Gündem

Erdoğan: Eğer darbeyi önleyen olduysa onlara teşekkür ederiz

Başbakan Erdoğan, Balyoz darbe planı davası kararına ilişkin görüşlerini aktardı

29 Eylül 2012 12:06

Başbakan Tayyip Erdoğan, ''Eğer kendi içlerinde böyle bir darbeyi önleme mahareti olduysa biz onlara teşekkür ederiz'' dedi.

Atv ve AHaber kanallarının ortak yayınına katılarak, gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, Balyoz davası hakkında konuştu.

''Balyoz davası konusunda da mahkemenin verdiği kararın ardından birçok tartışma oldu. Bu arada dönemin komutanlarından birbiri ardına ilginç açıklamalar geliyor. Hilmi Özkök Paşa ve Aytaç Yalman Paşa arasında darbeyi kimin engellediğine dair çeşitli açıklamalar var. Sizce darbeyi önleyen kim oldu-'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Eğer kendi içlerinde böyle bir darbeyi önleme mahareti olduysa biz onlara teşekkür ederiz'' diyerek, şunları söyledi:

''Ancak bu konuda mevcut sivil iktidarın kararlılığı her şeyin önüne geçmiştir diye düşünüyorum ve bu sivil iktidar kararlılığıyla duruşuyla bir defa bu tür şeylere hiçbir zaman fırsat vermemiştir. Mesela biliyorsunuz 27 Nisan olayına da bir muhtıra diyenler oldu. Ama ben her zaman bunu bir muhtıra olarak değerlendirmediğimi söyledim. Tam aksine biz muhtırayı hemen ertesi sabah verdik. Onu bir bildiri olarak kabul ettik. Bir defa 'yerinizi bilin' dedik onlara yani. 'Bu iş bizim işimizdir, atılması gereken adımı biz atarız, yapılması gerekeni de biz yaparız.' Hiç bu tür şeylerin ülkemizde şu anda yeri yok. Mesela yeri gelmiştir, biz bu özellikle ileri teknolojiyle donatılmış bir orduyu konuşmuşuzdur, sayısı fazla değil. Bakın bu sayı devamlı azaltılıyor. Bu tenkisat daha da devam edecektir.''

''Türk ordusunun asker sayısı azalacak diyorsunuz-'' denilmesi üzerine de Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Azalıyor zaten. Böyle bir noktaya geldik. Şimdi hep 'profesyonel' deniyor da kimse 'profesyonel ordu nedir-' diye sorsan bilmiyor. Şu an bizim ordumuzun üçte ikisi zaten profesyonel. Bu noktadayız. Ama temenni ederiz ki bu daha da artsın ve daha da bu noktada attığımız adımlar var. Mesela biz 'hudut birlikleri, sınır birlikleri' dedik ama maalesef kimse sınır birliklerinde görev almak gibi bir şeye yanaşmıyor. Böyle de bir durum söz konusu. Şu anda az sayıda müracaat edenler oluyor. Bununla şu anda yolumuza devam ediyoruz.'’

 

'Asla gündeme gelmedi'

 

Başbakan Erdoğan, ''O dönemde komutanlarla özellikle Hilmi Özkök Paşa'yla yakın işbirliği içinde olduğunuzu düşünüyor musunuz- Yani Hilmi Paşa size gerekli bilgileri malumatları verdi mi anı anına, orduda böyle birtakım şeyler var diye'' sorusuna karşılık, şunları kaydetti:

''Bizim haftada olağan bir rutin görüşmelerimiz olurdu. Hilmi Paşa hakikaten okuyan, düşünen yani üreten bir genelkurmay başkanı olarak dört yılı birlikte geçirdiğimiz bir paşaydı. Tabii böyle bir şeyi hissettirmediler. Böyle bir şeyi yaşamış olsa inanıyorum ki bizimle onu paylaşırdı. Ama tabii bazı rahatsızlıkların olduğu istikametinde o da hükümetle değil, dışarıdaki bazı gelişmelerin, bu zaman zaman medyadan olmuştur. Çünkü medya hakikaten birçok yerlere çomak sokmakta çok mahir. O tabii bir yerleri tahrik ediyor. Tahrik edince hemen bakıyorsunuz belli hesaplar sorulmak isteniyor. Bu tür bu noktadaki şeyler...

Ordudaki yönetici kadroların kendilerini savunma noktasında belli hakları da yok. Yani avukat tutmakmış, yani belli bir parayı oraya tahsis etmek, ödemekmiş, kendi aralarında icabında bir fon oluşturdular mesela o fonu oluşturdukları zaman medyada bu da çok ciddi eleştiriler aldı, 'böyle bir fonu nasıl oluşturursunuz' diye. Mecburi buralardan para kesiliyor vesaire gibi birçok şeyler oluşmuştur. Onlar da kendi içlerindeki hukukçularla bu tür adımları attılar, bu tür şeyler de oldu. Ama o dört yıl içinde bizim buna yönelik böyle bir ciddi gelişme, hiçbir zaman aramızda gündeme gelmediği gibi Milli Güvenlik Kurulu'nda filan da böyle bir şey asla gündeme gelmemiştir.''