Gündem

Erdoğan: Çok laf işittik, ama uygulamada bir şey görmedik

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Mısır'a yaptığı resmi gezi kapsamında bu ülkenin cumhurbaşkanı...

14 Eylül 2011 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Mısır'a yaptığı resmi gezi kapsamında bu ülkenin cumhurbaşkanı adaylarını kabul etti. ErdoğaN yaptığı açıklamalarda "Arap halklarının zaferi aynı zamanda Türkiye'nin zaferidir, Halkların kendi özgürlüğünü kazanması tarihe yeni bir giriş olarak adlandırılır" dedi. Esad yönetiminin reformlar konusunda isteksiz davrandığını da dile getiren Başbakan Erdoğan,  "Çok laf işittik, ama uygulamada bir şey görmedik" ifadelerini kullandı.


Erdoğan adaylarla görüştü

Kahire'deki Samiramis otelde yapılan kabulde ilk olarak Abdülmünim Ebul Futuh ile görüşen Başbakan Erdoğan ardından da El Karame partisinin lideri olan Hamdin Sabbahi ile bir araya geldi.

İki cumhurbaşkanı adayıyla bir saatin üzerinde görüşen Başbakan Erdoğan daha sonra Kahire Valisi Abdulkafi Halife'yi kabul etti.

Başbakan Erdoğan'ın şu sıralarda Türk-Mısır İş Konseyi Genel Kurulu'na katılması bekleniyor.


Erdoğan: Arap halkının zaferi Türkiye'nin zaferidir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Arap halklarının zaferi aynı zamanda Türkiye'nin zaferidir, Halkların kendi özgürlüğünü kazanması tarihe yeni bir giriş olarak adlandırılır" dedi.

Mısır gezisi esnasında Mısırlı gazeteci Fehmi El Hüveydi'ye bir demeç veren Başbakan Erdoğan, Mısır'ın Arap Dünyası'nda çok önemli olduğunu ve Arap Dünyası'nın birçok kapısı varsa bu kapılardan en önemlisinin Mısır kapısı olduğunu söyledi.

Mısır'ın El Şuruk gazetesinde yayımlanan röportajında Erdoğan, "Mısır ile başta iktisadi alanda olmak üzere, birçok alanda iyi ilişkiler kurmak istiyoruz" şeklinde konuştu. 


'Çok laf işittik, ama uygulamada bir şey görmedik'

Suriye'deki gelişmelerin büyük yer kapladığı mülakatta Erdoğan Suriye'yle ilgili şunları kaydetti: "Suriye ile ilişkilerimiz çok iyi düzeydeydi. Her alanda karşılıklı yardımlaşmalarımız vardı. Ama Suriye halkı sokaklara inip haklarını ve hürriyetlerini talep etmeye başlayınca durum değişti. Halkın talepleri emniyet güçleri tarafından baskıyla karşılık buldu. Bu da dikkatimizin daha fazla o tarafa yönelmesine neden oldu. Maalesef yönetimin uygulamaları sokaklarda daha çok Suriyeli'nin kanının dökülmesine neden oldu."

Yönetimin uygulamalarından ve dökülen kandan dolayı karamsarlığa düştüklerini belirten Erdoğan, "Halkın kanı akmaya başladığı zaman, bu rejimin öldüğüne işarettir." dedi.

Başbakan Erdoğan, Beşar Esad'la çoğu kez telefonla konuştuğunu ve Esad'ın "ülkesinin hedef alındığını, ortamı yatıştıracak kararları alacaklarını ve istenilen reformları gerçekleştireceklerini söylediğini" ifade ederek daha sonra anlaştığımız reformların gerçekleştirilmesi için Türk Dışişleri Bakanı'nı Şam'a gönderdiğini söyledi. 

Konuyla ilgili olarak Erdoğan "Çok laf işittik, ama uygulamada bir şey görmedik" ifadelerini kullandı. 


'Suriye'de olanlar bizim için normal bir durum değil'


Suriye'de olanların Türkiye için normal bir durumdan ibaret olmadığını söyleyen Erdoğan, "Suriye ile 910 kilometre uzunluğunda kara sınırımız var. Ortak çıkarlarımız söz konusu. Suriye'de olan bitenin bizim milli güvenliğimizin bir parçası olduğunu iyi biliyoruz. Bunu göz ardı edemeyiz" diye konuştu.

Suriye için gelecekteki senaryolarla ilgili bir soru üzerine Başbakan, "Biz Suriye için gelecekteki senaryolardan endişemizi saklamıyoruz. Aleviler ve Sünniler arasında bir mezhep savaşı çıkmasından korkuyoruz. Yönetim iktidarda kalabilmek için böyle bir ateş yakmaya hazır" diyerek Esad'ın olayların sorumluluğunu üstlendiğini ve olacakların bedelini onun ödeyeceğini ifade etti.


'Palmer Raporu'nun hiç bir önemi yok'

Palmer raporuyla ilgili sorulan soruya cevap olarak Erdoğan, "Bu raporun hiç bir önemi yok, bu rapor onu yazanların ayıbıdır. Rapor Gazze ablukasına meşrutiyet kazandırıyor ve işgale kapı aralıyor. Biz bunu kabul etmeyeceğiz" diye cevap verdi.

İsrail'le ilgili tutumlarının bazı İsrail çevrelerince yarı savaş olarak nitelendirildiğinin söylenmesi üzerine Başbakan Erdoğan,  "Şaşırtıcı bir durum yok. Gazze'ye doğru yol alan Mavi Marmara gemisi'nin İsrail tarafından saldırıya uğramasından sonra biz taleplerimizi net bir şekilde açıkladık. Birincisi Türk halkı ve hükümetinden özür dilenmesi, ikincisi saldırıda ölenlerin ailelerine tazminat ödenmesi, üçüncüsü ise Gazze'ye uygulanan kanun dışı ve insani olmayan ablukanın kaldırılması. Ancak bazıları bizim sözümüzü ciddiye almadılar. İsrail kendini kanun üstü görüyor ve işlediği suçlardan yargılanamayacağını düşünüyor. Şımarık çocuk gibi bölgeyi tahrip etti" ifadelerini kullandı.

İsrail Askeri ataşesinin Ankara'yı terk etmeyi reddettiği yönündeki bir soruya ise Erdoğan, "Evet bu doğru, biz bunu diplomatik yollarla halledeceğiz. İlişkileri alt seviyeye indirmek askeri ataşeyi de kapsar. Ataşenin rütbesi tuğgenerallikten albaylığa düşer" dedi.