T24 - Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, ''Yakın zamanda ortaya çıkan ve yargıda dinleme skandalı olarak tüm kamuoyunun bilgisine ulaşan konular göstermiştir ki yargı çok büyük bir baskı altındadır'' dedi.
YARSAV'ın 2. Olağan Genel Kurulu, Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonu'nda toplandı. Genel Kurula, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, bazı Danıştay ve Yargıtay üyeleri ile hakim ve savcılar katıldı.
YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, genel kurulda yaptığı konuşmada, YARSAV'ın ''yargıya yönelik saldırılara duyarsız kalmadığı için gündemden düşmediğini'' ifade etti.
Eminağaoğlu, ''Yargı ve yargı bağımsızlığı ülkemizde her geçen gün artarak katlanan sorunlarla yüz yüze kalmaktadır. Yakın zamanda ortaya çıkan ve yargıda dinleme skandalı olarak tüm kamuoyunun bilgisine ulaşan konular göstermiştir ki yargı çok büyük bir baskı altındadır'' diye konuştu.
YARSAV Başkanı olarak Yargıtay ek binasında yaptığı basın toplantısının ardından YARSAV'ın yürütme organının teknik takibine maruz kaldığını savunan Eminağaoğlu, şöyle konuştu:
''Bu bir hukuk skandalıdır. Oysa YARSAV kamu derneği değildir. Bu konuda Yargıtay Başkanlığının yazıları bile olmasına rağmen yürütme organı Yargıtay Başkanlığı yazılarını bile görmezden gelmektedir. Amaç, Kamu Dernekleri Yasasına göre bir yaptırım uygulayarak yönetim kurulunu düşürme girişimidir. Yürütme organının YARSAV yönetimine ve hukuka yönelik saldırı ve baskıları artarak devam etmektedir.
''Dinleme va teknik takipleri ortaya çıkaran YARSAV hedeftedir. Ortaya çıkmayan boyutlar ise bilinmemektedir'' diyen Eminağaoğlu, dinleme ve teknik takip kararlarını veren meslektaşlarını suçlamayı doğru bulmadığını söyledi. Eminağaoğlu, ''Teftiş Kurulu siyasi bir ortam olan bakanlığa bağlı olmamalıdır. Yargıç güvenceli durumda görev yapmalıdır'' dedi.
Eminağaoğlu, 2008 yılı Eylül ayında yargıdaki tüm meslektaşlarını kapsayacak, ucu açık olarak verilmiş bir soruşturma izninin ortaya çıktığını ileri sürerek, ''Tüm meslektaşlarımız bu soruşturmanın içine adım adım sokulmaktadır. Türkiye'de yargı bu denli baskılarla karşı karşıya kalmamıştır. Hukuktan başka hiç bir çözüm yeri görmeyen bizler hukuk sürecini saygıyla ve sonuna kadar yürüteceğiz'' diye konuştu.
-''YARGIDA DİNLENİLME'' İDDİALARI-
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Eminağaoğlu, ''yargıdaki dinlenilme'' iddialarına ilişkin bir soru üzerine ''Dinlenmiyorum, teknik takibe tabi tutulmuyorum'' diyen kimsenin olmadığını söyledi. Yasal güvencelerin dahi ortadan kalktığını, tüm bunların yargı kararlarıyla yapıldığını ifade eden Eminağaoğlu, ''Belirli kurumlar bu kararları infaz eden kurumlar 'yargı kararları vardır bu nedenle bu işlemler yapılmaktadır' demektedir ama Türkiye'de bugüne kadar gizli tutulan, gizlenen yargı kararı olmamıştır. Dinleme ve teknik takip kararları süreleri dolmalarına rağmen gizlenmektedir, gizlenen kararlara itiraz etme olanağı sağlanmamaktadır'' diye konuştu.
-''VAHİM BİR TABLODUR''-
''Telekomünikasyon İletişim Başkanının (TİB) açıklamaları sizi tatmin etti mi?'' sorusu üzerine Eminağaoğlu, şunları söyledi:
''Adalet müfettişlerinin İstanbul Emniyetine yazdığı yazıda TİB'deki verilerin ayrı bir tarafa kaydedilmesi ve daha sonra TİB'deki tüm kayıtların imha edilmesi yönünde bir yazı vardır. Bu yazı sanırım Sayın TİB Başkanı'nı yanıtlamaktadır. Burada Yargıtay santral boyutu öne çekilmektedir, ancak kararlarda iş yerinin de teknik takibe alınması konusu vardır. Bu yüksek yargının, Yargıtay'ın ortam dinlemesine tabi tutulduğu anlamındadır, bu da çok vahim bir tablodur.''
Genel Kurula katılan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, gazetecilerin ''Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkındaki dosya sizin önünüze gelecek. Davadan çekilmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine ''Dosyayı henüz incelemedim'' dedi.
Genel Kurulda YARSAV'ın adının önüne ''Türkiye'' sözcüğünün getirilmesi de oylanarak kabul edildi. YARSAV'ın adı ''Türkiye Yargıçlar ve Savcılar Birliği'' olarak değiştirilirken kısaltması ise aynı kaldı.