Politika

Ekrem Dumanlı: Sandık yanıltmasın; AKP'li seçmenin gönlü rahat değil

"Ortada merkez sağ diyebileceğimiz güçlü bir alternatif olmayışı..."

03 Kasım 2015 14:13

Kısa bir süre önce Zaman gazetesindeki Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılan Ekrem Dumanlı, AKP'nin tek başına iktidara geldiği 1 Kasım seçimi sonuçlarına ilişkin olarak, "Seçmen AK Parti'ye kırgındı. Sandık yanıltmasın; hâlâ da gönlü rahat değil. Ortada merkez sağ diyebileceğimiz güçlü bir alternatif olmadığından “Haydi bir daha” deyip AK Parti'ye destek verdi" dedi.

Dumanlı'nın Zaman'da "Balkon vaatleri tutarsa" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

5 ay önceki seçimde AK Parti tek başına iktidar olamıyordu. Şimdi neredeyse 10 puanlık bir artış sağlayarak büyük bir başarı elde etti. Herkesin aklındaki soru: 5 ayda ne değişti ki AK Parti'nin oylarında çok büyük bir patlama yaşandı?

Sebep çok. 7 Haziran'da halk “koalisyon kurun” demişti. AK Parti, özellikle Tayyip Erdoğan, halkın arzusuna olumsuz yaklaştı. Beklenen bir yaklaşımdı bu. 13 yıl ülkeyi yönetenler niçin bir ortak isteyecekti ki? Bu yüzden yeniden sandığa gidildi.

“Artık tek parti iktidarı istemiyorum” mesajını muhalefet partileri iyi değerlendiremedi. Bir araya gelemedi. Meclis'teki sandalye üstünlüğü muhalefette olduğu halde Meclis Başkanı'nı bile seçemediler. Bütün anketler 7 Haziran'daki tabloya benzer bir sonuç çıkacağını söylüyordu. Halk “madem yine koalisyon çıkacak, bu adamlar koalisyon kuramayıp ülkeyi yönetimsiz bırakacak, o zaman AK Parti yönetsin ülkeyi” deyiverdi. Her türlü koalisyonda da AK Parti olacaktı zaten. Vatandaş bu gerçeği görerek AK Parti'ye bir şans daha tanıdı. Hem “İstersem seni yüzde 40'lara düşürürüm, aklını başına devşir!” dedi; hem de “Muhalefet partilerinin uzlaşmasız tavrını onaylamıyorum.” mesajını verdi.

         5 ay içinde bombalar patladı, şehitler verildi, terör olayları güvenlik sendromuna yol açtı. Türkiye'nin parçalanacağı, iç savaşa sürükleneceği kaygısı seçmeni derinden etkiledi. Yanı başımızda cayır cayır yanan Suriye'ye benzemekten korktu Türkiye ve tek parti iktidarı sayesinde daha etkin bir mücadele verilebileceğini düşündü.

Seçmen AK Parti'ye kırgındı. Sandık yanıltmasın; hâlâ da gönlü rahat değil. Ortada merkez sağ diyebileceğimiz güçlü bir alternatif olmadığından “Haydi bir daha” deyip AK Parti'ye destek verdi. MHP'nin sağı toparlayamayışı, CHP'nin geniş halk kitlelerinden bir türlü oy alamayışı nedeniyle “milliyetçi-muhafazakâr” seçmen alternatif parti göremediğinden iktidar partisine bir şans daha tanıdı.

AK Parti kendisine verilen bu son şansı iyi değerlendirebilir mi? Seçim gecesi Başbakan Davutoğlu'nun verdiği mesajlara bakılınca elbette. Vatandaş 5 ay arayla iki mesaj verdi AK Parti'ye; bunlardan birini yok saymak yanlış sonuca götürür Türkiye'yi. Davutoğlu, “Eski Türkiye yedi kat yerin altına gömülmüştür. Yeni Türkiye'nin inşa süreci 1 Kasım tarihi itibarıyla hayata geçirilmiştir.” diyor.

1 Kasım'ı yeni bir başlangıç noktası sayan Davutoğlu, halkın 7 Haziran'da verdiği mesajı aldıklarını söylemeyi de ihmal etmiyor. 1 Kasım'da başlayacağını beyan ettiği yeni sayfanın ilk satırlarına şöyle notlar düşüyor: “Türkiye'yi her türlü kutuplaşmadan, gerilimden çıkaracağız.” Bu, önemli bir vaattir ve “AK Parti'nin 2002'deki kuruluş felsefesine dönme” konusunda yaşayacağı en büyük sınavdır.

Başbakan'ın yaptığı yapıcı, onarıcı balkon konuşması hakka, hukuka, adalete vurgu yapıyor. “Herkesin hukuku güvence altındadır. 78 milyonun hukuku mutlak surette korunacaktır. Husumet, nefret dili kaybedecek.” diyen Başbakan'ın bu sözlerini bir kenara kaydetmek gerekiyor.

Bazı dönemlerde veciz balkon konuşmaları yapıldı; ama hayata geçirilmedi. O yüzden insanlar mağdur, mazlum. O yüzden toplumun çok büyük ve değişik kesimleri kendilerini güvende hissetmiyor. Temel hak ve özgürlükler konusunda yapılan baskılar insanları can güvenliğinden, mal güvenliğinden endişe eder hale getirdi. Düşünce ve ifade özgürlüğü ağır yaralar aldı. Basının tamamı kuşatma altında.

Bu olumsuz manzaranın bir an önce son bulması gerekiyor. Türkiye'nin AB yolundaki yürüyüşünün devam etmesi, gelişmiş demokrasi hedefinin tekrar canlandırılması Türkiye'ye nefes aldıracaktır. Balkondan sarf edilen sözler bu konularda umut vaat etti. Umarım bu tarihî sözlerle ilerideki icraatlar örtüşür ve Türkiye, birlik dirlik şarkıları eşliğinde daha modern, daha demokrat bir ufka kanatlanır. Bu, hem halkın AK Parti'ye verdiği son şansın iyi değerlendirilmesi anlamına gelir hem de Türkiye'nin yeni bir ivme yakalaması manası taşır.