Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Sözcü gazetesinin 'Ayasofya' haberi ve Eski Devlet ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın 'başörtüsüyle' ilgili sözlerinin ardından başlayan tartışmalara ilişkin olarak, "Ayasofya'nın ibadete açılmasından başörtüsü hazımsızlığına kadar habis zihniyetin yansımasını görüyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kömürhan Köprüsü ve Bağlantı Tüneli açılış törenine videokonferans yöntemiyle katıldı.
Sözcü gazetesinin "2020’nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı" başlıklı manşetinin altında Ayasofya’nın ibadete açılmasına yer vermesiyle başlayan ve "Türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var" diyen Eski Devlet ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın sözlerinin ardından başlayan tartışmalara ilişkin olarak, "Ülkemizde sürekli ilkelerden bahsedip üretim yapmamayı felsefe haline getirmiş zihniyet varlığını sürdürüyor. Ülkenin ve milletin faydasına hiçbir adım atmadıkları gibi, atılan hayırlı adımlardan da rahatsız oluyorlar. Türkiye'nin ekonomide ve yatırımlarda olduğu gibi demokraside hukukta ve özgürlükte ilerlemesine tahammül edemezler. Ayasofya'nın ibadete açılmasından başörtüsü hazımsızlığına kadar bu habis zihniyetin yansımasını görüyoruz" dedi.
Ne olmuştu?Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 1 Ocak'ta cuma namazının çıkışında yaptığı açıklamada, "Ben türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde adaleti yerine getirebileceği doğrultusunda kuşkum var" diyen Eski Devlet ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar'a yanıt verirken, Bu zat artık bu çağda yaşamıyor, çok gerilerde kaldı. Ne yazık ki CHP zihniyetinin faşizan anlayışının, geçmişte olduğu gibi, bugüne yansımasıdır. İnsanların başörtüsüyle uğraşmanın anlamı yok. Hakim, savcı, polis, her kurumunda bunları görecekler" demişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da hedef alan Erdoğan, "Oy almak için bazı yerlerde başörtülü birkaç kişiyi adeta vitrin mankeni getirip gibi koymak kimseyi aldatmıyor, geçti o işler" diye konuşmuştu. Erdoğan'ın 'vitrin mankeni' ifadesine parti liderleri tepki göstermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı açıklamasında Sözcü gazetesinin 1 Ocak manşetinde Ayasofya'nın ibadete açılışının “2020’nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı” başlığı altında verilmesine de tepki göstermişti. Erdoğan, "Ben okumuyorum, kimse de lüzumsuz yere buna para verip almasın" demişti. Erdoğan'ın açıklamasından kısa bir süre sonra Basın İlan Kurumu, Sözcü'nün haberiyle ilgili inceleme başlatmıştı. Sözcü, yaptığı açıklamayla eleştirilere yanıt verirken, “Editoryal hata olarak yorumlanan bu sunumda, Ayasofya'nın açılışına ‘felaket’ demek gibi bir kastımız yoktu” denilmişti. |
Bir kez daha 'reform' vurgusu yapan Erdoğan, "2021'i her alanda yeni bir şahlanış yılı haline getirmek istiyoruz. Bunun için kapsamlı hazırlıklar yapıyoruz. 2021'i bir reform yılı haline dönüştüreceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için gereken adımları milletimizle atacağız. Ekonomide ve hukukta yapacağımız reformlarla ülkemizi istihdam, özgürlükler açısından güçlendireceğiz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
Kömürhan Köprüsü, kendi grubunda dünyanın 4. büyük projesi unvanını taşıyor. Tasarımından inşasına kadar her şeyiyle yüzde 100 yerli ve milli kaynaklarla inşa edilen bu eser, ülkemizin mühendislik alanındaki gücünün ve kabiliyetlerinin sembollerinden biri olacaktır. Yapım bedeli 720 milyon lira olan bu proje Elazığ ile Malatya'yı birbirine bağlamanın ötesinde ülkemizin doğu- batı ve kuzey-güney ulaşım aksının en önemli noktalarından birini oluşturuyor.
"Esas olan kendi halkın ve insanlık için ne ürettiğin ve onlara ne verdiğin, ve kattığındır. Ülkemizde sürekli ilkelerden bahsedip üretim yapmamayı felsefe haline getirmiş zihniyet varlığını sürdürüyor. Ülkenin ve milletin faydasına hiçbir adım atmadıkları gibi, atılan hayırlı adımlardan da rahatsız oluyorlar. Türkiye'nin ekonomide ve yatırımlarda olduğu gibi demokraside hukukta ve özgürlükte ilerlemesine tahammül edemezler.
Ayasofya'nın ibadete açılmasından başörtüsü hazımsızlığına kadar bu habis zihniyetin yansımasını görüyoruz. Ama biz bunlara aldırmadan hizmet siyaseti diyoruz. Eserlerimizle, hizmetlerimizle, yaptıklarımızla ve taahhütlerimizle çıkıyoruz. Tüm dünyayı esir alan salgın şartlarına rağmen 2020 yılında da hizmet siyasetinden zerre taviz vermedik.
Biz en zor şartlarda bile hizmet üretmenin eser üretmenin peşinden koştuk. Milletimizin özgürlüğünü, güvenliğini, refahını güçlendirmek için gece gündüz çalışıyoruz, 2023 hedeflerimize ulaşana kadar durmayacağız. İnşallah hep birlikte o günleri göreceğiz.
Elbette 2020 tüm insanlıkla birlikte milletimiz için de zor bir yıl oldu. Koronavirüs musibetinin yol açtığı sıkıntıları da omuzlamak mecburiyetinde kaldık. Milletimizin geleceğini korumak için devletimizin imkanlarını seferber ettik. Doğrudan ve dolaylı desteklerle milletimizin yanında yer aldık. Yurt dışından temin ettiğimiz aşıların uygulanmaya başlamasıyla salgınla mücadelede önemli bir eşiği aşacağımıza inanıyorum. En geç nisan ayında geliştirme çalışmaları hızlı süren kendi aşılarımızı da kullanıma hazır hale getirmiş olacağız.
Avrupa başta olmak üzere dünya genelinde salgının bir tehdit olmaktan çıkmasıyla birlikte asıl gündem konularımıza yoğunlaşabileceğiz. Son yıllarda elde ettiğimiz kazanımlar önemlidir ama asıl önemlisi bunları koruyup ileri taşımaktır. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin kökten sarsıldığı bir dönemde ülkemizi hak ettiği yere çıkarmak için çok daha fazla çalışmalıyız. En büyük gücümüz birlik beraberliğimiz olacaktır. Ülkemizin yükselişinin önünü içeride terör örgütleriyle, dışarıda yaptırım tehditleriyle kesemeyenler proje kişi ve gündemlerle milletimizin birliğini bozma peşindedir.
2021'i her alanda yeni bir şahlanış yılı haline getirmek istiyoruz. Bunun için kapsamlı hazırlıklar yapıyoruz. 2021'i bir reform yılı haline dönüştüreceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için gereken adımları milletimizle atacağız. Ekonomide ve hukukta yapacağımız reformlarla ülkemizi istihdam, özgürlükler açısından güçlendireceğiz."