Yaşam

Engin Civan ABD'de nalbur oldu

1994'te patlayan Civangate skandalıyla gündeme oturan eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan, şimdilerde ABD'de nalburiye dükkânı işletiyor.

07 Mart 2011 02:00

T24 - 1994'te patlayan Civangate skandalıyla gündeme oturan eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan, şimdilerde ABD'de nalburiye dükkânı işletiyor. Haftada bir de sosyal hizmetler gönüllüsü olarak, evsizlere yemek dağıtıyor.



Engin Civan...Türkiye'de bir dönem en çok konuşulan kişilerden biriydi. Emlak Bankası Genel Müdürü olduğu 19 Eylül 1994'te, Alaattin Çakıcı'nın adamı Davut Yıldız tarafından vurulmasıyla patlak veren 'Civangate' olayının kahramanıydı. İddiaya göre 5 milyon dolarlık rüşvetini geri alamayan ESKA İnşaat Şirketi'nin patronu Selim Edes, mafyadan yardım istemiş ve Civan'ı vurdurtmuştu. Selim Edes'in o dönem Civan için söylediği "Rüşvetin belgesi mi olur pe..venk" sözü literatüre girecek, Türkiye'de herkesin diline pelesenk olacaktı...

Şimdi, skandalın her iki kahramanı da Amerika'da yaşıyor. Aradan geçen yıllar Civan'a yaşadıklarını unutturmamış tam tersi hepsi hâlâ çok sıcak. Bir arkadaşının yanında finansal danışman olarak çalışan Civan, aynı zamanda Washington'da küçük bir dükkânda plastik eşya, telefon kartı ve nalburiye malzemeleri satıyor, sosyal hizmetlerde gönüllü olarak çalışıyor.

İşte Engin Civan'ın yıllar sonra, Sabah gazetesinden Erhan Öztürk'e verdiği röportaj:


20 yıldır aynı evde yaşıyorum

Nerede yaşıyorsunuz; hayatınızı nasıl kazanıyorsunuz?

Washington Maryland'da, 20 yıldır aynı evde yaşıyorum. 25 yıldır aynı telefonu kullanıyorum. Ufak bir marketim var, dar gelirlilere ucuz ürünler satıyorum. Plastik tabak, telefon kartı, kâğıt havlu, nalburiye malzemesi gibi. Ayrıca çok eski bir ABD'li arkadaşımın yanında danışmanlık yapıyorum. Özellikle İngilizcesi yetersiz birinci kuşak göçmen ABD'lilere yardımcı oluyorum.


Türkiye'de en çok neleri özlediniz?

Bebek'te yürümeyi, annemin yemeklerini çok özledim. Çocukluğumun geçtiği Fatih'te cami avlusunda dolaşmak ve Beşiktaş maçlarına gitmek isterdim. 30 yıl önce burada sadece Lübnanlı bakkal vardı, şimdi Türk malı ürünlerden geçilmiyor. 5 dakika mesafede taze hamsi bile satılıyor. Haftada iki gün dükkânda, üç gün finans şirketinde olmak üzere toplam 45 saat çalışıyorum. Haftada bir gün evsizlere bedava yemek dağıtan sivil toplum örgütünde toplum gönüllüsü olarak hizmet veriyorum.


Engin Civan olayları nasıl patlak verdi

Vurulduğunuz 19 Eylül 1994'te Türkiye bir anda Engin Civan'ı konuşmaya başladı. Nasıl patlak verdi bu olaylar?

Bizim yan kuruluşumuz TOKİ vardı. Türkiye'nin sayılı kurumlarından birisidir. Bütün projeler içinde tek yerinde sayan proje, Selim Edes'in Anatepe projesiydi. Çok sorunlu bir araziydi. Bankalar, firmalar, anlaşmalar hepsi birbirine girmişti. Edes'in şirketi söz sahibiydi. Özal bu projeye büyük ilgi gösteriyordu. Edes'i ilk kez Özal'ın bir ABD ziyaretinde, Ahmet Özal ve Bülent Şemiler'in yanında görmüştüm. Onların yanında süklüm, püklüm duruyordu. Buluşma nedenleri bavulları İstanbul'a götürmesiymiş. Edes, bavul taşıyordu yani. Denizcilik Bankası Genel Müdürü olduğumda benden randevu talep etmişti. "Emlak Bankası'na gelirsen Anatepe Projesi hızlı bir şekilde yükselir" dedi. Bunlar bu araziyi almış, Emlak Bankası'yla da ortak işe başlamışlar. İşi bir türlü bitirememişler. Bunların arazilerine sonunda ben el koydum. Tabii ucuza kapatılmış ve ucuza kaybedilmiş bir şey var burada. Edes, benim öyle yaptığımı zannediyor. Buradan çok ciddi bir husumeti vardır.



