Gündem

Erdoğan: Dünya 5'ten büyüktür, 1'den hayli hayli büyüktür; BM Genel Kurulu onurlu bir duruş sergiledi

"128 ülke dimdik ayakta durdu"

22 Aralık 2017 14:26

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Kudüs tasarısını kabul etmesini "Onurlu bir duruş sergiledi" olarak yorumlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, " Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz ki dünya 5'ten büyüktür. Hele hele 1'den hayli hayli büyüktür. 196 kez büyüktür" dedi.

Tasarıya kabul eden 128 ülkenin "dimdik ayakta durduğunu" ifade eden Erdoğan, "Temenni ederim ki, ABD düşünür, demek ki bu ülkeler hiçbir zaman Kudüs'e gelmeyecek, yanlış adımdan geri dönmekte fayda var" diye konuştu.

Erdoğan İsrail'in Filistinlilere yönelik sert müdahalesini eleştirirken ABD Başkanı Donald Trump'a yüklendi. Erdoğan, "Bu tip şeyler Türkiye'de olunca dünyayı ayağa kaldırıyorlar" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "Siz bakmayın hesap uzmanıyım diye afra tafra sattığına, geçen gün Başbakanımız Mecliste onun hesap uzmanlığını şöyle bir silkeleyip eline verdi. Söylediği her rakam yanlış, ifade ettiği her bilgi yanlış, kurduğu her ilişki yanlış. Bu kadar yanlıştan çıka çıka ancak işte bu karikatür tip çıkıyor" dedi.

İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Türkiye olarak İslam İşbirliği Teşkilatı'nı (İİT) harekete geçirek Kudüs konusunda tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk. BM Güvenlik Konseyi, ABD'nin vetosu üzerine bu konuda bir karar alamadı. Biz dünya 5'ten büyüktür derken tam da bu durumu kastediyorduk. Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz ki dünya 5'ten büyüktür. Hele hele 1'den hayli hayli büyüktür. 196 kez büyüktür. 

Çekimser davranan veya katılmayanların da yeri büyük ihtimalle 128'in yanıdır. Bizim son ana kadar tespitimiz 160 ile 190 arası kabul oyunun çıkacağı istikametiydi. Ama Beyaz Saray telefonun başına geçti, oradan tek tek tehdit etti. İnsanoğlunun hele hele devletlerin demokratik iradeleri ne zamandan beri paralarla satın alınmaya başlandı. Demokrasi iradelerin satın alındığı bir anlayış, bir sistem, bir rejim değildir. Böyle yaklaşanlar varsa onlar da dersini almaya mahkumdur.

BM Genel Kurulu 128 kabul oyuna karşı 9 ret oyu ile Kudüs'le ilgili karar almıştır. Şahsım ve milletim adına bu ülkelere özellikle şükranlarımı sunuyorum. Böylece Amerika'nın attığı adımın hukuksuzluğu, meşru görülmediği BM tarafından da ortaya konulmuştur.

Temenni ederim ki, ABD düşünür, demek ki bu ülkeler hiçbir zaman Kudüs'e gelmeyecek, yanlış adımdan geri dönmekte fayda var kararı, Trump yönetiminin doğru iradesidir. 

29 yaşında down sendromlu Muhammed dün buradaydı. Bakanlarımızı ziyaret ettiler. Muhammed bir başka. Nerede bir İsrail askeri saldırıya geçiyorsa Muhammed orada. Oraya gidiyor ama kurşun falan isabet etmiyor. Geldi, içeri girereken zaten tekbir getirdi. Bir tarafta iman, öbür tarafta imansız paslı yürek var. Muhammed bizim misafirimiz, ama bizden bir de vatandaşlık istiyor. Burayı çok serviyor, Türkleri çok seviyor. Vatandaşlık istiyor.

Aynı şekilde Cuneydi. 14-15 yaşındaki bu çocuğa eli silahlı her türlü teçhizatla beraber. İnsaf edin be. Bu terörün bir örneği değil mi? Sayın Trump niçin bunlara sessiz kalıyorsunuz. Bu bir mazlumdur, bu bir terörist değildir. Bu tavrı ortaya koyan İsrail askeri de burada teröristtir. 

"2019'da sandıkları patlatan bir millet olacak"

Annesini kucağında bir yavru. Anne yavrusuna sarılıyor. Geliyor, dipçikle ona saldırıyor. İsrail'de olduğu zaman hani sesiniz? Niye yoksunuz? Niye bağırmıyorsunuz? İşlerine gelmez.

