle. Türkiye artık eski Türkiye değil. Irak ve Suriye deneyimleri ortada duruyor. Sincar ve Menbiç için verilen sözlerin nasıl tutulmadığını gördük.
Erdoğan - Trump görüşmesinden beklenen
Cumhurbaşkanı Erdoğan o nedenle Başkan Trump’la görüşmeye bağlayıcılığı olan bir çalışmayla giriyor.
ABD ve Rusya’nın YPG’ye ilgisi ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan “PKK kuşağı”konusunda Ankara gerçekçi. Bunun bir adım sonrasının ne olacağı biliniyor.
A planı bunu ABD ile çatışarak önlemek değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’la yapacağı görüşmeyle yeni bir sayfa açmanın peşinde. Trump’la diyaloğa azami özen göstermeyi amaçlıyor. O nedenle bugünkü görüşmede Erdoğan ile Trump karşılıklı olarak restleşirler mi? Yani biz bugünkü görüşmede bir Erdoğan-Trump restleşmesine tanık olur muyuz?
Tek kelime ile hayır. Erdoğan-Trump görüşmesi öncesinde ne kadar olumsuz bir hava varsa, görüşmeden sonra iklim önemli ölçüde değişecek.