Görevden ayrıldıktan 3 sene sonra rüşvet mi olur?

Selim Edes de buraya mı dayandırıyor rüşvetle ilgili olayı?

Tamamen buraya dayandırıyor. Ya bir insan görevden ayrıldıktan 3 sene sonra rüşvet mi olurmuş?


Görevde olduğunuz dönemde size baskılar oluyor muydu, yaşadıklarınızı dönemin hükümet yetkililerine anlatıyor muydunuz?

Beni görevden alma girişimleri oldu. Bu sırada Başbakan Mesut Yılmaz'dı. Yine mini bir bakanlar kurulu kararıyla araziyi tekrar Emlak Bankası'na satmak istediler. Bakan İmren Aykut beni sık sık arayıp, "Selim Edes'e yardımcı ol" diyordu. Çok ciddi baskılar oluyordu. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'dan randevu talep ettim. Benim İstanbul Lisesi'nden ağabeyim olur. Bu hukukumuza dayanarak yaşadıklarımı anlattım. "Bu arsa meselesi nedir? Ahmet (Özal) beni arayıp duruyor" diye sordu. Kendisine, "Bu araziden post çıktı. Edes'in hakkı peşin ödensin ve bitsin" dedim. Sonra bana, "Arazinin bankaya devri önüme gelirse imzalamam" diye konuştu. Ancak bu mesele 1994'te medyaya farklı yansıdı. Daha sonra benim için, "Yurtdışına kaçtı" demesinler diye de 9 ay İstanbul'da bekledim.


Tehdit telefonları geliyordu

Müdürlükten ayrıldıktan sonra tehdit telefonları alıyor muydunuz?

Tüm yaşananlar bir komediydi. Özal ailesiyle olan samimiyet Edes'i çok şımartmıştı. "Edes'in senden alacağı varmış" diyorlardı. Ahmet Özal'ın Kanal 6'da yaşadığı ekonomik sıkıntı vardı. Saldırıdan 9 ay önce bir salaklık yaptım. Ahmet'in ofisine uğradım. İtalyan televizyoncularla pazarlık yapılıyordu. Bazı görüşmelere ben de katıldım daha sonra. Özel bir uçakla İzmir'de yaptığı siyasi toplantıya gittik. Türkiye'de iş yapan ve iktidar değiştiği için işleri sorunlu olan bir Amerikalı gruba rica ederek Ahmet'e 300 bin dolar borç verdirdim. Bu benim en büyük yanlışımdı. Bana tehdit telefonları geliyordu. Silahlı saldırıdan iki gün önce de Ahmet'e, "Bu Selim Edes birtakım adamlara telefon açtırıyor. İpe sapa gelmez konuşmalar yapıyorlar" dedim. Ahmet sinirlendi, "Kafayı yemiş bunlar. O hesaplar çoktan kapandı. Sen merak etme ben şimdi Sarıyer'e gidip annemle konuşacağım" dedi. Sonrası malum. Bende de delikanlılık var. Uçağa binip yurt dışına gitmedim, bunlarla görüşmeye gittim.


Türkiye'ye dönmem büyük hataydı

Geriye dönüp baktığınızda en büyük yanlışınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?

İki büyük hatam daha oldu. Birincisi Türkiye'ye dönmem. İçine kapanık bir ülkenin vatandaşı olarak yurtdışında kariyerimi ispat etmiştim. Hatta Londra hazine bölümünden astronomik bir rakam karşılığı iş teklifi almıştım. İkincisi ise görevden ayrıldıktan sonra bizden sonra göreve gelenlerin başıma açtığı işler.


Hiç intihar etmeyi düşündünüz mü?

Hayır, hiç düşünmedim.


Edes ile hiç görüştünüz mü?

Görüşmedim. Ne görüşeceğim onunla...


Tüm yaşananların ardından kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Yaşadığım olayda başta Selim Edes olmak üzere birtakım işadamları iflas etti; yargıçlar, savcılar ceza aldı. Kendine çıkar sağlamaya çalışan bir takım mesleksiz insanlar telef oldu gitti. Ama ben ayaktayım. Benim icin en büyük keyif budur.



Civangate skandalı

Engin Civan'ı 'Civangate Skandalı'nın aktörü yapan olay 19 Eylül 1994'te gerçekleşti. ESKA'nın patronu Selim Edes'ten 5 milyon dolar rüşvet aldığı gerekçesiyle Alaattin Çakıcı'nın adamı Davut Yıldız tarafından vuruldu. Yargılandı. 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 550 gün cezaevinde kaldı. İnfaz yasasından yararlanarak 3 Nisan 1996'da serbest kalınca Amerika'ya gitti. Bir daha Türkiye'ye hiç gelmedi.