Türkiye'nin en büyük handikapı, kendi içindeki gafilleri uyandırmakta yaşadığı zorluktur. Bugün ülkemiz sınır güvenliğinden ekonomiye kadar her alanda çok önemli bir mücadele yürütüyor. CHP'nin Grup Başkanvekili Meclis'te bir şeyler söylemiş. Adam sirkatin söylüyor, şecaat arzederken. Benim aziz milletin bu kadar güzellikler yapılırken onu kötüleyene iyi yaptın der mi? Demediği için zaten sizi bu ülkede on yıllardır iktidar yapmıyor.

Akıllanın, akıllanın. Hamdolsun böyle bir muhalefet var. Bunlar olsun ki AK Parti de hizmete devam etsin. Türkiye'deki ana muhalefet, ana hıyanet bu. Böyle bir gündem olabilir mi? Türkiye'de en büyük sıkıntı, ana muhalefet sıkıntısıdır. Nasıl aşacağız? AK Parti daha da güçlenerek aşacağız. 2019'da sandıkları patlatan bir millet olacak. 

Ana muhalefetin başındaki zat önümüzdeki seçimde Türkiye'nin iki tercihten birini yapacağını söylüyor. Bunları da demokrasiden yana olanlar ile otoriter rejimden yana olanlar olarak ifade ediyor. Bir insan demokrasiye gerçekten inanıyorsa milletin tercihine saygı duyar.

Bu tercih sizin istediğiniz gibi olduğunda adına demokrasi, başka türlü tezahür ettiğinde adına otoriterlik derseniz siz demokratik değil, faşist olursunuz. CHP hızla faşizme kayıyor. Cilası sosyal demokrat olan, ama altını kazıdığınızda en müptezelinden bir faşizm çıkanın diğer söylediklerini ciddiye almak mümkün değil. 

 

"Karşımızda karikatür bir tip var"

 

Bu zat günlerce Cumhurbaşkanının yakınlarına yurt dışından havalelerin belgelerini açıklayacağım yaygarası yaptı. Ben de kendisine meydan okudum, 'eğer söylediklerin doğruysa siyaseti bırakacağım, yalansa sen de aynısını yapacak mısın' diye sordum. Sonra elinde salladığı kağıt parçalarının konuyla ilgisi olmadığı anlaşıldı ama zat büyük bir pişkinlikle yoluna devam etti. Zaten en büyük özelliği bu. Arasanız piyasada bulamazsınız bu tipleri. Hala aynı zırvaları geveliyor. Bu zat ömründe devletten aldığı maaşlar dışında alnın teriyle, bileğinin ve yüreğinin gücüyle tek kuruş kazanamamış, risk alamamış birisidir ama bir yaşındaki torununa devletten SSK'lı yapacak kadar da cesurdur. Bunlar kayıtlarda var, dolayısıyla kendisine söylenenlerin, eline tutuşturulan kağıtların ne anlama geldiğine dair zerre kadar bir fikri yoktur. Siz bakmayın hesap uzmanıyım diye afra tafra sattığına, geçen gün Başbakanımız Mecliste onun hesap uzmanlığını şöyle bir silkeleyip eline verdi. Söylediği her rakam yanlış, ifade ettiği her bilgi yanlış, kurduğu her ilişki yanlış.

Bu kadar yanlıştan çıka çıka ancak işte bu karikatür tip çıkıyor. İşin içinde ticaret, şirket, alma satma olmadığı halde kendi yakınlarının yediği haltların hesabını hala veremedi, buna rağmen hala rızkını ticaretle kazanan kişilere çamur atmayı sürdürüyor. Gözünü Suriyeliler için harcanan paraya dikiyor, biz diyoruz ki 'bu paranın içinde milletimizin yaptığı yardımlar da var'. Bu zat hala soruyor nerede bu 30 milyar dolar.

Niyet kötü. Kendisi de bu paranın hesabını aslında biliyor, ama böyle diyerek hem Suriyelileri tahrik etmeye hem de milletimizin kafasında soru işaretleri oluşturmaya çalışıyor. Bunun adı fitne, kendi ülkesine ihanettir. Bu tarz siyaset, vicdanı nasır tutmuşların yapabileceği ırkçı, faşist bir siyasettir. Biz, asla böyle bir siyasetyapmayacağız. Seçimlerde milletimiz bu zata hak ettiği dersi verecektir."